Kıbrıs Postası’ndan Vatan Mehmet'in haberine göre, Maliye Eski Bakanı, Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Lefkoşa Milletvekili adayı Birikim Özgür, sistemi geleceğe hazırlamak için “yapısal düzenlemeleri” önemsediklerini vurguladı…

“Biz CTP olarak her yıl en az yüzde 5 büyüme için ne yapılması gerektiğini çok iyi biliyoruz” diye konuşan Birikim Özgür, İstikrarlı ve nitelikli büyüme ile ekonomiyi geliştirmeyi öngördüklerini, bunun için üretime dayalı ekonomi perspektifi ile çalışacaklarını ve çökmüş sistemi geleceğe hazırlamak için ötelenen yapısal düzenlemeleri önemsediklerini söyledi.

“GEÇMİŞTEKİ DİYALEKTİK İLİŞKİ YENİDEN EKONOMİ ZEMİNİNDE CANLANDIRILMALI”

Özgür şöyle konuştu; “Sayın Recep Akdağ bir televizyon programında Kıbrıslı Rumların yakın zamanda bir anlaşmaya yanaşmayacağı görüşünü paylaşarak iki ekonominin eşitlenmesiyle çözüme yakınlaşılacağı üzerinde durdu. Bu görüşe binaen de hedef olarak kişi başına 25 bin dolar gelirden söz etti.

Öncelikle şunu ifade etmek isterim ki Kıbrıs’ta barış yanlılarının ciddi bir çözüm projesine ihtiyacı olduğu bir gerçektir. Aksi takdirde sadece kuzeydeki ekonomiyi iyileştirmekle gerçek manada bölgesel bir işbirliği ortamı oluşturulamayabilir. Nitekim geçmişte CTP ile AKEL federasyon tabu iken diyalektik bir ilişki çerçevesinde bunu ortak bir politika olarak halklarına anlatmıştı ve tarih bu politikayı haklı çıkardı. Ancak zaman da değişti. Bugün 21. yüzyıl koşullarında iki taraftaki barış yanlıları elbette ki odağında ekonomik işbirliği olması gereken ortak bir politika doğrultusunda aynı dili konuşabilmek için daha fazla çaba sarf etmelidir. Geçmişteki diyalektik ilişki yeniden ekonomi zemininde canlandırılmalıdır. Barış yanlıları, çatışmacı değil uzlaşıcı bir perspektifle bu sürece önderlik etmelidir. Bu anlamda iki toplumun barış güçlerinin 1980’li yıllardaki gibi ezber bozan, devrimci, karşılıklı etkileşime dayalı ortak bir proje oluşturulması acil bir ihtiyaçtır. CTP dün olduğu gibi bugün de yarın da yenilikçi ve girişimci bir anlayışla barış çabalarına, birbirini anlama ve yüzleşme süreçlerine katkısını sürdürecektir…”

“KIBRIS TÜRK HALKININ ÇIKARININ ÇÖZÜM YANLISI TUTUMU SÜRDÜRMEKTEN GEÇTİĞİNİ KAVRAYABİLSELER”

“UBP bu noktada iki büyük hataya imza atıyor. Birincisi, Kıbrıs’ta ve bölgemizde işbirliği olanaklarını artırmaya dönük barışçıl hiçbir çaba ortaya koymamasıdır. Çözüm karşıtı tutumları nedeniyle toplumumuzun dünyadan tecrit edilmişliğini ortadan kaldıracak girişimleri yapamayacak bir pozisyonları söz konusudur. İşbirliğinden uzak, limanlarımızın uluslararası trafiğe açılması için hiçbir girişim yapmayan, turizmde potansiyelimizi daha etkin değerlendirmeyi hedefleyemeyen, uluslararası alanda karşı karşıya olduğumuz sıkıntıları ortadan kaldırabilecek bir çizgide olmayan bir partidir UBP… Hâlbuki Kıbrıs Türk halkının çıkarının çözüm yanlısı tutumu sürdürmekten geçtiğini kavrayabilseler, hem toplumumuzun kalkınmasına hem de bölgesel barışa kendi dünya görüşleri doğrultusunda katkı yapabilecekleri bir zeminleri olabilirdi…”

“AKDAĞ’IN PERSPEKTİFİNİ UCUZ SİYASETE ALET EDİYORLAR”

İkinci ve en büyük hataları ise Sayın Recep Aktağ’ın kendi bakış açısı ile ortaya koyduğu kuzeydeki ekonomiyi geliştirme perspektifini ucuz siyasete alet edip değersizleştirmeleridir… UBP, seçim bildirgesinde 2020’de milli geliri 11,5 milyar TL’den 21,5 milyar TL’ye, kişi başına düşen geliri de 25 bin dolara çıkarmaktan söz ediyor. 2 yıl içerisinde böylesi bir hedefe ulaşmanın imkânsız olduğunu bu işlerden biraz anlayan herkes biliyor. Haliyle bu hedefe ilişkin alaycı yaklaşımlar toplumda ağır basıyor.

Hâlbuki olması gereken ayakları yere basan ve inandırıcı bir şekilde ekonomimizi nasıl iyileştireceğimize ilişkin yaklaşımların halkımızla paylaşılmasıdır. İstikrarlı ve nitelikli büyüme için toplumumuza nasıl bir süreç yaşanmasını öngördüğümüzü, katılımcılığı nasıl sağlayacağımızı, üretimi nasıl teşvik edeceğimizi anlatmak ve ortaya bir iddia koymak bizlerin sorumluluğudur.

“UBP’NİN İKİ YILDA MİLLİ GELİRİ İKİ KATINA ÇIKARMAKTAN SÖZ ETMESİ SİYASİ TÜKENMİŞLİK GÖSTERGESİ”

Özgür sözlerini şöyle sürdürdü; “UBP’nin halktan kopuk ve kamu kaynaklarını dağıtarak oy devşirme anlayışına dayandırılmış mevcut sistemi değiştirmeye dönük hiçbir siyasi yaklaşım ortaya koymaksızın iki yılda milli geliri iki katına çıkarmaktan söz etmesi bir siyasi tükenmişlik göstergesidir. Çöken bir sistemle ekonominin gelişmesi, ekonomi gelişirken halkın da zenginleşebilmesini sağlamamız mümkün değildir… Biz CTP olarak her yıl en az yüzde 5 büyüme için ne yapılması gerektiğini çok iyi biliyoruz” diye konuşan Birikim Özgür, İstikrarlı ve nitelikli büyüme ile ekonomiyi geliştirmeyi öngördüklerini, bunun için üretime dayalı ekonomi perspektifi ile çalışacaklarını ve çökmüş sistemi geleceğe hazırlamak için ötelenen yapısal düzenlemeleri önemsediklerini söyledi.

Özgür şöyle konuştu; “Biz CTP olarak her yıl en az % 5 büyüme için ne yapılması gerektiğini çok iyi biliyoruz. İstikrarlı ve nitelikli büyüme ile ekonomimizi geliştirmeyi öngörüyoruz. Bunun için üretime dayalı ekonomi perspektifi ile çalışacağız. Sistemimizi geleceğe hazırlamak için yapısal düzenlemeleri önemsiyoruz. Sahip olduğumuz dış hibe ve kredi olanaklarının en etkin ve verimli biçimde kullanılmasını sağlayıp halkımızın daha fazla üretmesini ve gelirin tabana yayılmasını sağlayacağız. İnanıyoruz ki bu yönde hazırladığımız ekonomik ve sosyal kalkınma programı aslında bir varoluş programıdır. Kıbrıs’ta varılacak çözümün sürdürülebilir olabilmesinin ve Kıbrıslı Türklerin çözüm koşullarında gerçek manada siyasi eşit taraf olarak varlığını sürdürebilmesinin de yine ekonomimizin nitelikli ve istikrarlı bir şekilde büyüyebilmesine bağlı olduğunu düşünmekteyiz…”