Sivil toplum ve kamu kurumlarının temsilcileri ile üniversiteler ve diğer paydaşların yer aldığı Danışma Kurulu’nun ilk toplantısında proje tanıtıldı.

KTTB’den verilen bilgiye göre, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği, sağlığın korunması ve geliştirilmesi anlayışına dayanarak “sağlıklı birey, sağlıklı toplum” sloganıyla başlattığı sağlık okuryazarlığı seferberliği için ilk toplantısını dün birlik toplantı salonunda gerçekleştirdi.

Danışma Kurulu toplantısına sağlık alanında faaliyet gösteren sivil toplum örgütleri, kamu kurumu temsilcileri ve üniversitelerin öğretim üyelerinden oluşan 41 kişi katıldı.

Toplantının açılışında sağlık okuryazarlığı seferberliği hakkına bilgi veren KTTB Başkanı Özlem Gürkut, sağlık alanında bilinen sistemsel sorunların aşılmasında bugüne dek denenen yollar dışında, artık sağlık çalışanları ve halkla el ele vererek sağlık bilincinin geliştirilmesi anlayışından hareketle yeni bir eylem planı ortaya koymayı amaçladıklarını söyledi.

“Sağlıklı birey, sağlıklı toplum” sloganıyla bireylerin sağlık okuryazarlığı seviyelerini geliştirmeyi planladıklarını belirten Gürkut, önce mevcut sağlık okuryazarlığı seviyesinin tespit edileceğini, bu amaçla sağlık okuryazarlığı araştırmasının gerçekleştirileceğini, ardından da belirlenen noktalarda gerekli faaliyetlerin Danışma Kurulu ile birlikte planlanarak iş birliği içinde yürütüleceğini anlattı.

Sağlık Okuryazarlığı Seferberliği projesini geliştiren ekibin başkanı, Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Erkan Yüksel de toplantıda bir sunum yaparak ayrıntılar hakkında bilgi verdi.

Proje ekibini tanıtan Yüksel, Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesinden Prof. Dr. Abdullah Koçak ve Prof. Dr. Hüseyin Altunbaş, Anadolu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nuray Gökçek Karaca ile Eskişehir Teknik Üniversitesi’nden öğretim görevlisi Nur Demir’in proje araştırma ve geliştirme ekibinde yer aldığını belirtti.

Sağlık okuryazarlığının ne olduğu, ne işe yaradığı ve eksikliği durumunda hangi sorunların yaşandığını anlatan Yüksel, şunları söyledi:

“Sağlık okuryazarlığı dünyada ilk kez 1974 yılında tanımlanmış bir kavram. Ancak 1990’lardan sonra ülkeler bu alana ilgi göstermeye başlıyor. Sağlığın korunması ve geliştirilmesi anlayışlarından doğan sağlık okuryazarlığı, sağlığı öncelikle bireylerin koruması gereken bir sorumluluk alanı olarak tanımlamaktadır. Bugüne dek dünyanın farklı ülkelerinde sağlık okuryazarlığına ilişkin yapılmış pek çok çalışmadan söz etmemiz mümkündür.

Sağlık okuryazarlığı öncelikle halkın sağlık bilgisini anlaması demektir. Sağlık bilgisine ulaşmak, sağlıkla ilgili karar verebilmek, iyilik halini korumak ve geliştirmek, sağlıkla ilgili bilgiyi değerlendirmek, uygun hizmeti kullanmak, toplum sağlığını iyileştirmek ve yaşam tarzını değiştirebilmek sağlık okuryazarlığı kapsamında değerlendirilen konulardır. Pek çok tanımı olmakla birlikte sağlık okuryazarlığı; insanların sağlıklarıyla ilgili olarak günlük yaşamlarında karar almak, yaşam kalitelerini yükseltmek ve sürdürmek için sağlıklarını geliştirme ve hastalıklarını önleme amacıyla gerekli sağlık bilgisine erişme, anlama, değer biçme ve bilgiyi kullanmayı sağlayacak bilgi, motivasyon ve yeterliliktir.”

Hastalıkların önlenmesi, sağlık, hastalık, tahlil ve tedavi süreçlerinde iş birliği içinde sağlık okuryazarlık seviyesi yüksek bireylerin sağlık sisteminde iş yükünü tüm düzeylerde azaltacağını ve sağlık harcamalarının da buna bağlı olarak azalacağını kaydeden Yüksel, şöyle devam etti:

“Sağlık okuryazarlığı düşük toplumlarda genellikle, sık tekrarlayan hastalık ve tedavi süreçlerini görmekteyiz. Bu da sağlık sisteminin verimli çalışmasının önündeki en büyük engellerden birini oluşturmaktadır. Böylece bakım ve sağlık maliyetleri artmakta, süreler uzamakta, acil servislerde yoğunluk yaşanmakta, iletişim ve yönetim sorunları ortaya çıkmakta ve insanların yaşam kalitesi ve süresi bu durumdan olumsuz yönde etkilenmektedir.”

Dünyanın farklı ülkelerindeki sağlık okuryazarlığı araştırmaları ve bulgularından söz eden Yüksel, proje kapsamında öncelikle Kuzey Kıbrıs’taki sağlık okuryazarlığı seviyesinin belirleneceğini ve durumun tespit edileceğini kaydetti.

“Araştırmanın ardından Danışma Kurulu üyelerini bilgilendirerek belirlenen noktalarda neler yapılabileceğine ilişkin önerilerini alacağız” diyen Yüksel, projenin eylem aşamasından sonra tekrarlanacak bir araştırmayla yapılanların değerlendirileceğini vurguladı.

Toplantıda Danışma Kurulu üyeleri projenin genel durumu, kamuoyu araştırması, yöntemler ve proje ekibine ilişkin sorular sordular.

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Özlem Gürkut, kamuoyu araştırması ve daha sonraki eylem planları için de hazırlanacak projelerle ilgili bilgi verdi.

Gürkut, şunları söyledi:

“Anket sorularını literatürde mevcut geçerliği sınanmış sağlık okuryazarlığı ölçeklerinden hareketle Proje Yürütme Kurulumuz ve Proje Ekibi ile birlikte hazırlıyoruz. Bugün özellikle ülke nüfusuna ilişkin belirsizlikten hareketle, araştırmanın yapılacağı hedef kitleye yönelik olarak Danışma Kurulu üyelerinin fikirlerini almak istedik. Yakın bir zamanda araştırmayı tamamlamayı ve dört-beş aylık bir süre içinde de eylem planlama aşamasına geçmeyi istiyoruz. ‘Bu kapsamda benim de şöyle bir fikrim var’ diyen, bizimle birlikte bu seferberlikte kollarını sıvayarak ülkemizde sağlık okuryazarlığının geliştirilmesine katkı sağlamak isteyen kim varsa herkese kapımızı açmak istiyoruz. Öncelikle amacımız ülke genelinde sağlık okuryazarlığı konusuna dikkat çekmek, önemini vurgulamak ve sivil toplum örgütlerinden başlayarak ülke genelinde bir seferberlik başlatarak toplumu daha bilinçli bir hale getirmek. Sağlıklı birey, sağlıklı toplum anlayışından hareketle ülkemizde daha kaliteli ve daha sağlıklı bir yaşam seviyesine ulaşmayı amaçlıyoruz. Sivil toplum dayanışması içinde, sivil toplumun gücüyle çok daha büyük ve çok daha başarılı sonuçlara ulaşabileceğimize inanıyoruz. Bir tek kişi için bile bir fark yaratabilirsek ne mutlu bize…”

(BRT/TAK)