Kıbrıs Postası'ndan Ertuğrul Senova'nın haberine göre; Halkın ve pek çok merciinin tepkisine neden olan abartılmış ve yalan haberlerle ilgili Polisten uyarı geldi. Polis Basın Subaylığı yayımladığı açıklamada, Gönyeli’de yaşanan olayla ilgili yayınlanan haberleri değerlendirdi, uyarılarda bulundu.

“GERÇEĞİ YANSITMIYOR, TAHKİKATIN SEYRİNE ZARAR VERİYOR”

Açıklamada, bazı basın yayın kuruluşlarında, “Zanlının çocuğunu öldürmeden önce, kendi kullandığı depresyon haplarını çocuğuna verdiği; çocuğu öldürdükten sonra babayı aradığı ve/veya ölü fotoğrafını gönderdiği; zanlının cezai ehliyeti ile ilgili bir takım saptamaların neticelendirilip teşhisler konulduğu; poliste ve/veya mahkemede pişman olmadığına dair bir takım beyanlarda bulunduğu; tıbbi tahlillerin neticelenip bir takım sonuçlar çıktığı” yönündeki haberlerin gerçeği yansıtmadığı ve tahkikatın seyrine zarar verdiği vurgulandı.

Olayın polisin bilgisine geldiği andan itibaren tahkikatın büyük bir titizlikle sürdürüldüğü, meseleyle ilgili tüm olguların göz ardı edilmeksizin incelendiği kaydedilen Polis Basın Subaylığı açıklamasında şöyle denildi:

“DOĞRULUĞU ARAŞTIRILARAK YAYIMLANMALI”

“Basın mensuplarımızın halk arasında yanlış anlamalara ve kurumların yıpranmasına neden olabilecek bu tip haberleri, doğruluğunu araştırarak ve yetkililer ile görüştükten sonra yayınlamalarının doğru haber alma hakkı ve beklentisi içerisinde olan halkımıza yapılacak en iyi hizmet olduğu görüşü içerisindeyiz.”

Polisin dahi uyarıda bulunduğu haberlerle ilgili Kıbrıs Postası muhabirinin sorularını yanıtlayan Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği (KTGB) Başkanı Sami Özuslu okuyuculara seslenerek, bu tip durumlarda tepki gösterilmesi ve Medya Etik Kurulu’na, haberle ilgili başvuruda bulunulması gerektiğini vurguladı.

ÖZUSLU: “OLAY ACI, BASINA YANSIYIŞI İSE HEM ACI HEM DE TEHLİKELİ”

Gazeteciler Birliği Yönetimi olarak yaşananları üzülerek takip ettiklerini belirten Özuslu, olayın acı, basına yansıyışının ise hem acı hem de tehlikeli olduğunu kaydetti.

Pek çok aileden ve meslektaşlarından, söz konusu haberlerle ilgili “Bir şeyler yapın” şeklinde çağrılar ve başvurular aldıklarını belirten KTGB Başkanı, Psikologlar Derneği’ne danıştıklarını ve Derneğin bu talebi olumlu karşıladığını, önümüzdeki hafta tüm basın çalışanlarının davet edileceği bir çalışma gerçekleştirileceğini ifade etti. Özuslu, yapılacak çalışmada, bu tip olaylar karşısında basının hangi reaksiyonunun, toplum nezdinde ne gibi sonuçlar doğurabileceğine ilişkin uzmanların görüş paylaşacağını kaydetti.

‘YAYIN YASAĞI’ KONUSU…

Bazı kesimlerce, yalan haber yayınlayan kuruluşlara ‘yayın yasağı’ gelmesi şeklinde taleplerin varlığından söz eden KTGB Başkanı, olayın ‘yayın yasağı’ ile çözülecek bir mesele olmadığını kaydederek bu konuda yapılabilecek en iyi şeyin bilinç ve eğitim olduğuna dikkat çekti.

Önceleri, kanlı fotoğraf ya da intihar olaylarına ilişkin haberlerin ne şekilde kullanılması ve yanlış kullanımı halinde oluşacak olası etkileriyle ilgili medya patronları ve çalışanlarıyla bir dizi görüşme gerçekleştirdiklerini anlatan Özuslu, bu konuda mutabakata vardıklarını hatırlatarak, Kıbrıs Türk basınının bu konuda da hassasiyet göstereceğine inandığını kaydetti.

“MUHABİRLER, SOSYAL MEDYA KULLANICISINDAN DAHA HASSAS OLMALI”

Günümüzde, sosyal medya kullanıcısı hemen herkesin, kullanıcılık yanında bir muhabir edasıyla hareket ettiğini belirten Özuslu, medya kuruluşlarında çalışan muhabirlerin bu konuda, kullanıcılardan daha hassas olması gerektiğine dikkat çekti. Özuslu, basın yayın organlarında çalışan muhabirlerin, yapacakları haberleri süzgeçten geçirmesi gerektiğini, aksi halde muhabirlerin, sosyal medya kullanıcılarından farkı kalmayacağını ifade etti.

TEŞVİK EDİCİ VE KOPYALAYICI ETKİ…

Konunun, toplum sağlığını ilgilendirdiğini belirten Özuslu, yaşanan olayın çok az da olsa teşvik edici ve kopyalayıcı etkiye sahip olduğunu, bu nedenle yapılan haberlerin özenle yazılması gerektiğini vurguladı.

“ÇOCUĞUN SOKAKTA PİRİLLİ OYNADIĞI ARKADAŞI ANNESİNE HANGİ GÖZLE BAKIYOR?”

Yapılan haberlerde dikkat edilmesi gereken noktalardan birine değinen Özuslu, öncelikle, olayın yaşandığı ailenin de bir muhite sahip olduğunun hatırlanması gerektiğini kaydederek, hayatını kaybeden çocuğun, sokakta pirilli oynadığı arkadaşının okudukları ya da duydukları sonucu annesine hangi gözle baktığının düşünülmesi gerektiğine dikkat çekti.

EMPATİ…

Yayın yapan herkesi empati yapmaya davet eden Özuslu, “Bizim başımıza gelse nasıl yazardık?” ifadesinin düşünülerek eyleme geçilmesi konusunda vurgu yaptı.

Yapılan haberler nedeniyle sıkıntı yaşayan ailelerin, Medya Etik Kurulu’na başvuruda bulunarak tepki göstermesi gerektiğini belirten KTGB Başkanı, gazetecilerin eleştirdiği kadar eleştirilebileceğine de vurgu yaptı.