Bir yanda koronavirüs endişesi ve tüm Dünya’daki acısı, öte yanda Lübnan faciası…
Derken döviz felaketi; bizim hafta sonları ile birlikte 10 güne çıkardığımız tatilin pek huzuru kalmamıştı…
Tatil derken de, Ege turunda ya da Belaric adalarında falan değildik yani!

-*-*-

Daha önce de anlatmıştım, Lefke’de, Eski Karadağ diye bilinen yerde, Aplıç’ın yemyeşil vadisini gören noktada küçük bir ev kiralamıştık… 
Hafta sonları oraya kaçıyoruz.
Ağustos böcekleri, güvercinler ve kargalar dışında ses yok.
Huzur noktası.
Bayramda da O’nu yaptık…
Daha çok Yeşilırmak; biraz Yedidalga ve Gaziveren; dinlendik aslında…
Yeşile mavi katıp dinlenirken, Çarşamba akşamüzeri, iki basamak ahşap bir merdivende kayıp güm diye düştük!

-*-*-

Lübnan’daki patlama kadar olmasa da, ufak çaplı bir deprem eğer Richter ölçeğine takılmışsa, o düşmedendir…
Evet, sol ayak parmaklarım ile diz arasında kalan üç noktayı çok ciddi çarptım…
İlk başta ağrı az gibiydi, akşama arttı.
Doğru dürüst uyuyamadım.
Perşembe sabah tatili kestik.
Ağrı arttı.
Biraz da Gönyeli’de yatalım - dinlenelim diyerek, Lefke olayını bir sonraki haftaya attık ve geldik.

-*-*-

Akşam hem bir şeyler yiyelim, hem bir şeyler içelim dedik; Lefkoşa’da şefliğini Gaziverenli Hüseyin Zurnacı kardeşimin; yani köylümün yaptığı bir meyhaneye gittik.
Rasıh Reşat ve Hüseyin Ekmekçi de orada; BRTK’daki programları öncesi yemeklerini yiyorlar, sohbet ediyorlar.
Bir aile işletmesi. Tiryaki. Reklama mı giriyor?
Girsin… 
Patron, Süleyman Aldağ, Güzelyurt Belediyesi eski müdürü… 
Çocukluğumdan beri tanırım, bilirim…
Ama doğrusu bu iş yeri açılıncaya kadar, koskocaman bir oğlu olduğunu bilmiyordum…

-*-*-

Neyse, aksayarak masaya yaklaşırken, Süleyman abinin oğlu yaklaştı, “abi n’oldu?” dedi…
Yağmur Aldağ…
Doktor… 
Göğüs Hastalıkları Uzmanı…
Koronavirüs sürecinin kahramanları arasında…
Son derece mütevazı…
Ayağıma baktı, “… Yok abi, arabayı çekiyorum” dedi; çekti, bindim, gittik… Neredeyse bir saat içinde alçılı bir ayakla geri döndüm.

-*-*-

Kırık yok!
Ağrı da bu satırları yazarken sıfırlanmış durumda…
Bu arada alçıyı yapan doktor da köylüm; Gaziverenli…
Dr. Sevim…
Selim abinin kızı…
Alçılı sargı bezlerini hazırlayan hemşire Taylan… Taylan Baltacı… Annemden taraf, Tera – Hirsofu – Poli’den yakın akrabam…
Hem Yağmur, hem Taylan hem de Sevim, benim o bölgeden yani Güzelyurt tarafından ayrıldığım yıllarda doğmuşlar…
Büyümüşler, ülkemin çok güzel üç sağlık emekçisi olmuşlar…

-*-*-

Sadece onlara değil; hastanenin acil servisindeki güzel doktorlarımıza, hemşirelerimize, görevlilerimize; “yok abi yürüme” diyerek 135 kiloluk beni tekerlekli sandalye ile taşıyan ve ismini soramadığım güzel insana; röntgen filmlerimi çeken kardeşe gerçekten teşekkür etmek istiyorum…

-*-*-

Çok iyi yetişmiş doktorlarımız, bir birbirinden kaliteli hemşirelerimiz, hasta bakıcılarımız, ebelerimiz var…
Ve onlara güveniyoruz…

-*-*-

Özellikle bu çok zorlu koronavirüs döneminde, ön cephedekiler en başta olmak üzere; tüm sağlık çalışanlarını bir kez daha kucaklıyorum…

-*-*-

Ama en başta Yağmur…
Ne diyeyim?
Çok iyi doktor mu?
Allah seni hastalarının yanından eksik etmesin…
Sevgili Yağmur Aldağ…
Bu ülkeden umudu kesmiştim… 
Demek ki hala umut varmış… 
Demek ki hala güzel insanlar çokmuş… 
Teşekkürler… 
Hatırlattın, hatırlattınız…
İyi ki varsınız…

-*-*-

Ayak mı?
45 derece yükseğe kaldırıp, bir hafta kadar izleyeceğiz…
Üzerine basmayacağız… 
Koltuk değnekleri ve ilgili ilaçlarla birlikte…
Kırık falan yok ama morarma ve tedbir var…

-*-*-

Evet sağlığımızla ilgili elbette eleştirilebilecek çok konu vardır…
Elbette, buraya yazsak veya yazılanları aktarmaya kalksak, sayfalar dolusu eleştiri söz konusudur.
Ama ne olur, bu eleştirileri, “yıkma” maksatlı yapmaktan vazgeçelim.
“Ben yıkma maksatlı yazmıyorum” veya “ben yıkma maksatlı eleştirmiyorum” diyebilecek olanlar çoktur ama emin olun “sırf eleştiri olsun, sırf sağlık bakanı vurulsun” diye yazıp konuşanlar yok değildir.

-*-*-

Yeri gelmişken Sağlık Bakanı, müsteşarı ve tüm ekibinden de bahsetmekte fayda var…
En başta bakan ve müsteşar olmak üzere; bunca baskı, bunca sorun, bunca eleştiri, bunca yıkma amaçlı saldırıya rağmen, mesai mevhumu gözetmeksizin koronavirüs sürecini en az zararla aşmak için kavga verenleri selamlamadan geçmemek lazım…
Efendim “açılmamalıydık!”…
Efendim “şunu yapmamalıydık”…
Efendim “pandemi hastanesi hikaye oldu”…
Evet; çok saygı duyduğum mesleğinizle alakalı görüşlerinizi belirtmeniz veya belirtebilmeniz için canımı feda ederim ama iyi niyetli – güzel insanların çabalarını görmezden gelip siyasi film çevirmenizi de kınarım!