Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Kıbrıs'ta Rum tarafının tek taraflı yürüttüğü hidrokarbon faaliyetlerine ilişkin, "Eğer tek taraflı işlemler konusunda ısrarlarında devam ederlerse Türkiye Cumhuriyeti ile istişare halinde, KKTC de yetki verdiği Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı üzerinden kazı aşamasına geçecek. Bu çok uzak bir gelecek de değildir." İfadelerini kullandı.

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Dışişleri Bakanı Kudret Özersay ile Dışişleri Bakanlığı Konutunda ortak basın toplantısı düzenledi.

TÜRKİYE GARANTÖRÜMÜZ VE STRATEJİK ORTAĞIMIZDIR”

Özersay, burada yaptığı konuşmada, Ankara'da çok verimli görüşmeler yaptıklarını belirterek, "KKTC olarak kendimizi çok şanslı hissediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti gibi bir garantörümüz, bir stratejik ortağımız var." diye konuştu.

Türkiye'nin 21. yüzyılda barış ve istikrar için olmazsa olmaz olan tutarlı, kararlı duruşu sadece sözleriyle değil, eylemleriyle de gösterdiğini vurgulayan Özersay, "Türkiye Cumhuriyeti caydırıcılık da içeren bu kararlı duruşunu örneğin Suriye'de, Doğu Akdeniz bölgesinde deniz yetki alanlarında net şekilde gösterebilmiş olan bir ülkedir. Bu da, hepimize bu bölgede Türkiye Cumhuriyeti'nin herkesin dikkate almak zorunda olduğu büyük, güçlü ve önemli bir devlet olduğunu gösterir." dedi.

Özersay, Türkiye'nin bugüne kadar Kıbrıs Türkü'nün her hal ve şartta yanında olduğuna dikkati çekerek, KKTC'nin de son dönemde yaşadığı kritik süreçlerde Türkiye'nin yanında olduğunu kaydetti.

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Özersay, Türkiye ve KKTC'nin, Kıbrıs sorununun geleceği, deniz yetki alanları ve doğal gaz konusunda tam bir mutabakat içinde olduğunun altını çizdi.

Kıbrıs'ta müzakere sürecinin şeklinden ziyade konuların özü ve tarafların ortak bir vizyon sahibi olup olmadığının makul bir şekilde ele alınması gerektiğini dile getiren Özersay, süreci barışçıl bir şekilde ileriye taşımaya kararlı olduklarını belirtti.

“DOĞAL GAZDA DİPLOMASİ YOLU HÂL AÇIK”

Özersay, deniz yetki alanları ve hidrokarbon faaliyetlerine ilişkin ise şunları söyledi:

"Özellikle Kıbrıs Rum tarafının bu zenginliği Kıbrıslı Türklerle paylaşmaya hazır olduğunu bir biçimde göstermesi gerekir.

Önümüzdeki dönemde haklarımızı Türkiye ile birlikte koruma konusunda hiçbir tereddüt ortaya koymayacağız. Bu kararlı duruşu ileriye taşıyacağız. Hâlâ daha önümüzde bir diplomatik çözüm imkanı vardır, Türkiye Cumhuriyeti ile istişare halinde bir fırsat penceresi vardır. Bu fırsat penceresinin açık olduğunu vurgulayarak ama haklarımızı da sadece sözde değil, fiiliyatta da koruma kararımız devam edecek.”

"DOĞAL GAZDA O SON AŞAMAYA GELDİK”

KKTC ve Türkiye'nin, 2011 yılından bu yana Kıbrıs sorunu çözülmeden bu adımların atılmaması gerektiğini, illa sorun çözülmeden hidrokarbon faaliyetleri yapılacaksa da tarafların anlaşması gerektiği görüşünde olduğunu hatırlatan Özersay, "Eğer ben tek taraflı yapacağım ısrarını sürdürürseniz siz yetki verdiğiniz gibi biz de şirketlere yetki veririz, sizin kazdığınız gibi biz de kazarız demiştik. Şimdi o son aşamaya geldik. Eğer tek taraflı işlemler konusunda ısrarlarında devam ederlerse Türkiye Cumhuriyeti ile istişare halinde, KKTC de yetki verdiği Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı üzerinden kazı aşamasına geçecek. Bu çok uzak bir gelecek de değildir." dedi.

Diplomasi yollarının açık olduğunu vurgulayan Özersay, "Bizimle oturup doğal gaz konusunu bunu konuşmaya başlarlarsa bir orta yol bulunabileceği kanaatimiz mahfuzdur." ifadesini kullandı.

"DERİNYA VE APLIÇ KAPILARI”

Özersay, Kıbrıs müzakerelerinde Mayıs 2015'te güven artırıcı önlemler kapsamında varılan mutabakat çerçevesinde Gazimağusa kentindeki Derinya ve Lefke'deki Aplıç sınır kapılarının açılıp açılmayacağına ilişkin bir soruya, "Geçmişte Yeşilırmak sınır kapısının açılmasında maalesef benzer bir mutabakat olmasına rağmen Kıbrıs Rum tarafı sözünü tutmamıştı. KKTC, Derinya ve Aplıç kapılarının her ikisinin açılmasını da desteklemektedir." yanıtını verdi.

Aplıç sınır kapısının açılması konusunda Kıbrıs Rum tarafının üzerine düşeni yerine getirmediğini gözlemlediklerini belirten Özersay, "Bu iki kapının aynı gün aynı saatte olmasa bile birbirine yakın tarihte eş zamanlı olarak birbirinden koparılmadan açılması gerektiğini söylüyoruz ve destekliyoruz." dedi.