Candan Mert

Maliye eski Bakanı CTP Milletvekili Birikim Özgür, gündemde olan erken seçim çerçevesinde bütçe görüşmeleri, ülke ekonomisi ve siyasi istikrarsızlık, koalisyon hükümetlerinin her an dağılma ihtimalinin piyasaya karşı etkilerinden yola çıkarak, gazetemize açıklamalarda bulundu.

“Erken seçim için Temmuz 2017’yi önermiştik”

Gündemde olan, muhtemelen 7 Ocak’ta erken seçime gidileceği ve bu çerçevede bütçe görüşmelerinin ertelenmesi ihtimaline karşılık, Başbakan Yardımcısı Maliye Bakanı Serdar Denktaş’ın bu durumun kaos oluşturacağına yönelik sözleri hakkında konuşan CTP Milletvekili Birikim Özgür, CTP olarak 2018 mali yılı bütçesinin sorunsuz bir şekilde meclisten geçirilmesi gerektiğini de göz önünde bulundurarak erken seçim tarihi olarak Temmuz 2017’yi önerdiklerini dile getirdi. Ancak UBP ve DP partilerinin ‘Hayır! Biz göreve devam edeceğiz’ diyerek gelinen aşamada göreve devam edemeyeceklerini anladıklarını ifade eden Özgür, CTP olarak kendilerinin ise, ‘madem yüzme bilmiyorsunuz niye çıkıyorsunuz kavak ağacına?’ dediklerini dile getirdi. 

“CTP olarak üzerimize düşen görevleri yapacağız”

Bütçenin anayasal süreler içerisinde meclise sevki ve mecliste onaylanmasının hükümetin sorumluluğunda olduğunu belirten Özgür, hükümetin bu sorumluluklarını yerine getirmediği takdirde ülke için iyi olmayacağını ve birtakım işlerin aksayabileceğini aktarırken, “Biz CTP olarak bütçe sürecinde üzerimize düşen görevi layıkıyla yerine getirmeye hazırız.” dedi. UBP ve DP’nin sorumsuzluğu halinde milletvekillerinin seçim çalışmalarını gerekçe göstererek Meclis çatısı altındaki görevlerini ifa etmemesi durumunda kaos oluşacağını kaydeden Özgür, bunun vebalinin UBP ve DP’nin boynuna olduğunu ifade etti.

“Bütçe zamanında geçirilemezse, görüşmeler sarkacak” 

Bütçe görüşmeleri hakkında açıklamalarda bulunan Birikim Özgür, UBP-DP’nin bütçeyi zamanında geçirememesi halindebütçe görüşmelerinin Ocak ve Şubat aylarına sarkacağını dile getirdi.Özgür, bunun da 2018’in en az ilk üç ayında yapılacak harcamaların 2017 mali yılı bütçesinin 1/12oranı kadar yapılabilmesi sonucunu doğuracağını kaydetti. Sınırlılıkları olsa da devletin üç ay bu çerçevede harcama gerçekleştirmesinin çok ciddi sıkıntılara yol açmayacağının altını çizen Birikim Özgür, müktesep haklar çerçevesinde yapılması gereken ödemelerin bu 3 aylık sürede yapılamasa dahi ilerleyen zamanda ödemelerin yapılabileceğini belirtti.

“Hazine açısından nakit sorunlarına yol açabilir”

Diğer yandan Türkiye Cumhuriyeti’nin o yıl için KKTC’ye kullandıracağı hibelerin her yılın Ocak ayında imzalanan Hibe Protokolleri ile devreye girdiğini dile getiren CTP Milletvekili Özgür, bütçenin 3 ay gecikmeli devreye girmesinin hibe protokolünün de gecikmesi anlamını taşıdığını kaydetti. Birikim Özgür, bunlardan yola çıkarak KKTC’nin, 2018 yılının ilk 3-4 ayı boyunca altyapı yatırımı yapamayacağını,reel sektör destek programlarını yürütemeyeceğini ve savunma giderlerini yerel gelirlerle karşılamak durumunda kalacağını ifade etti. Özgür özellikle aylık yaklaşık 20 milyon TL olan savunma giderlerinin yerel gelirlerle karşılanması zorunluluğunun hazine açısından nakit sorunlarına yol açabileceğini aktardı.

“TC ile protokollerin imzalanması geciktirilmemeli”

Bütçenin yasalaşmasının ve Türkiye Cumhuriyeti ile hibe ve kredi protokollerinin imzalanmasının geciktirilmemesi gereken esaslı konulardan olduğunu kaydeden Özgür, seçimle demokratik iradenin yeniden şekillendirileceğini dile getirdi. Bu iradenin ülkeyi yönetebilmesi için ihtiyaç duyulan mali kaynakların oluşumunu göz ardı etmenin Kıbrıs Türk demokrasinin verim üretememesi sonucunu doğurabileceğini aktaran CTP Milletvekili Özgür, seçim sürecinde bu konunun da açıklıkla ele alınmasında büyük yarar olacağını belirtirken, bütçeyi geçiremeyecek bir hükümetin göreve talip olmasının anlamsız olacağını söyledi.

“Erken seçim ekonomiye iyi yansıyacak”

Ülke ekonomisinin erken seçim için hazır olup olmadığı konusuna değinen Birikim Özgür, mali açıdan seçim harcamalarını karşılayabilecek ödeneğin 2017 bütçesinde var olduğunu ve bu açıdan bir sorun yaşanacağını düşünmediğini belirtti. Piyasalar açısından da erken seçimin herhangi bir dezavantaj oluşturacağını düşünmediğini aktaran Özgür, Serdar Denktaş’ın suyu bulandırmak için bütçeye ilişkin ortaya attığı iddialar nedeniyle vatandaşların, özellikle 13. maaş imkânı bulunan kamu çalışanlarının harcama yapmaktan imtina etmesi ihtimalinin oluştuğunu ve bunun büyük bir sorumsuzluk örneği olduğunu ifade etti. Genel anlamda paniğe gerek olmadığını kaydeden CTP Milletvekili Özgür, “Erken seçim ekonomiye kötü değil iyi yansıyacaktır, bundan kimsenin şüphesi olmasın.” dedi.

“Ülke ekonomisi çok kötü yönetiliyor”

En genel itibariyle bakıldığında ülke ekonomisinin şu anda çok kötü yönetildiğini ifade eden Özgür,. 18 aydır seçim ekonomisi uygulayan bir hükümetin görevde olduğunu ve erken seçimin bu kâbusu sonlandırmak bakımından önemli bir fırsat olacağını kaydetti. Geçtiğimiz 18 ayda hiçbir reforma imza atılmadığını kaydeden Özgür, eğitim, sağlık, cep telefonu, internet, su, telefon, limanlar, elektrik vb. temel hizmetlerin kalitesini artırmak ve maliyetlerini düşürmek adına hiçbir yapısal düzenlemeye gidilmediğinin de altını çizdi. Birikim Özgür, 2017 yılının ilk 9 ayında bir önceki yıla göre yerel gelirlerin yüzde 20, genel giderlerin ise yüzde 24 arttığını belirtirken, yıllık enflasyon hedefinin yüzde 5 iken enflasyonun yüzde 15 olduğunu kaydetti. Büyüme hedefinin 2016 yılında yüzde 5 iken yüzde 4’ün de altına düşürüldüğünü aktaran Özgür, “Hükümet geçen yıl da bu yıl da döviz krizini sadece izlemekle yetindi ve yurttaşlarımızın cebindeki para tabiri caizse pula dönüştü.” diyerek, bu koşullarda seçimi daha fazla geciktirmenin ülke ekonomisi açısından yarar sağlamayacağının altını çizdi.

“Sorumluları reform gündemi olmayan UBP ve DP’dir”

Siyasi istikrarsızlık, koalisyon hükümetlerinin her an dağılmavb. gibi ihtimallerin piyasaya olan etkilerinden bahseden CTP Milletvekili Birikim Özgür, siyasi istikrarsızlığın en fazla reform süreçlerini olumsuz etkilediğini belirtti. Özgür, 2017 yılında tek bir reform yapılmadığını ifade ederken, bundan dolayı Türkiye Cumhuriyeti’nin sunduğu 540 milyon TL’lik reform destek ödeneğinden tek bir kuruş dahi kullanılamadığını kaydetti. Erken seçimin ardından kurulacak olan hükümetin tek partili de olsa, koalisyon da olsa ülke ekonomisinin düze çıkabilmesi için kalıcı düzenlemelere odaklanması gerektiğini aktaran Özgür, mali disiplinin yeniden tesis edilmesi ve reformların hızla hayata geçirilmesinin çok büyük önem taşıdığını dile getirdi. Birikim Özgür, bu yapılmadığı takdirde Kıbrıs Türk halkının siyasi varlığının tehlikeye girebileceğini belirtti. Yerel yönetimlerinreformunun yıllardır gerçekleştirilmediğini ve Yeni Erenköy Belediyesi’nde çalışanların aylardır maaşlarını alamadığını ve o yöredeki vatandaşların yerel hizmetlerle buluşturulamadığını dile getiren Özgür, bunun sorumlularının reform gündemi olmayan ve bu gibi belediyelerin aşırı istihdamlarla batmasına vesile olan UBP ve DP olduğunu aktardı. 

“İnsanların hizmet beklentisi esastır”

Seçimden sonra bahse konu reformun hayat bulamaması halinde doğanın boşluk tanımayacağını ifade eden Özgür,insanların hizmet beklentisinin esas olduğunun altını çizdi. Kuzey Kıbrıs’a düşmanın ne Kıbrıslı Rumlar, ne de Türkiye olduğunu savunan Birikim Özgür, “Biz ne yapıyorsak kendi kendimize yapıyoruz. Siyasette paradigmasal dönüşümü sağlayamazsak, sistemi değiştiremeyiz.” dedi. Birikim Özgür, hizmeti siyasetin odağına koyup, sürekli Kıbrıslı Rumları veya Türkiye’yi kötülemek üzerinden siyaset yapmaktan vazgeçmek ve mevcut sistemi düzeltmek mecburiyetinde olunduğunu kaydetti. Eski Maliye Bakanı ve CTP Milletvekili Özgür, uzun yıllardır devam eden siyasi istikrarsızlığın ortadan kalkması sadece seçim sonuçlarına ve koalisyonların uyumuna bağlı olmadığını, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının ve siyasi partilerin hizmet odaklı yeni siyaset anlayışını kucaklayabilmesine de bağlı olduğunu dile getirdi. Erken seçim ortamında bunları sık sık konuşma imkânı bulunacağını aktaran Özgür, “Eğer halkımız da duyarlı davranır ve yeni siyaset anlayışına desteğini esirgemezse seçimin hemen ardından çok hızlı şekilde sistemimizi de ekonomimizi de çok daha iyi noktalara taşıyabileceğimizi düşünüyorum.” diyerek, ifadelerine son verdi.