Deniz Abidin

Bazı sivil toplum örgütü temsilcileri, Euro Barometre sonuçları ve DPÖ’nün Temmuz enflasyon rakamlarını Yeni Bakış’a değerlendirdi.

Meselenin sistem sorunu olduğuna dikket çeken Dev-İş Başkanı Hasan Felek “Düzeltirim demekle bu sistem bize göre düzelmez” şeklinde konuşurken; KTAMS Başkanı Ahmet Kaptan da rakamlar büyürken, insanların evine giden ekmekmeğin küçüldüğünü söyleyerek ekledi Bizim sorunumuz hükümet değişimiyle ilgili değil, vizyonla ilgilidir. Gelen ve gidenler arasında hiçbir fark olmuyor.” Ktös Başkanı Şener Elcil ise Hükümetin artış verebildiğini, ancak piyasadaki malların fiyatlarının artışıyla hükümetin verdiği artış arasında bir denge olmadığına değinerek Doğru olan Türk Lirası kullanmaktan vazgeçmektir. Doğrusu Euro para birimine geçilmesidir” önerisini sundu.

Dev-İŞ Başkanı Hasan Felek:

“DÜZELTİRİM DEMEKLE BU SİSTEM DÜZELMEZ”

DEV –İŞ Başkanı Hasan Felek, Euro Barometre sonuçlarına göre, işsizlik ve pahalılığın ülke sorunlarının başında geldiğine dikkat çekerek, özellikle genç işsizlerin bu ülkenin kronikleşmiş sorunu olduğunu belirtti. Felek, bu tarz sorunların tüm liberal ve kapitalist ülkelerde var olan sorunların başında geldiğini ifade ederek, Avrupa’da da işsizliğin ilk sırada yer aldığını kaydetti. Felek,  anayasasının her bireyin çalışma hakkı olduğunu belirttiğini ve devletin bu hakkı sağlamakla yükümlü olduğunu anımsatarak, ne özel sektörde ne de kamu sektöründe istihdam oranlarının planlı bir ekonomi olmadığından dolayı genç üniversiteli işsizlerin her geçen gün çoğalmakta olduğunu kaydetti. Bu durumun büyük problem yarattığını söyleyen Felek, “bunun çözümü sistemin değişmesidir” dedi.

Felek, hükümetin  “bir yılda üç kez asgari ücreti artırdık” açıklamalarının tam bir rezalet olduğunu ifade ederek, bugünkü asgari ücretin sefalet ücreti olduğunu söyledi. Felek, asgari ücretin bir yılda üç kez görüşüldüğünü, iki kez belirlendiğini anlatarak, var olan altı aylık hayat pahalılığının asgari ücretin üzerine eklendiğini kaydetti.  

“ALIM GÜCÜ HER GEÇEN GÜN SIFIRLANMAKTA”

Felek, alım gücünün her geçen gün sıfırlanmakta olduğuna dikkat çekerek, altı aylık hayat pahalılığının asgari ücrete eklenmesinin yasa dışı olduğunu savundu. Felek, asgari ücretin Asgari Ücretler Yasasındaki kriterlere göre belirlenmesi gerektiğine vurgu yaparak, “biz asgari ücretin 3 binin üzerinde olması gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu. Felek, özel sektörde emekçilerin daha insanca yaşamasının yolunun ise sendikalaşmadan geçtiğini belirtti.

Felek, hükümetin kukla bir hükümet olduğunun çok açık olduğunu belirterek, talimatlarla yönetildiğini söyledi. Felek, hükümetin sorun çözmek yerine sorun yarattığını belirterek, “ne işsizlik ne pahalılık ne çevre sorunlarını maalesef çözecek yapıda değil” diye konuştu.

Felek şöyle devam etti, “Mesele sistem sorunudur. Kuzey Kıbrıs’ta oluşturulan ekonomik yapıda bu kurallar ve bu yapıyla sorun çözüleceğine inanmıyorum. Çok radikal kararlarla gelip de bu statükoyu ve bu sistemi değiştirebilecek partiler ancak başarılı olabilir. Düzeltirim demekle bu sistem bize göre düzelmez”

KTAMS Başkanı Ahmet Kaptan:

“SERBEST PİYASA KEYFİ ARTIŞLAR YAPIYOR”

KTAMS Başkanı Ahmet Kaptan ise , Kıbrıs’ın bölünmüşlüğünden ötürü ülkenin dövizin baskısı altında olduğunu belirterek, kendi para birimimizin olmamasından dolayı dünyadaki döviz çalkalanmalarından faizli olarak etkilenildiğini kaydetti. Kaptan, ülkede denetime yeteri kadar önem verilmediği için denetimsiz kalan serbest piyasanın kendi düzenini kurarak keyfi olarak artışlar yapmakta olduğunu söyledi.

Kaptan, yapılan artışların katmerli olarak halka yansıdığını ifade ederek, şunları söyledi, “Rakamlar büyürken, insanların evinde ekmek küçülmektedir. Bu ülkenin denetimsizliğinden ve seçilmişlerin vizyonsuzluğundan kaynaklanmaktadır. Bunun için acilen denetim mekanizmalarının hayata geçmesi gerekmektedir. Suni olarak oluşturulan hayat pahalılığının önüne geçilmesi gerekir. Dövizle ilgili olarak bizden kaynaklanmadığı için bunları orta yerden kaldıracak nedenleri üretmemiz gerekir”

“SORUNUMUZ VİZYONDUR”

Kaptan, şunları belirtti, “Bizim sorunumuz hükümet değişimiyle ilgili değil, vizyonla ilgilidir. Hükümetler oluşmadan önce yapılan planlar günü birliktir. Maalesef bizler de halk olarak bunu denetlemiyoruz. Yargılamıyoruz. Biz öncelikle bir partiye oy verirken plana bakılmalıdır. Siyasi partiler ise çok dar bir çerçevede kalıyorlar. Kadrolarını zenginleştirmekten korkuyorlar. Korktuklarından dolayı gelen ve gidenler arasında hiçbir fark olmuyor. Öncelikle kamusal alanlara önem verilmelidir. Ercan Hava Limanı ve KTHY yeniden canlanmalıdır. Turizme önem verilmelidir. Eğitimin kalitesi artmalıdır. Ülkede dengesiz bir vergi adaletsizliği vardır. Maalesef ülkede vergi kültürü gelişemedi”

Kaptan, hükümetin tüm bu icraatları yerine getirmek yerine son olarak Atatürk Öğretmen Akademisinin kapatılmasının gündeme geldiğine dikkat çekerek, sadece para kazanma zihniyetiyle öğretmen yetiştirilmeye kalkışmakla diğer alanlarda yaşanılan sıkıntıların ilkokul öğretmenliği bölümünde de yaşanacağına vurgu yaptı. Kaptan, “Bu konuda atılan yanlış adım düzeltilmelidir” diye konuştu.

KTÖS  Genel Sekreteri Şener Elcil:

“DOĞRU OLAN EURO PARA BİRİMİNE GEÇİLMESİDİR”

KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil de, Euro Barometre araştırmasının sürekli yapılmakta olduğunu, ancak bunu yürüten kesimlerin adanın kuzeyinde bu anketi kiminle yaptıklarının bilinmediğini söyledi. Elcil, Adanın Kuzeyinde sürekli birilerinin vatandaş yapıldığına dikkat çekerek, bu anketin ne kadar güvenilir olduğunun sorgulanması gerektiğini kaydetti. Elcil, hükümetin hayat pahalılığı verdiğini ifade etmesinin doğru bir açıklama olmadığını belirterek, ülkedeki hayat pahalılığının alım gücüne bağlı olduğunu kaydetti.

Elcil, “Hükümet artış verebilir, ancak piyasadaki malların fiyatlarının artışıyla hükümetin verdiği artış arasında bir denge yoktur. On yıl önce 2007 yılında 20 yılın üzerinde olan bir öğretmen 2 bin Euro civarında maaş alırken bugün alınan maaşı büro bazında Bin 500 Euro’ya düştü. Bu maaş artışlarının yetersiz olduğu, Türk Lirasının enflasyonunun ve hayat pahalılığının maaşların ve alım gücünün doğrudan etkilendiğini gösteriyor. Verilen artışın yeterli olmadığı asgari ücrette de görülüyor. Yapılan artışlar tatmin edici değildir. Doğru olan Türk Lirası kullanmaktan vazgeçmektir. Bu devam ettiği sürece maaşlar erimeye devam edecektir. Doğrusu Euro para birimine geçilmesidir” diye konuştu.