Online ders ve diploma veren ama YÖK ya da YÖDAK “akreditasyonu olmayan” üniversitemizin dün bazı sayfaları aniden değişti! 

Dünkü yazımızda demiştik ya; bir bakanımız, bu üniversitenin mütevelli heyetinde!

Meğer, “İstifa etmiş”!

E düne kadar ismi vardı!

Etmiş ama çıkarılmamış adı!

Kabahat üniversitede anlayacağınız!

Evet!

Dün bir anda üniversitenin mütevelli heyetindeki isim silinmiş!

Hatta, üniversitenin internet sitesinde yer alan “mütevelli heyeti üyemiz KKTC’de falanca bakanlığa getirildi, heşşaaa” şeklindeki sevinç açıklaması da silinmiş!

-*-*-

Ama Google hala tutuyor…

Ben de tutuyorum ama beni boş verin, Google, o basın açıklamasını en az bir ay daha tutacak!

Arayan, görür yani!

Gahbe teknoloji!

-*-*-

YÖK onayı ve YÖDAK onayı olmaksızın diploma verilmesi olayı büyük bir olaydır!

Bir çeşit usulsüzlüktür!

Belgede sahteciliktir hatta!

-*-*-

Ayrıca Anavatan Türkiye bu olaydan dolayı kızgındır!

Peşi bırakılmayacaktır!

Ve bunun suç olduğu herkes tarafından bilinmektedir!

Peki polis?

Başsavcılık?

Var mı bir hareketlilik?

-*-*-

KTÖS, bu konuda bir açıklama yaptı.

Polisi ile Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’nı göreve davet etti.

KTÖS’e göre, ülkede yolsuzluklar, usulsüzlükler, rüşvet, sahtecilik olağan işler olarak görülüyor

Ve yine KTÖS’e göre, “ahlaksızlık erdem, dürüstlük ise enayilik sayılmaktadır”…

-*-*-

Sendika’dan Genel Sekreter Şener Elcil imzasıyla yayımlanan açıklamada, yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet, sahtecilik olaylarının günlük hayatın bir parçası haline geldiği kaydedildi.

Elcil, basına en son yansıyan olayın, bir üniversitenin, YÖDAK ve YÖK’ten izin almadan açtığı bölümlerden sahte diploma ile öğrenci mezun etmesi” olduğunu belirterek, YÖDAK yönetimi tarafından gerekli şikayetlerin Ekim 2019’da gerçekleştirilmesine rağmen gerekenin yapılmadığını vurguladı…

-*-*-

Elcil, Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Olgun Amcaoğlu’nu üniversitenin açma ön iznini derhal iptal etmeye ve sorumlular hakkında şikayette bulunmaya davet etti.

Elcil, polisi de görevini yaparak, sorumluları yargı önüne çıkarmaya çağırdı.

-*-*-

Polisin işine karışamam…

Hatta üniversiteye de bir diyeceğim yok…

Dün de demedim…

Ama bakanın isminin dün apar topar silinmesine çok güldüm!

“Teknoloji fukaraları sizi” dedim içimden…

-*-*-

Hatta, açıkçası, “ben yazdım” diye değil ama Türkiye de sordu diye merak ettim; bir basın açıklaması falan yapılacak mı?

“Bakanımız, evet doğrudur bu üniversitede mütevelli heyeti üyesiydi ama bakan olunca ayrıldı” denecek mi?

Bu yazıyı, dün KKTC saati ile 15.45’te bitirdim, o dakikaya kadar hiçbir açıklama yoktu.

-*-*-

Ama dediğim gibi, ilgili üniversite, ilgili bakanın, “bakan olduğu gün yaptığı”, “heşşaaaa, mütevelli heyeti üyemiz bakan oldu” açıklamasını kaldırmıştı.

-*-*-

Demek ki ilgili bakan, eğer mütevelli heyetinden ayrılmışsa, bakan olduktan sonra ayrılmıştır ama bunu bir şekilde duyurma gereği hissetmemiştir.

Hükümetimizin de, hükümetin başının da açıkçası, Ankara’dan abi uyarısı gelinceye kadar pek umurunda hatta hiç umurunda olmamıştır!

-*-*-

Aslında belli ki, muhalefetimizin de umurunda değildir mesele.

Oysa, bu mesele bence, Okan Erdemsiz’in LAÜ mütevelli heyetine atanmasının en az bin katı daha önemli bir meseledir!

Tekrar ediyorum, ilgili üniversite, belki hakkıdır, belki değildir ama “yasal statü” almamıştır, yasal statü almadan, YÖK tarafından akredite olmadan, “oldum” diye sosyal medya paylaşımı yapmıştır ve diploma vermiştir, vermektedir!

Evet hukukçu değilim ama, “Bu sahtecilik değil midir?”

-*-*-

İlgili üniversitenin uzaktan ya da yakından, doğrudan ya da dolaylı eğitim verme konusunda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı’ndan açma ön izni ve YÖDAK tarafından “Öğretime Başlama İzni” bulunmamaktadır…

-*-*-

Bu ne mi demektir?

Bu şu demektir…

Dedemin adına bir üniversite kurdum!

Adı da dedemin lakabından geliyor; Limnidi Rago Üniversitesi…

Adres mi?

Yeşilırmak’ta babamın iki dönüm iki evlek tarlacığı var, orası…

Bina mı?

Şartsa, ahşap bir şeyler elle de yaparım!

İnternetimi bağlarım; online derse başlarım!

Mütevelli heyeti mi?

Bakan, makan herhalde bulamam ama 10 arkadaşın adını da yazarım!

Kendime de “Profesör Dr.” unvanı veririm; salla gitsin!

-*-*-

Bu normal bir şey midir?

Polis gelip beni alır mı?

Başbakan meseleden hiç bahsetmez mi?

Yoksa, “Rumcudur be bu zaten” diyerekten, beni trollerinize linç mi ettirirsiniz?

-*-*-

Bir soru; “… Başbakan, rektörleri toplantıya davet ederse, beni de eder mi?”

Son bir soru daha: “… Olası bir yeni kabine oluşumunda, bizim mütevelliden birini bakan yapar mı?”

Vallahi hemen adını internetten sileceğiz!

-*-*-

Ne var bunda?

Nedir iki gündür yazdığın?

Sorularınızı anlayışla ve saygıyla selamlıyorum!

Haklısınız tabii ki!

Ben ve benim gibiler, mesela bu konuda açıklama yapan KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil nasıl olsa hainiz; sizler ise milliyetçi vatansever kahraman!

Haklısınız canlarım benim haklısınız!

Zaten biz federal çözüm istediğimiz için en baştan haindik ya!

“Yiyin yutun şapur şupur” da gorkmayın!

Kimse size “boğazınızda kalsın” demeyecek ki!

-*-*-

Son bir not: Polis abilerim, rica ederim!

Bilmem anlatabildim mi?

Hiç mi umurunuzda değil?

Bu ülkedeki üniversiteler, bu tür alengirli işlerin, tüm ülkeye ihanet, tüm ülkenin itibarına ket olduğunu göremez mi?

Polis abilerim, Türk filmlerindeki Ömercik ve Yumurcak, bir de Küçük Emrah tarzı, “yalvarıyorum abilerim, rica ederim, yok mu bu konuyla ilgileneniniz?”…

Korkmanıza da ger yok, “Türkiye” de arkanızdadır…

Hah ha hah…

Son cümleye gülmezsem olmazdı kesinlikle, ayrıca vurgulamak isterim!