Havadis'in haberine göre, Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Cemal Özyiğit, özellikle ortaöğrenimde din dersinin zorunlu dersten seçmeli derse dönüştürülmesi noktasında çalışmaları olduğunu ifade etti. Özyiğit, ortaöğrenim dışında ise ilkokul 4-5’inci sınıflarda ise din dersinin adının Din Kültürü ve Ahlak Dersi olarak okutulması için girişimlerin sürdüğünü belirtti.

Özyiğit, “Ortaokullar ve liselerde din dersini seçmeli ders olarak okutmak istiyoruz. Bu ülkede sadece Sünni İslam’ı benimsemiş kimseler yoktur. Dolayısıyla bizim temel hedefimiz orta öğrenimde zorunlu din dersi kavramının geri çekilmesi ve seçmeli din dersinin de belirli bir program kapsamında geliştirilmesidir” diye konuştu.

Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Cemal Özyiğit, dün Havadis Gazetesi’ne konuk olarak yazar ve yöneticilerle sohbet gerçekleştirdi. Özyiğit, İlahiyat Koleji’nden, din dersine, son dönem gündemde olan ‘Eraslan ataması’ndan eğitimle ilgili bir çok konuya soruları yanıtladı.

Soru: Eğitim Bakanlığı Bakanlık Müdürlüğü görevine atanan Adnan Eraslan ile ilgili bir çok eleştiriler yapıldı. Atama noktasında dayanağınız nedir? Bu eleştirileri nasıl göğüsleyeceksiniz?

Özyiğit: Hiç kimse alternatifsiz değildir. Adnan arkadaşımız bilgili birikimli donanımlı bir arkadaştır. Eğitim alanında yasaları tüzükleri yönetmelikleri iyi bilen biridir. Yıllardır eğitimin içerisinde olan biri ve yıllardır sendikacılık yapıyor. Mesleğinin en üst seviyesinde olan birinin bilgi birikim ve deneyiminden yararlanmak istiyoruz. Bakanlık Müdürlüğü Eğitim Bakanlığı’nda çok önemlidir. Öğrenci taşımacılığı, okul kantinleri ve okul inşaatlarından öncelikle sorumlu olan kişidir. Özellikle öğrenci taşımacılığında çok önemli paralar harcanmaktadır. Bunların bir disiplin altına alınması, denetlenmesi önemlidir. Geçen yıl bu devletin öğrenci taşımacılığına harcadığı para 30 milyon liradır. Ciddi şekilde bu noktalar denetlenmesi gerekmektedir. Okul kantinleri daha önce Eğitim Vakfı tarafından işletilmektedir. Ancak son yıllarda bazı partizanca uygulamalar oldu ve özel kişilere verildi. Bütün bunların bir denetim altına alınması gerekiyor. Bu konuların artık bir yola koyulması gerekiyor. Nitekim aynı zamanda okulların temizlik işleri ihalesi söz konusu. O ihale için de gerekenler yapıldı. Bu konuların hepsinin yasa, tüzük ve yönetmelikleri en iyi bilen kişi tarafından yapılması gerekiyordu.  Ben daha çok bu çerçevede bu atamayı yaptım. Dolayısıyla bize göre doğru bir atamadır. Eğer bu ülkede kamu reformu olsaydı ve kamu reformu yapılıp da müsteşarlık ve özel kalem müdürlüğü dışında bütün müdürlükler hiyerarşiye ve liyakata göre olsaydı zaten Adnan arkadaşımız oralarda olacaktı. Biz olması gerekeni yerine getirdik. Bir süre sonra kamu reformu gündeme gelecek bunun içerisinden Adnan gibi arkadaşların 65 yaşına kadar çalışabilmesi için bir düzenleme öngörüyoruz.

Soru: Hükümet ortaklarından Halkın Partisi’nin bu konuda bir serzenişi vardı. Bu konuda neler söylemek istiyorsunuz?

Özyiğit: Halkın Partisi doğru mu yanlış mı diye bir tutum sergileyebilir. Bir kere şunu da herkes bilecek. CTP’nin zaten bir çok müşaviri vardır ve göreve gelir gelmez bu makamları doldurdu. DP’nin zaten böyle bir sıkıntısı yok. HP, o da kendine göre bir takım tasarruflarda bulundu. Ama itiraz ettikleri nokta doğru mu diye bir soru sorabilirler. Bize göre doğrudur. Bakanlar Kurulu’nda daha önce konuştuğumuz konu göreve atanacak kişilerin müşavir statüsü kazanıp kazanmayacaklarıdır. Adnan hocanın deneyimlerinden başka türlü yararlanmamız mümkün değildi. Yola çıktığımız arkadaşlarımızı yolda bırakmayız söyleminde bulunduğum söylendi. Bu yalandır, ben böyle bir şey söylemedim. Biz yol arkadaşlığını ötesinde gidiyoruz. Devlet için gereklidir diyoruz. Adnan hoca şu an 17A bareminden maaş çekmektedir bugün 18A’dan ödenecek.

Soru: Okul taşımacılığı ile ilgili birtakım iddialar var. Taşınmayan çocukların parasının alındığı, kötü koşullarda taşımacılık yapıldığı noktasında. Bu konuda ne gibi önlemler almak istiyorsunuz?

Özyiğit: Adnan Eraslan’ın öncelikli görevi budur. Bu konuda aslında iki türlü düzenleme vardır. Birincisi T izinleri meselesidir. Öğrencilerin bulunduğu yerlerde T iznini kimler elinde bulunduruyor. Kemal Dürüst döneminde gerekli gereksiz T izinleri verildi. Bu durumda da taşımacılar birbirine girdi. Dönüldü bunlarda başka kıstaslar getirildi. Doluluk oranı dendi. Doluluk oranını ne olduğu açıklanmadı. Aynı yerden birden fazla otobüsle taşımacılık yapılıyor. Neredeyse herkese aynı kıstasta ödemeler yapılıyor ama Ekim ayında da taşımacılarla devlet bir protokol imzaladı. Bu iş de aslında bir ihale yöntemidir. Bunlar ihale ile veriliyor. Bu taşımacılık tüzüğü yasal boyut kazandı ama bu yasa çok ciddi çelişkiler içeriyor. Bir yandan biz bir yandan da Bayındırlık Ulaştırma Bakanlığı bunun üzerinde çalışıyor. Doğru, adil ve hak edişe göre bir ödeme yapılması için çalışılıyor. Kısa sürede taşımacıların ödenmesi için adımlar atıldı. Sözleşmeyi imzalayanlar ödeneklerini aldılar. Taşımacılık tüzük ve yasasında çok ciddi sıkıntılar vardır. Geçen yıl harcanan paranın çok daha altında para ile bu taşımacılığın yapılabileceğini görüyoruz.

Taşımacılık noktasında şoförlük yapan 80 yaşında adam gördüm. Kötü şartlarda bulunan araçlar gördüm. Tüm bunların düzeltilmesi için çabalıyoruz. İhaleyi alıp gösterilen şoförün değil başka kimselerin araçları sürdüğü yönünde iddialar vardır. Bu konu çok ciddi şekilde denetlenmeli ve ona göre yeniden düzenlenmeli.

Taşımacılık noktasında çalışmamız tamamlandığında hem ciddi bir tasarruf edeceğiz hem de bir düzen gelmiş olacak.

Soru: Mağusa ve Girne’de bir takım kara peçeli ve sarıklı kişilerin okul civarında gezdiği ve çocuklara birtakım telkinlerde bulunulduğu ifade ediliyor. Bu konuda bir soruşturma ve araştırmanız var mı?

Özyiğit: Mağusa’da Kutup Osman Tekkesi daha önce okulun içerisindeydi, son dönemlerde bunu okulun dışına çıkardılar. Orada öyle bir lanse ediliyor ki sanki okulun içine girip çıkıyor. Kesinlikle sadece Eğitim Bakanlığı olarak değil hükümet olarak tedbir almak gerekiyor. Tekke var ve maalesef buralarda dini eğilimler yoğunluk kazanıyor. Tarikatlar ve bu tip örgütlenmeler ülkemizde hız kazanıyor. Hükümet olarak bu konuya değerlendirme getirmemiz gerek. Girne’deki olayda çocuklar orta okul çocukları sınavlardan çıktıktan sonra Anafartalar Lisesi’nin önünde iki tane takkeli kişi tarafından durduruluyor. Ve dini bazı şeyler söyleniyor. Biz öğretmenlerle bu konuda değerlendirme yapıp çocukların uyarılmasını isteyeceğiz.

Sonuçta Mağusa’dakinin bir başka versiyonu demek ki orada kendilerine misyon edinmiş birileri dolaşıyorlar.

Soru: İlahiyat Koleji konusunda bir inceleme, soruşturma söz konusu mu? Ne gibi adımlar atacaksınız?

Özyiğit: İlahiyat Koleji’nden bir takım çalışmalar yapıyoruz. Göreve geldiğimizde yılbaşı kutlamaları ile ilgili bir başvuru vardı. Kutlansın mı kutlanmasın mı diye bir uyuşmazlık çıkmıştı. Oysa hepimiz biliyoruz ki Kıbrıs Türk okullarında yılbaşı kutlamaları vardır. Öğrenci olarak da öğretmen olarak da bunları yaşadık. Orada bir karşı çıkış olduğu için bir grup öğretmen bakanlığa başvurdu. Soruşturmanın ilk raporu geldi. Bazı tespitler geldi ama daha zamana ihtiyaç var. Bir yandan soruşturma bu kapsamda devam ediyor diğer yandan da biliyorsunuz basında da yer aldı ben gittim bu okulu ziyarete gittim. Bizim orada verdiğimiz mesaj “bu bir devlet okuludur ve ben de devleti temsilen geldim, buradayım” idi. Okulda bir takım incelemelerde bulunduk. Bilimsel, demokratik ve laiklik ilkeleri esas alınarak oradaki eğitimin de yeniden yapılandırılmasında biz kararlıyız.

Bütün yaptığımız çalışmalar arasında dört tane meslek öğretmeni Türkiye’ye geri gönderildi. Onların yerine biz KKTC vatandaşı, İlahiyat Fakültelerinden mezun olmuş kişileri atıyoruz. İhtiyaç olduğunda da bu tip atamalar yapacağız. Oradaki eğitimin içeriğini ve müfredatını inceliyoruz. Adım adım birtakım gelişmeler yaşanacak.

İlkokullarda zorunlu din dersi var. 4’üncü ve 5’inci sınıflara verilen. Bunu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi’ne dönüşmesi için çalışıyoruz. Dinlerle ilgili bilgi ve farkındalık verilmesi gerekiyor. Ortaokullar da dahil seçmeli din dersine geçilmesi şeklindedir görüşümüz. Bu ülkede sadece Sünni İslamı benimsemiş kimseler yoktur. Aleviler de vardır son dönemlerde Hristiyan ve başka dini inançları olan kesimler vardır. Dolayısıyla bizim temel hedefimiz orta öğrenimde zorunlu din dersi kavramının geri çekilmesi ve seçmeli din dersinin de belirli bir program kapsamında geliştirilmesidir.

Soru: Bellapais’te bir arazinin ilahiyat koleji yapılması için Vakıflar İdaresi tarafından Türkiye’den bir vakfa verildiği ile ilgili bilgiler var? Size gelen herhangi bir müracaat var mı?

Özyiğit: Bellapais’te böyle bir okul açmak için bir başvuru gelmedi. Ama bu başvurunun yapılacağı için veya Vakıflar İdaresi’nden arazi verildiği ile ilgili iddialar vardır. Biz böyle bir şeye sıcak bakmayız.

Soru: Hükümeti oluşturan partilerin ittifakını yerel seçimlerde de gerçekleştirmesi noktası diğer partilerle hangi noktadasınız?

Özyiğit: Hükümet ortakları yerel yönetimlerde de ittifak çalışmalarını sürdürmektedir. Bir yandan 3’er kişiden oluşan komite vardır. Onlar görüşüyor zaman zaman da parti başkanları bir araya geliyor. Önümüzdeki günlerde değerlendirip bu ittifakın şeklini ortaya çıkarmaya çalışacağız. Bazı yerlerde belediye başkanları yeniden olduğu gibi aday olacak. Bazı yerlerde nasıl işbirliği yapılacak bunun arayışıdır sürmekte olan. Önümüzdeki günlere bırakalım diyorum. Görüşmeler olumlu yönde devam etmektedir.