YDP acaba bölünür mü?

Bertan Zaroğlu başka bir parti kurar mı?

-*-*-

Acaba erken seçim ne zaman yapılacak?

Bu sene içinde mi yoksa seneye Nisan’da mı?

UBP, seneye Nisan diyor!

Muhalefet bu yıl içinde istiyor!

-*-*-

Sahi UBP’de acaba kim genel başkan olur?

Faiz bey mi?

Hasan bey yeniden aday olur mu?

Başka biri falan çıkar mı?

Zorlu bey kesin!

Peki Ersan bey?

Kesinlikle canım, O da adaydır!

-*-*-

İngiltere, “Covid 19’u yendik” demeye hazırlanırken, Hint varyantı ortalığı korkuya boğmuş!

-*-*-

Ve bu arada, Avustralya'nın en yaşlı adamı olan 111 yaşındaki Dexter Kruger, uzun yaşamanın sırlarından birinin 'tavuk beyni yemek' olduğunu açıklamış!

-*-*-

Küçük çocuktum…

Halamın benden büyük iki oğlu vardı…

Bir tanesi benden 4 yaş büyüktü (Atalay Canveren, ki kendisi ülkenin en önemli çilek üreticisidir), bir tanesi de 10 yaş kadar büyüktü (Adnan Canveren, Türkiye’de doktordur)…

Bu arada benden dört yaş büyük olan yeğenimin bir de arkadaşı vardı, şimdi İngiltere’de (Mehmet Mida)…

-*-*-

Bizim iki yeğen de traş oluyor, sakalları çıkmış!

E biz 10’lu yaşların başındayız ve sakal değil, suratta ana tüyü bile yok!

“Erkeklik meselesi”…

Şu anda İngiltere’de olan arkadaş da o günlerde henüz traşa başlamamış…

Büyük olan ağabeyim ki tıp öğrencisiydi o günlerde, kardeşinin arkadaşına muziplik olsun diye, “… Mehmet’çiğim, sen de traş olmak istersen, bizim yaptığımızı yapman lazım… Taze sıçılmış tavuk pisliğini (sillarga) yüzüne süreceksin!” tavsiyesinde bulunuyor!

-*-*-

Mehmet Mida yaptı mı yapmadı mı bilemem ama ben bunu duyuyorum ya; dedemin tavuklarını uydu izlemeye alıyorum…

Yeşilırmak’ta saatlerce fermada bekledim!

Hade be beytambal!

Bir tanenizden yere düşsün o sillarga gayrı!

-*-*-

Derken, tavuklardan biri, afedersiniz sillargayı göyverdiyor!

Sakal çıkacak sevdasıyla, “artık erkek olacağız” havasıyla, yerdeki o pis boku elimle yüzüme sürüyorum!

-*-*-

Abi çıkacaksa da çıkmıyor beytambal sakal!

Galiba üniversite son sınıfta doğru dürüst traş olmaya başlıyorum!

-*-*-

Şimdi Avustralyalı amca tavuk beyni yemiş…

Ve bu yüzden 11 sene yaşamış…

Amca, beyin işe yaramış olabilir ama sillarga hiç işe yaramadı!

Ayrıca biz tavuğun başını yemiyoruz ama koyun – tana kellesine bayılıyoruz ki o da ayrı bir mesele…

Ve şunu da belirteyim, kesilmiş tavuk başı, birilerini tehdit etmek için kullanılıyor; eklemiş olayım!

-*-*-

Evet, tavuk beyni yiyerek uzun yaşama veya yüzümüze silarga sürerek sakalsız kalma gibi meseleler bir yana; ülkemizdeki gereksiz, saçma – sapan iç siyasi kavgalara geri dönecek olursak; yapılanların ya da tartışmaların, üzgünüm ama yüzümüze tavuk şeyisi sürmekten bir farkı yokmuş gibime geliyor!

-*-*-

Yani bakıyorsunuz, dün Hüseyin Ekmekçi’nin gündeme getirdiği meseleye…

Aklımın kestiği veya anladığım kadarıyla bu mesele en basitinden, “eğitim” denen kurumun, tamamen elimizden alınmasıdır…

“Laiklikten bayağı mesafeli” olarak, her ilçeye, Türkiye’deki bir vakfın yöneteceği yatılı okullar açılmasıdır; istihdamın tamamen Türkiye’den yapılmasıdır. …

-*-*-

Ve dün Ses Kıbrıs’ta “Altın yumurtlayan tavuğu kesme girişimi” başlıklı bir haber vardı…

Geçen hafta bu konuya dikkat çekmeye çalışan birkaç kişiden biri de bendim…

Maliye Bakanlığı Şans Oyunları Yasa Tasarısı hazırladı…

Lütfen dikkat edelim; eğer bu tasarı yasalaşırsa, altın yumurtlayan tavuğu keseceğiz… Ses Kıbrıs’a göre, “… Bir yılda yaklaşık 111 milyon TL vergi toplanan sektörde yapılmak istenen düzenleme ile bet ofis şirketleri kapılarına kilit vuracak. 111 milyon TL vergi toplanan bet ofislerden alınan para Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı ve Meclis gibi kurumların 2021 yılı bütçesinden daha fazla… Hükümetin gündemine gelen bu yasa tasarısının yasallaşması durumunda tüm yatırımlarını KKTC’ye yapan ve işletme sahiplerinin tümünün Kıbrıslı Türk olduğu bu sektör kapanma tehlikesi ile karşı karşıya…”

-*-*-

Tavuk beyni yiyen adam 111 yaşındaymış…

Bu ömrü, tavuk beynine borçluymuş…

-*-*-

Bizim hükümet ve meclisimiz de “altın yumurtlayan tavuğu kesecek, tamamı yerli sermaye batırılacak, 2 binden fazla insan işsiz kalacak…

-*-*-

Peki neden?

Neden tarihi bir mekan, şahane bir müze olabilecekken ve camiye de ihtiyaç yokken, yine de camiye çevrildi?

Neden eğitimi olduğu gibi teslim ediyorsunuz?

Neden yerli sermayeyi batırmak için yasa da yapıyorsunuz?

-*-*-

Be arkadaşlar, hade biz çocuktuk, Adnan abim, Mehmet Mida’ya muziplik yaptı; biz de inandık, kandık, aptaldık, salaktık o sillargayı yüzümüze sürdük!

Çok merak ediyorum; sizin sebebiniz nedir?