Ülkede yazılı medyaya yapılan maddi katkıyı içeren “Medya Destek Programı”nın bu yıl uygulanmayacağının açıklanmasının ardından üç sendika, bir birlik ve bir komite yazılı açıklama yaptı.

Başbakan Ersin Tatar’ın “Medya Destek Programı” için bütçe olmadığını ve ödeme yapılamayacağını ifade etmesinin ardından yapılan yazılı açıklamada basının zor durumda olduğu ifade edildi.

Geleneksel Medya Destek Komitesi, Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği, Basın Emekçileri Sendikası, Devrimci Genel İş Sendikası ve Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası tarafından yapılan yazılı açıklamada geleneksel medyanın, ülkede gündemi belirleyen ve yönetilenler adına etkin denetimi yapan demokrasinin asli unsuru olduğu ifade edilirken kurumsal bir yapı ve gazetecilerin evi, okulu, işi, aşı olduğu kaydedildi.

“Medya Destek Programı”nın bir sosyal devlet projesi olarak ortaya çıktığını altının çizildiği açıklamada “Kapsamlı ve kolektif bir çalışma ile kriterleri yazılmış, bütçesi belirlenmiş, ödeneği ayrılmış, tüm basın kuruluşlarına ölçütler içerisinde fırsat eşitliği yaratılmıştır” denildi.

Açıklamada “Özgürgün Hükümeti ve Erhürman Hükümeti’nin ilk döneminde uygulanan program, çok daha fazla gazetecinin yararlanması için kriterlere uyum yolunda bir farkındalık yaratmış ve yapılanma süreçleri de başlatılmıştır” denildi.

“Hükümet karar vermeli”

Açıklamada mevcut hükümetin bir karar vermesi gerektiği vurgulanarak medyaya “destek olacak mı olmayacak mı? Hükümet net olmalıdır” denildi.

Hükümetin oyalama, bekletme, erteleme anlayışından vazgeçmesi gerektiği ifade edilen açıklamada ortada ciddi bir samimiyet sorunu olduğu kaydedildi.

Hükümet artık samimi olması gerektiği kaydedilirken “Çağrımız geçmişten bugüne değişmemiştir: Ya haksız rekabeti önleyiniz, ya da destek veriniz. Aylardır yaptığımız temaslardan edindiğimiz izlenim, birilerinin medya desteğine ya da kriterlere karşı olduğudur. Hükümet ne istediğini ya da ne istemediğini açıkça söylemelidir. Kriter diyoruz, üretim diyoruz, istihdam diyoruz, emek diyoruz, anlaşılmıyor. Sabrımız kalmamıştır. Bu ülkede gündemi belirleyen ve mesai gözetmeden görev yapan özel medyadaki basın emekçilerinin aylık 3 bin lira gibi maaşlarla yaşadıklarını anımsatmak istiyoruz” denildi.

“Ertelenecek bir gelecek haftamız kalmadı”

Açıklama şu ifadelerle sonlandı: “Medya el değiştiriyor ve nereye gittiği de açıkça görünüyor. Gazetecilerin önüne getirilen seçenek “Ya direnecekler, ya satılacaklar” yönündedir. İkinci seçeneğe karşı “buna izin vermeyeceğiz” diyoruz. Ulusal Birlik Partisi - Halkın Partisi hükümetinin “Medya Destek Programı”na yönelik net tavrını öğrenmek istiyoruz. Bu yanıtın gelmesi için ertelenecek yeni bir “gelecek hafta”mız kalmamıştır. Medyada örgütlü tüm sendika ve birliklerimizle güç birliği içerisinde gazeteci dayanışması ve kararlığımızla ayağa kalkacağımızı duyurmak istiyoruz.”