HEM SUÇLU HEM GÜÇLÜ: Serdaroğlu’nun Yüksek Mahkeme kararını eleştiren yaklaşımı suç unsuru içeriyor. Bu açıklamaları mesleki açıdan ceza almamak için kamuoyu yaratmaktır. Bizim burada çok güzel bir söz vardır böylelerine ‘hem suçlu hem güçlü’ denir

Fetüs Davası’nda 4 yıl hapislik cezasına çarptırılan ancak Yüksek Mahkeme tarafından cezası 2 yıla indirilince 21 ay hapiste yattıktan sonra tahliye olan Anestezist Dr. Rasiha Serdaroğlu’nun açıklamalarına Başsavcılıktan cevap gecikmedi.

Başsavcılık adına davayı yürüten Kıdemli Savcı Erdinç Akyener, Serdaroğlu’nun gazeteye yaptığı açıklamanın suç unsuru içerdiğini savundu.

Yüksek Mahkeme’nin karar verdiği hususlarda, farklı bir görüş sergileyerek yorum yapan kişilerin mahkemeye saygısızlık suçu işlediğini ifade eden Akyener, Serdaroğlu’nun “polis ve savcılık işini tam yapmadı” iddiasını eleştirdi.

Havadis'ten Devrim Demir'e konuşan Akyener, “Yüksek Mahkemenin verdiği karar herkesi ve her kesimi bağladığını belirtmek isterim. Kişiler yüksek mahkemenin karar verdiği hususlarda farklı bir görüşü artık ileriye götüremezler. Bu mahkemeye karşı saygısızlık suçu oluşturur. Ceza Yasasının 52. D fıkrasına göre yargısal işlemlerde karar vermiş mahkeme hakkında şeref ve onur kırıcı nitelikte yazı yayınlama suçuna girebilmekte. Havadis gazetesi gibi ülkenin nadide gazetesinin hiç gündem olmayan konuyu manşetine alması ve mahkeme kararını bir anlamda eleştiren onun da ötesinde karalayan yorumlar yapan bir mahkûmun sözlerini ön sayfaya taşımasını şaşkınlıkla karşıladım” dedi.

Akyener: Adalet karşısında herkes eşittir

Akyener, Rasiha Serdaroğlu’nun yargılanmanın başındaymış gibi kendi iddialarını duyurup taraf toplamaya çalıştığını öne sürerek, “Bu ülkede kişilerin yargı açısında ne mesleklerinin ne maddi durumlarının nede eğitimlerinin önemi vardır. Hukuk önünde herkes aynı haklara sahiptir” dedi.

“Şahsıma yapılan bir hakarettir”

Serdaroğlu’nun savcılık ve polisin işini doğru yapmadığını öne sürmesini hem savcılığa hem de şahsına hakaret olarak algıladığını ifade eden Akyener, “Bütün davanın seyri boyunca basın gözlemledi. Sanıklar özgürce temsil edildi. Hiç bir olanaktan mahrum kalmadı, hatta bazı tedbirler yumuşatıldı. Buna rağmen polisin ve savcılığın tutumunu orta çağa benzetmek, hem haksızlık hem de adalete büyük bir saldırıdır” ifadesini kullandı.

“Mahkemeler ayrımcılık yapmaz”

“Herkes gibi Serdaroğlu’da dokunulmaz değildir hukuk önünde milletvekili de suç işlerse, bakanda suç işlerse devlet başkanı da suç işlerse yargılanacaklardır. Hukuk toplumsal düzeni düzenleyen kurallar malzemesidir belirli kitlelerin gerek parasal gücü ile gerek sosyal etkinliği ile adaleti etkilemeye çalışması o ülkede kaosa sebebiyet verir” diyen Akyener dava süresinde Serdaroğlu taraftarları tarafından iddia makamı ve polis örgütünün çok eleştirilip yazılı tehdit mektupları aldıklarını ileri sürdü.

“Ölüm tehdidi aldım”

“Davanın yeni başladığı süreçlerde ölüm tehdidi almış bir kişiyim bunlarda bizim için yeni değildir. Bugün savcıyı yarın mahkemeyi tehdit edersiniz. Son olaylarda kıdemli bir yargıcımızın tehdit edilmesine kadar bir süreç yaşandı. Şantajla bir şeyler yaptırmaya başlandıysa bu ülkede ağlayacak bir duvar bulamayacağız.

Sayın Rasiha Serdaroğlu, adil yargılamanın olmadığını iddia etti. Bu konuda bir sıkıntısı varsa yapabileceği seçenekler bellidir insan hakları mahkemesine gidebilir” diyen Akyener, KKTC’de suçsuz olduğu halde suçlu olduğuna inanılan bir kişi görmediğini söyledi.

“Hem suçlu hem güçlü”

Serdaroğlu’nun cezaevinden çıktıktan 3 gün sonra gazeteye verdiği demeçte iddia ettiği gibi M.A., davasında suçsuz olmadığını belirten Akyener, bunun Yüksek Mahkeme’de açıklandığını ve mahkemenin bu bulgusuna karşı yapılan bu iddianın büyük bir saygısızlık olduğunu söyledi.

Akyener, “Serdaroğlu’nun bu açıklamaları mesleki açıdan ceza almamak için kamuoyu yaratmaktır. Serdaroğlu, verdiği demeçte Mevlana’nın güzel bir sözüne değinse de bizim burada çok güzel bir söz vardır hem suçlu hem güçlü” dedi.

“Serdaroğlu, tek davadan suçlu bulunmadı”

Kıdemli Savcı Erdinç Akyener, Serdaroğlu’nun sadece M.A.’nın bebeğinin alınmasında suçlu bulunmadığını, Nazlı Dönmez’in bebeğinin operasyonunda da hem Ağır Ceza hem de Yüksek Mahkeme’de suçlu bulunarak mahkûm edildiğini kaydetti. Akyener, Dönmez’in sözlerine itibar eden mahkemenin Serdaroğlu’nu muteber bulmadığını hatırlatarak, bu pozisyonda olan bir kişinin “Haksızlığa uğradım ben suçsuzum” sözleri ile manşete taşıması ile hatalı davrandığını öne sürdü.