Gamze PİR BAYKUR

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği, Mağusa Yeni Boğaziçi ve İskele Geçiş Süreci Emirnamesi ile ilgili olarak dün toplantı düzenledi. “Doğayı ve geleceğimizi katleden emirnameye hayır! İmar planı için hep beraber el ele” toplantısı dün saat 17:30’da Mağusa Rauf Raif Denktaş Kongre Merkezinde yapıldı. Yüzlerce kişinin katıldığı toplantıda Salı günü eylem yapılacağı açıklandı. Toplantıda Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, UKÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof Dr. Tahir Çelik, DAÜ İşletme ve Ekonomi Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Salih Katırcıoğlu, Mağusa Belediye Başkanı İsmail Arter, Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Turgay Deniz, Kıbrıs Türk Sanayi Odası Yönetim Kurulu Sekreteri Taner Yolcu, Kıbrıs Türk İnşaat Taşeronları Birliği Başkanı Osman Amca ve Kıbrıs Türk İşadamları Derneği Başkanı Dengiz Kürşat konuşma yaptı.

Gürcafer: “Fiyaskoyla karşı karşıyayız…”

Toplantının açılış konuşmasını yapan Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, tekrardan bir fiyaskoyla karşı karşıya olduklarını dile getirdi. KTİMB olarak imar planı ve fiziki planların yapılması ve ülkenin çağdaş dünyada yerini alabilmesi için çok çaba sarf ettiklerini ifade eden Gürcafer, zorlaya zorlaya, bastıra bastıra emirnamelere karşı olduklarını ve imar planları yapılması gerektiğini söyleyerek bu noktaya geldiklerini kaydetti. Gürcafer, Girne’den sonra Mağusa-Yeniboğaziçi-İskele’yi kapsayan bir imar planının gündeme geldiğini anımsatarak, “Elimizde bir Lefkoşa İmar Planı var. Tamam mı? Değil. İmar planı yapmak için imar planı yapılmasını istemiyorum. Halk nasıl yaşamak istediğini söyler, onlar da çizer. Aslında imar planı budur. Her kesim katkı koyar ve biz bu şekilde yaşamak isteriz derler, imar planı çizilir” şeklinde konuştu. Önce imar planı gündeme geldiğinde 3 belediye başkanını ziyaret ettiklerini ve onlarla birlikte şehir plancılarının da dahil olduğu bir toplantı yaptıklarını ifade eden Gürcafer, en güzel imar planının bizim bölgemizde yapılmasını istediklerini ve karşı durmadıklarını söyledi. Gürcafer, Mağusa’nın iki taraftan da hapsolduğunu ve denize ulaşımı olmadığını vurgulayarak, askerin 7-8 km’lik sahilden çekilmesi için hükümete çağrıda bulunduklarını kaydetti. Gürcafer, devamla Mağusa limanından insanların zehirlendiğini ve Serbest Liman’ın daha dışarıya çıkarılmasını istediklerini söyledi.  Mağusa-Yeniboğaziçi-İskele arasındaki bölünmüş yolun paralelinde başka bir yol yapılmasını ancak bu yolun tamamen turizm içinde kalmasını, yürüyüş yollarının eklenmesini, İskele’den Mağusa’ya kadar olan habitatın korunmasını istediklerini söylediklerini belirten Gürcafer, “bütün bunları öngördük ve bunları içeren bir plan istedik” dedi. Gürcafer, “Belediyelerimizin ekonomik özgürlüklerini kazanabileceği düzenlemeler de istedik. Bunu da düşündük. Bölgesel olarak sosyo-ekonomik kalkınmayı da düşünmemiz lazım dedik. İhtiyaç fazlası işletmeler olmasın dedik. Her şeye tamam dediler. Bu çalışmalara sağlıklı bir şekilde devam ederken bir anda emirname ile karşılaştık” şeklinde konuştu.

“İnşaat sektörünü katil ilan ettiler…”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, konuşmasında ülkemizde yaşanan sel felaketine de değindi.

Gürcafer, “Sel olayı oldu, başımız sağ olsun, içimiz yandı, 4 tane gencecik arkadaşımızı kaybettik. Ama bazı esas rantiyecilere söyleyeyim; o krizden bir rant elde etmek isteyen kesimler inşaat sektörünü katil ilan ettiler. Resmen cinayetle suçladılar bizi. Bu kesimler ki bu toplum için hiçbir zaman kalem oynatmamış, bir şey yapmamış, oturup şarap içip sosyal medyada bir camiayı katillikle karalama cesareti gösteriyor. Bu kesimler maalesef hükümetin üzerinde etkili oldu ve 48 saat içinde her şey tersyüz oldu. Bizim çalışmamız, ilk başta yapılan o ucubeye döndü ve bize dayatılmaya çalışılıyor” dedi. On binlerce KKTC insanına ekmek veren ve neredeyse kamu çalışanının maaşını büyük oranda ödeyen bir sektörü bu kadar basit bir şekilde çöpe atamayacaklarını dile getiren Gürcafer, bundan dolayı o emirnameyi kabul etmediklerini kaydetti.

“5 gününüz var…”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars Kadri’nin sosyal medyadan geri adım atmayacaklarına dair açıklamalarını gördüklerini ifade ederek  “Biz de geri adım atmayacağız. Salı günü için çok büyük bir eylem planlıyoruz. Hükümete mesajım 5 gününüz var, bu 5 gün içinde sizi akıl yoluna davet ediyorum, eğer 5 günün sonunda uzlaşı sağlanmazsa bütün halkla, sivil toplum örgütleri olarak, bütün köyler olarak Lefkoşa’dayız" açıklamasında bulundu.

Çelik: “Tüm emirnameler yanlıştır…”

Toplantıda konuşma yapan UKÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof Dr. Tahir Çelik, ilk emirnamenin 2004 yılında yayınlandığını ve 2004 yılından itibaren yapılan emirnamelerin tümünün yanlış olduğunu kaydetti.  Bugüne kadar 6 bölge için emirname yayınlandığını anımsatan Çelik, Girne 1. Bölge emirnamesinin 2005 yılında yayınlandığını ve 4 kez değiştirildiğini ifade ederek, Girne 2. Bölge emirnamesinin 2006 yılında yayınlandığını ve 2018 yılına kadar 8 kez değiştirildiğini, Karpaz emirnamesinin 5 kez, Girne Boğaz emirnamesinin 4 kez, Tatlısu emirnamesinin 4 kez ve Bafra ve yakın çevre emirnamesinin 4 kez değiştirildiğini belirtti. Çelik, emirnamelerin ilk günden itibaren hiç birinin doğru olmadığını dile getirerek “Emirname ile yönetime hayır” dememiz gerektiğini vurguladı.

Katırcıoğlu:

Toplantıda konuşma yapan DAÜ İşletme ve Ekonomi Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Salih Katırcıoğlu, emirname konusunun 2019 yılı sonu itibariyle neden olacağı bir takım ekonomik sıkıntılara değindi. Katırcıoğlu, Kuzey Kıbrıs ekonomisinin ağır ithalat bağımlısı bir yapıya sahip olduğunu dile getirerek,  ithalat bağımlısı olmasının yanında küçük ada ekonomisi olması hasebiyle de sektörlerin bir biriyle bağımlı olduğunu ifade etti. İnşaat sektöründe meydana gelecek olan daralmanın sektörel katma değerlerde de daralma meydana getireceğini kaydeden Katırcıoğlu, buna bağlı olarak ülkenin milli gelirine kadar ve kişi başına düşen gelire kadar bir daralma söz konusu olacağını belirtti. Katırcıoğlu, yaratılan inşaat katma değerinin yüzde 40’ının bu bölgelere ait olduğunu ifade ederek, emirname sonucunda yüzde 80 ekonomik faaliyet daralmasının beklendiğini açıkladı. Katırcıoğlu, “Bu iki rakam önümüzdeki yıl içerisinde gerçekleşecekse 2019 yılı sonu itibariyle KKTC genelinde 640 milyon TL tutarında bir ekonomik faaliyet kaybı olacaktır. Bu çok ciddi bir rakamdır. 2019 yılı sonunda yıllık inşaat hacmi 2 milyar TL civarı olacaksa 1.36 milyar TL tutarında gerçekleşecektir. Bu iktisatçılar için çok vahim bir ekonomik daralmadır” şeklinde konuştu. KKTC ekonomisinin son birkaç yıldan buyana ortalama yıllık yüzde 3.5 büyümekte olduğunu kaydeden Katırcıoğlu, 640 milyon TL bir daralma gerçekleşirse bu yüzde 3.5’lik ekonomik büyümenin durma noktasına geleceğini söyledi.

Katırcıoğlu, inşaat sektöründe yaratılacak olan ekonomik kaybın ve büyüme kaybının hiçbir şekilde hafife alınmaması gerektiğini vurgulayarak, 2019 yılı sonu itibariyle inşaat sektöründeki istihdam daralmasından dolayı ülke genelindeki işsiz sayısında yüzde 59’luk bir artış meydana geleceğini kaydetti.