Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı tarafından 11.Büyükelçiler Konferansı’na TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun davetlisi olarak katılan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay,”Ankara ziyaretinin çok verimli bir ziyaret olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim” dedi.

Özersay, temaslarını Ankara’da BRT’ye değerlendirdi.

Bakan Özersay, dünyada pek çok ülkenin her yıl düzenli olarak Büyükelçiler Konferansı düzenlediğini hatırlatarak, dünyada 200’den fazla büyükelçiliği olan Türkiye tarafından konferansa davet edilmiş olmalarının önemine işaret ederek, büyükelçilerin bir arada toplanmışken, kendilerine Kıbrıs sorununu geleceği ile ilgili olarak bir perspektif ortaya koyma imkanı vermiş olmalarının fırsat olduğunu, dün yaptığı sunumda 50 yıllık Kıbrıs Müzakere sürecinde neyi tecrübe edindiklerini ve bundan sonra nasıl bakmamız gerektiği dış politika perspektifi şeklinde yeni bir paradigma değişikliğini anlatma fırsatı bulduğunu ifade etti.

Dış politikayı fiilen uygulayanların büyükelçiler olduğuna vurgu yapan Özersay, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin temsilcilik sayısının 27 ile sınırlı olduğunu bir tanede Ankara’da büyükelçilik olduğunu hatırlatarak, “Tanınmayan bir devlet olduğumuz için sınırlı sayıda temsilcilerimizle yurt dışında sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Bende Dışişleri Bakanı olarak katıldığım toplantılarda sesi daha da yükseltmeye çalışıyorum. Ama esasen Türkiye’nin dünyanın dört bir tarafındaki büyükelçileri aracılığıyla eğer onları bizimle aynı çizgide bizimle aynı dili konuşarak Kıbrıs Meselesini anlatma imkanı verirsek kendileri de bizimde yerine göre sözcümüz olabilirler.Sesimiz olabilirler, sesimizi daha yüksek bir sesle daha iyi bir biçimde de sözümüzü duyurabiliriz. Bu açıdan bu ziyaretin büyük bir önemi vardır” dedi.

Ankara ziyareti sırasında çok sayıda yerli ve yabancı medya kuruluşu ve ajansa da mülakatlar verdiğini belirten Özersay, Kapalı Maraş konusunda atılan adım, Doğu Akdeniz konusunda gelinen nokta gerekse Kıbrıs sorununun geleceğiyle ilgili olarak Türkiye kamuoyununu kendilerini doğru anlamasının son derece önemli olduğunun altını çizerek şunları kaydetti:

“Türkiye’de Kıbrıs sorunu çok önemli bir şeydir. Türk halkının yüreğine hitap eden bir şeydir. Ama bunu akılla doğru perspektifle anlatabilmek lazım. Türk kamuoyunun bu konuda bilgi sahibi olması bunu doğru analiz edebiliyor olmasını sağalmak bizim için dış politika hedeflerinden bir diğeri olmalıdır. Çünkü dış politikada kamu diplomasisi önemlidir. Kamu diplomasisi bağlamında bizi tanıyan tek devlet olan Türkiye Cumhuriyeti’nin kamuoyunun doğru yönlendirilmesi doğru bilgilendirilmesi açısından yapmış olduğumuz bu temaslar ve vermiş olduğumuz mülakatlar bence o anlamda da yararlı ve verimliydi.”

2011 yılında doğalgaz aramalarıyla ilgili olarak paradigma değişikliğine gittiklerini, Türkiye ile kıta sahanlığı anlaşması yaptıklarını hatırlatan Bakan Özersay, değişiklikle anlaşma yapabileceklerini, lisans verebileceklerini, sismik araştırma ve kazı yapabileceklerini dediklerini sahada diplomasinin bugün meyveler doğurduğunu, Doğu Akdeniz’de bozulan dengeleri yeniden kurabilme sonucu doğurduğunu ve Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte uluslararası alanda doğalgaz konusunda bir aktör olarak benimde sesim sözüm var diyebilecekleri noktaya geldiklerini söyledi.

Türkiye Cumhurbaşkanuı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile öğle yemekte bir araya gelme imkanı bulduğunu kaydeden Özersay, yemekte sadece Kıbrıs meselesi ile ilgili konuların değil bazı ekonomik meseleleri de konuşuma imkanı bulduklarını son yapılan protokolün ertesinde bazı hususların netleştirilmesi bağlamında da görüş alışverişinde bulunma imkanı bulduklarını kaydetti.

Kapalı Maraş bölgesinin uluslararası basına gezdirilmesi konusuna da değinen Özersay, öncelikle Kıbrıs Türk basınını ardından da uluslararası basının envanter çalışmasının elle tutulur bir biçimde görülmesi açısından bir adım atmayı düşündüklerini henüz zamanını belirlemediklerini çok aylar sonra değil önümüzdeki dönemde tarihini belirleyip adımı atacaklarını kaydetti.

Özersay, ” 45 yıl sonra askeri bölge olan bir yere ilişkin olarak medya kuruluşlarının oraya girişini mümkün kılacaksanız geçmişteki dönemde gerek medya kuruluşlarına gerekse başka bazı kesimlerden bireyler askeri yasak bölgeye girdiği zaman tutuklanmış sa medyaya açacaksanız ona göre iyi bir planlama yapmanız gerekir. yapmaya çalıştığımız budur. ” ifadelerini kullandı.

Sadece Kıbrıs sorununun geleceği ile ilgili olarak değil başka bununla ilintili konularda da yerleşmiş sıradanlaşmış, statükonun bir parçası haline gelmiş yerleşmiş kalıpların içerisinde düşünmeyi artık bir kenara bırakmaları gerektiğini belirten Bakan Özersay, o yerleşmiş kalıpların dışına çıkıp başka bir yerden bakmaya çalışmalarının lazım olduğunu sorunların çözümünün başka türlü çözümünün mümkün olmadığının altını çizdi.

21. yüzyıl da dünyanın değiştiğini isteyerek ve çaba sarf ederek Kıbrıslı Türkler olarak seslerini dünyaya duyurabileceklerini yeni fikirler geliştirerek başkalarınında Kıbrıs’a farklı bakmasını sağlayabileceklerini vurgulayarak şöyle devam etti:

“Geleceğe baktığımda umutsuz değilim. Hiçbir biçimde umutsuzluğa kapılmamamız gerekir. Kıbrıslı Türkler olarak biz Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs adasında herhal ve şartta kendi kimliğiyle varolmaya devam edeceğini düşünüyorum. Devam etmesi gerektiğine inanıyorum.
Bunun içinde hep birlikte çaba sarf etmemiz gerektiği kanaatindeyim. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Kıbrıs Türk halkını daha iyi bir yere getirmek için çaba sarf etmemiz gerekiyor. Umutsuz olmaya hiç gerek yoktur.” (BRT)