Uyuşturucu satmak suçundan yaklaşık 5 buçuk yıldır cezaevinde bulunan Kaan Ekrem Satıroğlu, geçtiğimiz Pazartesi günü açlık grevine başladı. 

2013 yılında işlediği suç nedeniyle 7 yıl hapse mahkûm edilen Satıroğlu, verilen cezaya itiraz ederek 2015 yılında istinafa başvurmuş ve Yüksek Mahkeme, 7 yıllık hapislik cezasını 9 yıla çıkarmıştı. 

İstinaf başvurusu dışında, iki kez de Şartlı Tahliye Kurulu’na başvuran Satıroğlu, her iki başvurusunda da sonuç alamayınca, çözümü açlık grevinde buldu. 

Konuyla ilgili Kıbrıs Postası'dan Ertuğrul Senova'ya konuşan Satıroğlu’nun aile yakınları, mahkumun 5 buçuk yıllık cezaevi sürecinde hiçbir disiplin suçu işlemediğini, bu nedenle de şartlı tahliye konusunda problem yaşamasına anlam veremediklerini dile getirdi. 

Mahkum yakınları, Satıroğlu’nun 2016 yılında cezaevinde olduğu sırada babasını kaybettiğini, annesinin ise bakıma muhtaç bir hastalığa yakalandığını, böylesine acı dolu bir süreçte, mahkumun ailesinin yanında olmak istediğini ifade etti. 

Satıroğlu’nun açlık grevine girmesi ve yemek hakkını reddetmesi nedeniyle cezaevi kurallarınca hücreye atılacağını söyleyen mahkûm yakınları, Satıroğlu’nun üçüncü kez Şartlı Tahliye Kurulu karşısına çıkmakta kararlı olduğunu kaydetti. 

Kurula, siyaset ve torpilin karıştığını iddia eden mahkûm yakınları, bugüne kadar çok daha ağır suçlar işleyen pek çok mahkumun, ikinci başvurusunda olumlu sonuç elde ettiğini öne sürdü. 

CEZAEVİNDEN MEKTUP… 

Mahkûm yakınları, olayla ilgili iddialarının yanında Kıbrıs Postası muhabiriyle bir de mektup paylaştı. Aile, mektubun mahkûm Satıroğlu’na ait duygu ve düşünceleri içerdiğini ifade etti. 

Mektupta şu ifadelere yer verildi:

“Cezaevindeki koşullar insan yaşamına, insan haklarına uygun olmamakla beraber ıslah sistemi tamamı ile çökmüştür. Şartlı tahliye sistemi ise tamamen siyasi ve torpile dayalı çalışır iken kader mahkûmlarının yaşadığı tam anlamı ile düzene karşı bir yaşam savaşıdır.

İçerde hiç bir disiplin suçu işlemediği halde iki kez şartlı tahliyeye çıkıp ret cevabı alması, Kaan’ı bu greve mecbur bırakmıştır ki, Kaan maalesef uyuşturucu suçu işlemiş ve bunun pişmanlığı ile teminatta iken ceza evine girmiş biridir. İçerde hiçbir vukuata karışmayarak ıslah olduğunu da bir nevi kanıtlamıştır. İçeride bulunduğu bu 5 buçuk yıllık süre içerisinde 2016 yılında babasını kaybetmiş ve bu sebeple özellikle yaşlı annesinin yanında olmak istemektedir.

Kaan; siyasileşen, insan hakları ile uzaktan yakından alakası olmayan bu düzende kimseye ve özellikle şartlı tahliye kuruluna kendini ifade edemediğini ve en yakın sürede şartlı tahliyeye çıkmak istediğini ve bu isteği kabul edilene kadar grevi bırakmayacağını, yetkililerimizin insan hakları kavramından bir haber olmalarına rağmen eylem yapmanın bir insan hakkı olduğunu ve açlık grevinden başka kendini ifade edebilecek şansı olmadığını bizlere iletmiştir.”