Kıbrıs Postası'ndan Vatan Mehmet'in haberine göre, İstifası ve istifa mektubuyla konuşulan kıdemli yargıç Tacan Reynar’ın yargıdaki köklü sorunlara işaretle adalet duygusunun yitirildiğine ilişkin açıklamaları hukuk ve yargıda reformun şart olduğunu ortaya koyarken bu konuda önceki protokollerde olmasına rağmen uygulanmayan ve Türkiye ile imzalanan son protokolde de yer alan eylem takvimleri dikkat çekiyor.

Barolar Birliği’nin Reynar’ın istifasını değerlendirerek “Adalete inancın yitirilmesi toplumun yaygın ve derin travmalarına yenisini eklemekten, topluma zarar vermekten başka bir işe yaramaz” açıklaması da “reform şart” yaklaşımlarını pekiştirdi.

Türkiye ile imzalanan protokolde Kamu Yönetiminin etkinliğinin ve verimliliğinin artırılması çerçevesinde mahkemelerin İşlerliğinin güçlendirilmesi için gerekli desteğin sağlanacağı, Yüksek Adliye Kurulu ile istişare ederek ortaya çıkan ihtiyaçları giderici tedbirlerin alınması ile yargının kurumsal kapasitesi yani kadro, bina ve donanım dâhil gözden geçirilmesi öngörülüyor. Protokolde özellikle ihtiyaç duyulan ihtisas mahkemelerinin kurulacağı da kaydediliyor.

Ancak hükümetler protokollerdeki eylem planlarını düzenli olarak aksatmaya devam ediyor.

Öte yandan Reynar’ın Afrika Gazetesi Karikatür Davasına ilişkin önceki gün bir gazeteye verdiği demeçte görüşünü “ifade özgürlüğü” çerçevesinde değerlendirdiğini kaydetmesine rağmen neden o halde “beraat kararı üretmediği” sorusunu da gündeme getirdi. Yine Reynar’ın 2010 yılında atanmasına rağmen 2011 yılında yürürlüğe giren “Göç Yasası”na tabi olduğunu belirtmesi de soru işaretlerine neden oldu.

Yine Reynar’ın ayrıca “davayı görmek istemedim” beyanı da bundan sonra davayı görecek hâkimleri zor duruma düşüreceği konuşuluyor…

Yine konuyla ilgili iki yıl önce Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik yargının ekonomik programa konmasını hararetle eleştirirken simdi yargıda içeriden yükselen “sistem tartışmaları” dikkat çekiyor.