Havadis'ten Duygu Alan'ın haberine göre, “Kayıtları İptal Edilen Araçlar ile Kayıtları İptal Edilmeyip Geçmiş Yıllara Ait Seyrüsefer Borcu Bulunan Araçlar Hakkında Yasa Gücünde Kararnamenin Yürürlükten Kaldırılmasına İlişkin Yasa Tasarısı” Cumhuriyet Meclisi’nin önceki günkü Genel Kurulu’nda oybirliğiyle kabul edildi.

Motorlu Araç Satıcılar ve İthalatçılar Birliği (MASİB) Başkanı İbrahim Akın, konuya, ilişkin Havadis’e açıklamada bulunarak, trafikte halen seyrüsefersiz 42 bin araç olduğunu belirterek sistemin mevcut şekli ile sürdürülebilir olmadığını öne sürdü.

Akın, seyrüsefer sistemin yenilenmemesi halinde yeni bir seyrüsefer affına destek vermeyeceklerini belirtti.

İbrahim Akın, Dünyada seyrüsefer uygulamasının sadece Güney Kıbrıs, İngiltere ve KKTC’de olduğunu ancak gelişen süreçte KKTC’de seyrüsefer uygulamasının sıra dışı kaldığını öne sürdü.

Akın, “KKTC’de seyrüsefer sistemi yenilenmelidir. Seyrüsefer bedelleri arabanın motor gücüne göre uygulanmalı, arabanın kilosuna göre bir bedel çıkarılması konusunda ısrarlı olunacaksa da bu bedel aradaki ağırlık dilimleri esas alınarak belirlenmelidir” dedi.

Akın,  “KKTC’deki seyrüsefer bedeli aracın kilosuna göre belirleniyor. Buna göre, ağırlığı 0 kilodan 1016 kiloya kadar olan araçlarda her bir kilo 0.17 kuruştan çarpılıyor, ağırlığı 1017 kilodan 1270 kiloya kadar olan araçlarda her bir kilo 0.26 kilodan çarpılıyor. Yani 1 kiloluk fark için bile arabanın kilosunun tümü dikkate alınarak 0,17 yerine 0,26 kuruştan çarpılıyor. Oysa doğru ve adil olan uygulama, arabanın tüm ağırlığının değil aradaki kilo farkının 0,26 kuruş ile çarpılmasıdır. Ancak o zaman makul bir seyrüsefer bedeli ortaya çıkar” diye konuştu.

“Mevcut sistemde yeni bir affı desteklemeyeceğiz”

MASİB Başkanı İbrahim Akın, UBP-DP Azınlık Hükümeti döneminde “Kayıtları İptal Edilen Araçlar ile Kayıtları İptal Edilmeyip Geçmiş Yıllara Ait Seyrüsefer Borcu Bulunan Araçlar Hakkında Yasa Gücünde Kararname”nin yürürlüğe girmesine destek verdiklerini ancak mevcut seyrüsefer sisteminden ötürü hedeflenen neticeye ulaşılmadığını ileri sürdü.

Seyrüsefer sisteminin yenilenmemesi halinde yeniden bir seyrüsefer affının yine olumsuz neticeleneceğini ileri süren İbrahim Akın,  MASİB olarak mevcut sistemde yeni bir affa asla destek vermeyeceklerini de kaydetti.

Akın, Havadis’e yaptığı açıklamada, şu ifadelere yer verdi: “Geçmiş dönemde seyrüsefer affının çıkması için mücadele ettik ancak o dönemdeki çalışmalarımızda af çıksın diye emek harcarken şartımız da önce sistemin yenilenmesiydi. Çip sisteminin uygulamaya gireceği konusunda dönemin Maliye Bakanı Sayın Serdar Denktaş bizi ikna etti. Biz de ‘Tamam, af çıksın biz de çip sistemini destekleyelim’ dedik. Af çıktı, popülizm yapılarak affın süresi uzatıldı. Arzu edilen sonuç herkesin seyrüseferini ödemesiydi ama olmadı. Çünkü sistem çökmüş durumda ve mevcut sistemde 10 af daha çıkarılsa yine de hedeflenen neticeye ulaşılamayacak. Seyrüsefer affının sonu yoktur. Çözüm sistemin değiştirilmesidir.”

“Çip sistemi için yeterli altyapı yok”

UBP-DP Azınlık Hükümeti döneminde çip sisteminin uygulamaya girmesinin de gündeme getirildiğini belirterek, “Seyrüsefer affı bittikten sonra çip sistemine geçilecekti. Arabalara çip koyulacaktı ve aracının sigorta, muayene gibi evrakları eksik olanlar yakıt alınamayacaktı. Çip sisteminin hayata geçirilmesi için gerekli altyapı hazır değildir ve bu uygulamanın yaşaması için en az bir buçuk yıl gibi bir süreye ihtiyaç var” dedi.

İbrahim Akın, “Yapılması gereken seyrüsefer sistemi değiştirilecek, çip sistemi için gerekli altyapı oluşturulacak ve birden değil, pilot bölgeler seçilerek sistem yavaş yavaş uygulamaya girecek. Aksi takdirde mevcut sistemde çipli sistem de fayda sağlamayacaktır” diye konuştu.

“Kayıt ve devir işlemlerinde kayıp var”

İbrahim Akın, ayrıca devletin ödenmeyen seyrüsefer vergilerinin dışında araç kayıt ve devir işlemlerinden de büyük maddi kaybı olduğunu ileri sürdü.

Akın, “Ülkede bugün galerilerin yanı sıra elden, sokakta, internette araç satışları gerçekleştiriliyor. Gerek bazı galerilerden gerekse elden ya da internetten yapılan araç satışının birçoğunda devir işlemi yapılmıyor. Sonuç olarak hem aracın resmi sahibi günün sonunda bu işten zarar görüyor hem de devlet her araç satışında para kaybediyor. Kayıt ve devir işlemlerinde düzenli çalışan vergisini ödeyen galericilerde haksız rekabete uğruyor” dedi.

4’lü koalisyon hükümetinin özellikle de Ulaştırma Bakanlığı’nın bu konuda ciddi hassasiyet gösterdiğinin altını çizen Akın, “Yasa tasarısı hazırlandı. Şuanda Savcılıktan görüş bekleniyor. Tasarı, tüm galerilerin sattıkları araçların kayıt altına alınmasını, sokakta ve internette araba satışlarının kaldırılmasını öngörüyor. Ayrıca tasarıya göre, bir vatandaş kendi arabasını başka bir vatandaşa satacaksa alıcı ile satıcı birlikte Araç Kayıt Dairesi’ne gidecek, orada işlemlerini yapacak. Bugün devir kağıtları sokaklarda geziyor, tasarı yasalaşırsa bu devir kağıtları Araç Kayıt Dairesi’nde ve galerilerde olacak, galerilerdeki devir kağıtları o galeriye zimmetli olacak. Yine bir kişi 3’ten fazla araç satışı yaparsa da KDV ödeyecek, bir vatandaş bir aracın satışı için 3’ten fazla vekalet de alamayacak” ifadelerine yer verdi.