Yeni Bakış gazetesinden Eniz Orakcıpğlu'nun haberine göre; Hükümetin geçtiğimiz gün saatlerin 1 saat geri alınması ile ilgili kararı seçim yatırımı olarak nitelendirildi. Konuyla ilgili Yeni Bakış’a yapılan değerlendirmelerde, halkın tepkisinin bu konuda artması , bu uygulamanın yasal olmaması gerekçesiyle yargıya taşınacağı gibi unsurların da hükümetin saatler konusunda geri adım atmasına etken olduğu şeklinde değerlendirildi.
 
Kamu-Sen Genel Başkanı Metin Atan,

“Ne değişti”

Kıbrıs Türk Kamu Görevlileri Sendikası (Kamu-Sen) Genel Başkanı Metin Atan, Hükümet geçtiğimiz yıldan başlayıp  bu yıl da devam eden Türkiye’deki  saat değişikliğine uyumu konusunda geri adım atmasının  Türkiye’nin de saatleri geri çekebileceğini akıllara getirdiğini kaydetti. Atan,  “Bu kadar zamandır bizleri zor duruma sokan hükümet yetkilileri bu konuyla ilgili istediği zaman karar alabiliyorsaydı daha önce neden bu kararı vermemişlerdir. Bu konuda geçtiğimiz yıl ve bu yıl da birçok sendika ve sivil toplum kuruluşu birleşerek eylemler düzenlemiş, ancak saatler ısrarla geri alınmamış ve Türkiye ile uyumdan bahsedilmiştir. Şimdi ne değişti. Gelinen noktada Türkiye’de saatlerini geri alacak mı merak ediyorum” dedi.
 
“Geri adım atılması seçim yatırımı”

Hükümetin aldığı  kararın doğru olduğunu belirten Atan, “Ama biz bu kararı seçim yatırımı olarak görüyoruz. Mevcut yasada saatlerin geri alınmamasının yasal olmadığı ortadadır. Bu durumun anayasa mahkemesine gideceği konusu da gündemdeydi, konunun mahkemeye taşınmasıda illaki geri adım atılmasında etken olmuştur. Biz sendikalar olarak bir tavır koyduğumuz zaman ve yanlış olduğunu söylediğimiz zaman, hükümetin “sendikalar istedi biz yapmayız” mantığından kurtulmalarının da adımı olur temennisindeyiz. Sonuç olarak alınan bu karar çalışanlar, öğrencileri öğretmenler ve halkımız adına da güzel bir karar olmuştur” şeklinde konuştu.
 
Türk-Sen Genel Başkanı Arslan Bıçaklı

“Gülünç duruma düşmeyi göze alamadılar”

Kıbrıs Türk İşçi Sendikaları Federasyonu (Türk-Sen) Genel Başkanı Arslan Bıçaklı ise, Saatlerin geri alınmasıyla ilgili geçen yıldan beri sendikal platform olarak hükümeti sürekli uyardıklarını ve eylemler yaptıklarını hatırlatarak, “Bu yıl da yaptığımız eylemler ve imza kampanyası var. Düne kadar imza kampanyası bütün iş yerlerimizde tamamlanma noktasına geldi ve Perşembe (Bugün) günü de başbakana imzaları sunacaktık. Bunun yanında sendikal platform olarak geçtiğimiz günlerde bir açıklama yaparak, saatleri düzenleyen yasaya bu durumun aykırı olduğunu, hükümet bu yasa ortadayken böyle bir karar alamayacağını, bunu yaparsa mahkemeye başvurup ara emri talebinde bulunacağımızı  açıkladık. Elbette ki hükümet bu ülkeyi yönetirken  Anayasa ve yasalara uygun olarak yönetmelidir, yani Bakanlar Kurulu yasalara aykırı olarak istediği kararı alıp uygulamaya koyamaz. Dolayısıyla hükümetin saatler konusunda geri adım atmasının birinci gerekçesi bu kararın mahkemeden geri dönmesi ve hükümetin gülünç duruma düşeceğindendir. Kısacası hükümet bana göre mahkeme kararı ile gülünç duruma düşmeyi göze alamadı veya istemedi. Tabi ki doğru bir karar verdi” dedi.
 
“Erken seçimde etkili oldu”

Erken seçimin de bu geri adım üzerinde etkisi olduğunu savunan Bıçaklı, “Kaldı ki toplumun büyük bir çoğunluğu ve ülkenin cumhurbaşkanı da dahil olmak üzere birçok kesim bizim ülkemizin kendi coğrafi koşullarına göre ayarlanmasını istemekteydi. Hükümetlerin anlaması gereken, halk için orda oldukları ve halka rağmen bir takım kararları zorlamak doğru olmadığıdır. Ama en azından bir yanlıştan dönülerek, doğru bir karar alındı. Umut ederim ki hükümet bundan sonrada yasalara aykırı hareketlerde bulunmaz ve sendikaların, sivil toplum örgütlerinin, muhalefetin ve halkın çoğunluğunun görüşlerini dikkate alarak uygulamalarını ona göre yapar” diye konuştu. 
 
KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil;

“Hükümet yasa dışı bir uygulama ortaya koydu”

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Şener Elcil de, Geçtiğimiz yıldan beri gündemden düşmeyen saatler konusunda bir yasanın varlığına dikkat çekerek, “Bu yasa kış saatini esas alıyor ve hükümete yaz saati uygulamasıyla ilgili belli bir süre değişim yapma konusunda izin veriyor. Yasaya göre hükümet saatler konusunda geçen sene aldığı kararla yasadışı bir uygulama ortaya koymuştur. Bunun temel nedeni ise Türkiye’de AK Partinin gerici anlayışını Kıbrıs’ta da egemen kılmak, Türkiye’deki iktidara yağcılık ve yalakalık yapmaktı. Diğer bir gerekçe de siyaseten Kıbrıs’ı bölmeye yeminli UBP ve DP gibi partilerin adada saatlerden yaratılan bir bölünmüşlük ortaya koymak istemesiydi” şeklinde konuştu.
 
“Denktaş, UBP’ye tavır koydu”

Geçen sene hükümetin saatler konusunda ısrarcı olması sebebi ile çok acı olaylar yaşandığını hatırlatan Elcil, “Bu saat uygulamasının bizim ülkemiz şartlarına uymadığını gördük. Hükümet yine saatlerde ısrarcı olarak başka yöntemlerle yanlış olan kararlarından dönmemek için okulların ve kamunun giriş çıkış saatlerini değiştirdi. Dolayısıyla ben istemeye istemeye saatleri geri alma kararı verdiklerini düşünüyorum. Hükümetin geri adım atmasında bu kararında bu yıl başlattığımız imza kampanyası da etkili oldu.  Çünkü halk bu konudaki tepkisini binlerce imza ile gösterdi. Hükümetin bu kararını etkileyen diğer bir şey hükümet ortakları arasında yaşanan uyumsuzluk oldu. Sayın Serdar Denktaş bizimle yaptığı görüşmelerde saatlerin geriye alınmasını destekler bir anlayış sergilemekteydi. Bu durumda da ısrarcının UBP kanadı olduğu apaçık ortadaydı. Diğer yandan 7 Ocak’ta UBP’nin tek yanlı olarak erken seçim açıklaması hükümet ortakları arasında ciddi bir anlaşmazlığa sebep olmuştu, yaşanan bu gerginlik üzerine de son Bakanlar Kurulunda Sayın Serdar Denktaş saatler konusunu masaya yatırarak Sayın Özgürgün’ün Türkiye’ye yalakalık yapmak adına yaptığı düzenlemeyi kabul etmedi ve saatlerin geriye alınmasıyla ilgili bir tavır ortaya koydu” dedi.
 
“Bunlar Ankara’nın uşaklarıdır”

Elcil, sözlerine şu şekilde devam etti; “Saatlerin geriye alınması kararının en önemli, sebeplerinden biri de UBP ve DP’nin seçimlere dönük yatırım yapmak isteğidir. Tabi ki halka kötü görünmek istememeler etkendi. Bu hükümet bana göre halkı kandırmaktadır ve seçimlerden başarılı çıkarsa emin olun ki saatlerin yine Türkiye’ye uyumlu olması, Yani Suudi saatine uymayla ilgili tavrını devam ettirecektir. Çünkü bunlar Ankara’nın uşaklarıdır ve bunlardan başka bir şey bekleyemezsiniz. Şu anda hükümet edenler Kıbrıs Türk Toplumunun iradesini yansıtma gibi bir sorumluluk içinde değillerdir, Ankara müsaade ettiği sürece yeme içme, hamma humma ve Türkiye hükümetinin izinden çıkmama konusunda kararlıdırlar.”
 
TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit:

“Tepkiler büyüyerek devam etti”

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit de, Geçen yıl hükümetin saatleri değiştirmemesi ve özellikle Değirmenlik-Dağ Yolundaki kazada öğrencilerimizin hayatını kaybetmesinden sonra seslerin yükseldiğini anımsatarak, “Bunun yanında Başbakanlık önünde gerginlik yaratan eylemler oldu. Ancak hükümet eylemlerin arkası gelmediğinden dolayı uygulamasını devam ettirdi. Ama bu yıl yine saatlerin değişmemesine yönelik tepkiler ve eylemler günden güne büyüyerek yankı bulmaya başlamıştı. Öte yandan hükümete sadece sendikalar ve sivil toplum örgütlerinden değil bütün toplumdan çok geniş tepki yağmış ve bu konuda imza kampanyaları da başlatılmıştır. Yine bu konunda yargıya taşınması ve meclise yasa önerisi sunulması gündemi de geri adım atılmasında etkili olmuştur” şeklinde konuştu.
 
“Ankara’daki rüzgara bakarak karar verecekleri ortadadır”

Özyiğit, sözlerine şu şekilde devam etti; “Diğer yandan erken seçim kararı ile seçim arifesinde olmamız da bu kararda etkili olmuştur. Hükümet halkın bu kadar duyarlılığı ve giderek yükselen sesi karşısına seçim atmosferine yansımasını göze alamadı. Bu konuyu biran önce halledelim seçime öyle gidelim mantığı yürütüldüğü de ortadadır. Biz halkın duygularına tercüman olduğumuza inanıyoruz halktan aldığımız mesaj göstergeler ne olursa olsun seçimden sonra bu şekilde hükümet anlayışının sürmeyeceği ve bu konulardan da yola çıkarak şu an hükümette olan partilere halkın ders vereceği düşünmekteyiz. Dolayısıyla UBP ve DP’nin hükümete gelmeyeceğini söyleyebilirim. Halkın kararını bu doğrultuda verdiğini düşünmekteyim. Yoksa elbette mümkün olmasa da bu partiler hükümete geldiği takdirde Ankara’daki rüzgâra bakarak karar vermeleri olasıdır.