Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO) tarafından düzenlenen ‘Orta Vadeli Program Önerisi Taslağı Sunum ve İstişare Etkinliği’nde yaptığı konuşmada; dünyada ve KKTC’de derinleşen ekonomik krizi ve hız kazanan fakirleşmeyi durdurmaya yönelik görüşlerini paylaştı; ekonomik krizin içinde fırsatları da barındırdığına işaret etti.

“Planlamanın da kendi içinde bazı zafiyetleri olduğu gerçeğini göz ardı etmememiz gerekiyor” diyen Özersay, Anayasa’ya bakıldığında planlamayı zorunlu kılan, kalkınma planları üzerine kurulmuş bir mantık olduğunu belirtti.

Özersay konuşmasında şu ifadelere yer verdi: 

“Anayasamız çerçevesinde Devlet Planlama Örgütü ve yasasına uygun olarak orta vadeli planların hazırlığı şimdi yapılmadı, yıllar öncesine dayanıyor. Periyodik olarak, özellikle 2016’dan itibaren düzenli olarak hazırlanmıştır. Ancak bir sıkıntıyla karşı karşıyayız. Devlet Planlama Örgütü, devlet adına resmi olarak orta vadeli programı hazırlıyor ancak önemli olan özellikle sosyal ve ekonomik konseyin de görüşlerini aldıktan sonra Bakanlar Kurulu onayıyla bunu bir devlet politikası haline getirmek ve daha sonra kağıt üstünde kalmasını önleyerek uygulamaktır. Bu açıdan bakıldığında yakın geçmişimizde belli bir istikrar ve uyum olmasına rağmen; 2020’de pandemiyle birlikte taslak hazırlanmış olmasına rağmen, sosyal ve ekonomik konseyin görüşleri alınamamış, o taslak Bakanlar Kurulu’ndan geçememiş ve orada kalmıştır. Bu açığın kapatılması bağlamında; Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın katkısıyla sosyal ve ekonomik paydaşlarının görüşlerinin alınması Devlet Planlama Örgütü’ne de ışık tutacaktır.”

“DÜNYADA ARZ-TALEP DENGESİ DERİNDEN SARSILMIŞTIR”

Küresel piyasaların derinden sarsıldığı günlerden geçildiğine işaret eden Özersay, “Bir yandan pandemi öncesinde başlayan ticaret savaşları, diğer yandan pandeminin etkileri, tedarik zincirindeki sıkıntılar, lojistik alanda sıkıntılar ve global enerji arzıyla ilgili yaşanan kriz dünya genelindeki arz-talep dengesini derinden sarmıştır. Özellikle bu dönemde öngörülebilirliği çok daha zor bir hale gelmiş durumdadır” diye konuştu.

“PLANLAMA, KKTC’NİN KENDİ İHTİYAÇ VE ÖNCELİKLERİNE GÖRE YAPILMALI”

Orta vadeli programla ilgili üç temel noktaya değinen Kudret Özersay, planlamanın, hedef koymanın ve bunlar için politikalar geliştirmenin önemli olduğunu ancak global ekonominin geldiği noktada değişen şartlar içinde hedeflerin sapabileceğinin hesaplanması gerektiğine vurgu yaptı; hedeflerin sürekli revize edilmesi gerektiğine belirtti.

Türkiye ile KKTC arasında imzalanan ekonomik iş birliği protokollerinin verilere ve bir öngörüye dayandığını aktaran HP Genel Başkanı, protokollerin de doğru bir zemine oturtulması “olmazsa olmaz” olarak yorumladı. Özersay sözlerini şöyle sürdürdü:

“Protokollerin doğru bir zemine oturtulması, KKTC’nin kendi ihtiyaçlarını, kendi önceliklerini esas alması anlamına geliyor. Bu bağlamda orta vadeli program hayati bir önem taşıyor. Orta vadeli program, bu ülkenin ekonomisinin paydaşlarının katkı koymasıyla hazırlanırsa bu ülkenin kendi önceliklerinin daha net yer bulabileceği Türkiye’yle yeni anlaşmalar da devamında gelebilir. Paydaşların dahil olması, protokole sahip çıkılması ve kağıt üstünde kalmaması anlamına da geliyor.”

“DERS ALIP SİYASİ İSTİKRARLA EKONOMİYE ODAKLANMALIYIZ”

“Uzun vadeli bir kalkınma planı hazırlamış olsak da, orta vadeli program hazırlığına girişsek de, Bakanlar Kurulu’ndan geçirsek de uygulayabilmemiz için bir siyasi iradeye ihtiyaç vardır. Bu siyasi iradenin de kısa süreli değil, olabildiğince uzun bir istikrarı olan siyasi irade olmalıdır” diyen Kudret Özersay, yaşananlardan ders çıkarılması gerektiğinin altını çizdi. Özersay sözlerini şöyle sürdürdü: “Geleceğe uzun ömürlü hükümetler kurulması noktasında herkes elinden gelen çabayı göstermelidir. Önümüzdeki dönemde seçim sonrası bir koalisyon hükümeti ortaya çıkacaksa, bu koalisyonların uzun ömürlü olmasına özen gösterilmelidir. Yapılacak plan ve programların kağıt üzerinde kalmasının önlenmesi son derece önemlidir. Halkın Partisi olarak üzerimize düşen ne varsa yapacağız.”

“YENİLENEBİLİR ENERJİ İÇİN AB’YE BASKI YAPILMALIDIR”

Dünyadaki iklim değişikliği çerçevesinde yenilenebilir enerjinin ihtiyaç olduğunu aktaran Özersay, bu bağlamda gözden geçirilmemesi ve birlikte hareket edilmesi gereken bir nokta olduğunu söyledi:

“Avrupa Birliği, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne yenilenebilir enerjiye geçiş için iki buçuk milyar Euro bir kaynak ayırmış durumdadır. KKTC’nin bütçesini düşündüğümüzde bu rakam çok önemli bir rakamdır. Ekosistem bir bütün olduğu için; Güney Kıbrıs’ta adım atılması ve KKTC’nin bunun dışında kalması söz konusu olmamalıdır. Ada bir bütündür. Bu bağlamda başta Cumhurbaşkanlığı olmak üzere, hükümete, muhalefete, sivil toplum örgütlerine büyük görev düşüyor. AB yetkilileriyle yapılacak tüm görüşmelerde ortak bir payda oluşturup yenilenebilir enerjiyle ilgili KKTC’ye kaynak aktarımı zorunluluğunun altını çizmemiz gerekiyor. Adanın yalnız bir tarafında temiz enerji politikası gerçekçi değildir. Hep birlikte baskı yaparsak sonuç alabiliriz diye düşünüyorum.”

“KAMU-ÖZEL ORTAKLIĞIYLA DEVLETİ MODERN BİR NOKTAYA TAŞIMALIYIZ”

Kamu Özel Ortaklığı projelerinin de bir an evvel hayata geçirmek gerektiğini söyleyen Kudret Özersay, devleti modern hizmet verir noktaya taşımak ve çağın gerisinde kalmamak için teknoloji, limanlar ve enerji alanlarında kamu özel ortaklığıyla devleti dönüştürmek gerektiğini söyledi.

Bugüne kadar yapılanlardan da ders alınmasının şart olduğunu belirten HP Lideri, “Önümüzde elektrik üretiminin özelleştirilmesine ilişkin bir örnek ve yaşadığımız sıkıntılar var. Önümüzde bir havalimanı kamu özel ortaklığı örneği var ama hayata geçirilmesiyle ilgili ciddi sorunlar var. Vardığı vahim noktadan hepimiz ders almalıyız” diye konuştu.