Fileleftheros gazetesi “Beklentisiz Konferans” başlıklı haberinde Cenevre’de bu ay sonunda yapılacak gayri resmi 5’li konferansa yönelik beklentilerin düşük olduğunu yazdı.
Gazete Birleşmiş Milletler’in, konferansın gerçekleştirilmesinden üç hafta öncesinde, gayri resmi konferansa ilişkin beklentiler çıtasını oldukça düşük tuttuğunu belirtti. 
Kıbrıs sorunundaki tezlerinde müdahil tarafların ortaya koyduğu istikrar ve ısrarın, gerek    BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Kıbrıs sorunu için görevlendirdiği geçici özel danışmanı Jane Holl Lute gerekse Güvenlik Konseyi üyelerinin, Cenevre’deki gayri resmi konferansın çok şey sunmayacağı değerlendirmesine sahip olduğunu yazan gazete Lute’un hafta sonu Ada’ya geleceğini de anımsattı.
Gazete elde ettiği bilgilere atıfta bulunarak Lute’un Kıbrıs’taki temasları sırasında, Cenevre görüşmesinin hazırlığına ağırlık vereceğini  ayrıca taraflarla, mümkün olan minimum sonuç elde edilmesi konusunu ele alacağını yazdı.
Gazete ayrıca iyi haber alan kaynaklara dayanarak Lute’un temasları sırasında öze dair öneriler sunmamasının da beklendiğini yazdı.
Lute’un  Cumartesi günü Kıbrıs’a geleceğini yazan gazete Lute’un Pazar günü sabah saat 09.30’da Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, saat 14.30’da ise Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile bir araya geleceğini belirtti. 
Gayri resmi konferansa ilişkin programın, Lute tarafından katılımcılara gönderildiğini belirten gazete konferansın, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in heyetlere vereceği yemekle başlayacağını, ertesi gün gayri resmi konferansa geçileceğini, bunu ise ikili görüşmelerin ardından ise yine konferansın takip edeceğini yazdı. 
Fileleftheros gazetesi bir başka haberinde ise, diplomatik perde gerisinin, uzun zamandan beri, Lute’un, gayri resmi konferansın ardından görevinden ayrılacağı  ihtimali konusuyla meşgul olmasına karşın Lute’un Nisan sonrasında da görevinde kalacağının görüldüğünü belirtti. 
Gazete Bloomberg’in Lute’un 19 Mayıs sonrasında enerji şirketi Shell şirketinin icracı olmayan yönetim kurulu üyeliğine atanacağına ilişkin haberinin sorulması üzerine BM yetkilisinin, Lute’un görevine normal bir şekilde devam edeceği yanıtını da verdiğini yazdı.
ANASTASİADİS
Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, dün yaptığı açıklamada, Cenevre’deki gayri resmi konferansın sonucunun, tamamen olmasa da, esas olarak Türkiye’nin tutumuna bağlı olduğunu savundu.
Fileleftheros gazetesine göre Anastasiadis, BM’nin konferansa ilişkin düşük beklentilere sahip olduğu düşüncesinin yorumlamasının istenmesi üzerine, bunun Türkiye’nin siyasi iradesine bağlı olduğunu, Türkiye’nin, Kıbrıslı Rumların endişelerini görmezden gelmeyecek, Kıbrıs sakinlerinin bütününün koruyacak bir çözüm bulunması kararlılığıyla gelmesi durumunda, Kıbrıs sorununa çözüm bulunması için bir engel olmayacağını belirtti.  
Gayri resmi konferans ve milletvekilliği seçimleri ışığında muhalefetin eleştirilerinin ve konferans konusunun bir şekilde bundan etkilenip etkilenmeyeceğinin sorulması üzerine Anastasiadis, bundan etkilenmeyeceğini, seçimlerin başkanlık değil milletvekilliği seçimleri ile ilgili olduğunu ifade etti. 
Anastasiadis, tezlerinin net bir şekilde açık olduğunu, Ulusal Konsey’de de bunları dile getirdiğini, sonuç olarak ne talep edeceğini  kamu oyu önünde açıklamaya çağırılması gerekliliğinin de bulunmadığını söyledi. 
AKEL 
AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu ise dün Baf’a gerçekleştirdiği ziyaret çerçevesinde yaptığı açıklamada Türkiye’nin “saldırganlığından”  bahsederken  hükümetin buna verdiği reaksiyon konusundaki endişesini de dile getirdi. 
Kiprianu, Anastasiadis’i ilgilendiren konunun, 5’li gayri resmi konferansın olumlu sonuçlanmasının değil milletvekilliği seçimleri ışığında seçmenlerin bir kısmını memnun etmek olduğunu söyledi. 
Kiprianu, Kıbrıs Rum tarafı olarak gayri resmi konferansın olumlu sonuçlanmasına odaklanmaları gerektiğini ifade etti.  
Politis gazetesine göre Kiprianu, gayri resmi konferansın gerilimi tırmandıran olumsuz söylemlerin sonlandırılması, özlü müzakerelerin yeniden başlaması için önemli bir fırsatı teşkil ettiğini belirtirken bunların olabilmesi için de Türkiyeve Cumhurbaşkanı Tatar’ın, iki devlete dayalı çözüm tezini terk etmesi gerektiğini savundu.