Eniz Orakcıoğlu 


Mehmetçik Belediye Başkanı ve Belediyeler Birliği Yönetim Kurulu üyesi Cemil Sarıçizmeli, Yeni Bakış’a  belediyelerin yaşadığı sıkıntılar konusunda değerlendirmelerde bulundu
 
“Sorun Belediyeler Yasası”

Cemil Sarıçizmeli, Belediyelerin yaşadığı sıkıntı ve  sorunlarının temelinde   yatan eksikliğin, belediyeler yasası olduğuna vurgu yaparak, “51/95 Belediyeler Yasası 1995 yılının sonunda yasallaştı. Biz bugün 2017 yılında olmamıza rağmen hala 1995 yasası ile belediye idare etmeye çalışıyoruz. Örneğin; Benim belediye hudutlarım içerisinde faal durumda bulunan 2 tane 5 yıldızlı otel var. Ben bu otellerden belediye olarak kışta günde 2 defa, yazsa ise günde 3 defa çöp almaktayım ve bu yasa bana bu otellerden çöp taşımak üzere verdiği üst limit 2 Bin TL’dir. Kaldı ki 365 gün hafta sonu, resmi tatil dahil çöp aldığım otelden ben yılda temizlik ve çöp taşıma ücreti olarak 2 bin TL alıyorum. Burada bu otellerin hiçbir suçu yoktur, çünkü yasamız bunu emrediyor ve yasa revize edilmediği için de bu yasaya uymak zorunda kalıyoruz” dedi.
 
“Yasa acilen revize edilmeli değiştirilmelidir”

Emlak vergileri ve yasa ile ücretlendirilen temizlik ve sağlık paralarının da artık komik rakamlar haline döndüğüne dikkat çeken Cemil Sarıçizmeli, “Yılda her haneden 120 TL para alıp, minimum haftanın 1 günü çöp almak, artık belediyelerin ceplerinden çok ciddi miktarda para çıkmasına sebep oluyor. Yani Belediyelerin aldığı para ile verdiği paralar bugünkü şartlarda örtüşmemektedir. Dolayısıyla 2010 yılından beri çeşitli merciler tarafından üzerinde çalışılan ve geçen yıl da Belediyeler Birliği olarak son şekline getirdiğimiz Belediyeler Yasası, her ne hikmetse geçmişteki ve bugünkü hükümetler tarafından meclise götürülmemektedir. Bu yasanın acilen değiştirilmesi şarttır. Hazırlan ve son şeklini alan yasa bugün İçişleri Bakanlığının elinde bekliyor veya bekletiliyor. Bu belediyelerin birinci ve başlıca sorunudur” şeklinde konuştu.
 
“Suyun tahsilatında sıkıtılar yaşanıyor”

Sarıçizmeli, sözlerine şu şekilde devam etti; “Diğer bir önemli konu Türkiye’den gelen su ile ilgilidir. Bugün 5 belediyenin personelini ödeyemeyeceğinden bahsedilmektedir ki bu sayının bu şartlar değişmezse artması da yüksek bir ihtimaldir. Belediyelerin dar boğaza girmesinin bir diğer sebebi su fiyatlarının değiştirilmesidir. Özellikle Mehmetçik Belediyesi için su öneminden de öte hayati bir konuydu. Geçmiş yıllarda bizim yeraltı su kaynağımız hiç yoktu ve su ihtiyacı tamamıyla tankerle karşılanmaktaydı. Bu da bize ciddi mali külfet getirmekteydi. Bugün  suyun tahsilatıyla ilgili çok büyük sıkıntılar yaşanmakta, özellikle de kırsal belediyelerde bu daha çok hissedilmektedir. Su şu anda su bize 2,30 TL olarak Su İşleri Dairesi tarafından satılmaktadır. Ancak bu suyun ödemesi belediyelerin devlet katkısından her ay kesilerek yapılmaktadır ve belediyeler sattıkları suyu tahsil edemiyorsa buda devlet katkısından kesilecek olan para da belediyelerin açık vermesini ve personel maaşları ödeme noktasında soruna yol açacaktır” diye konuştu.
 
“Belli bir zaman tanınmalıydı”

Belediyeler tarafından alınan suyun katkı payından kesilmesinin yanlış bir uygulama olmadığına dikkat çeken  Sarıçizmeli, “Belediye bir şey satın alıyorsa bunu ödemek zorundadır, zaten bu alınan suyun ücretinin biriktirilmesi de diğer sorunlar gibi bu sorunun büyümesine neden olacaktır. Uygulama yanlış değildir ama bu süre içerisinde belediyelerde kendisini yenileme, hatlarını yenileme ve tahsilatıyla ilgili çok ciddi bir çalışma yapmak zorundaydılar. Bunun için bir fırsat verilmesi gerekliliği üzerinde duruyorum, çünkü hiçbir belediye mali olarak su şebekelerine yatırım yapabilecek ekonomik yapıya sahip değildir. Dolayısıyla belediyelerin hatları eski olduğu için ciddi oranda kaçakları ve sürekli patlakları oluşmaktadır. Bunun yanında sayaçlarda eski ve mekanik  olduğu için bazı noktalarda çok ciddi tahsilat sorunları yaratmaktadır. Bunlar için belediyelere belli bir zaman tanınması ve bu konularda belediyelere belli bir katkıda yapılmalıydı diye düşünüyorum” dedi.
 
“Fazla istihdam belediyelerin suçudur”

Açıklamalarında  belediyelerdeki İstihdamlara da değinen Cemil  Sarıçizmeli, “Popülist yaklaşımlar bazı belediyeleri darboğaza sokmuş, personeli ödemekte zorluk yaşamalarını sağlamıştır. Kapasitesinin üzerinde istihdam yapan belediyelere de söylenecek bir şey yoktur bu onların sorunu ve kendi suçudur” diye konuştu.
 
“Zaman anlamında geç kalındı”

Belediye sayısının   azaltılmasının ise lojistik olarak doğru bir yaklaşım olduğunu anlatan Sarıçizmeli, “Fakat belediyeler birleşince ekonomik olarak yükselecekleri şeklindeki düşünceler doğru değildir, böyle bir realitede yoktur. Eğer 2 sorunlu belediye birleştirilirse  sorunlar ortadan kalkmayacak iki sorun birleştirilmiş olacaktır. Ama lojistik olarak doğrudur. Bu küçük çapta bir sürü belediyenin de yatırım yapma kapasitesi yoktur ve bana göre de 28 belediye sayısı fazla ve gereksizdir. Ama belediyelerin sayı olarak azaltılması ekonomik sorunları ortadan kaldırmayacak, sadece belediye meclis üyesi ve belediye başkanlarına ayrılan paralardan devlet ve belediye kurtulmuş olacaktır. Belediye sayılarının azaltılması şu anda yürürlükte olan ve Türkiye Cumhuriyeti ile  hükümetin imzaladığı Mali, Ekonomik İşbirliği Protokolü kapsamında gündeme gelecek bir maddeydi ki şu andaki mevcut yapı içerisinde de, zaman anlamında da geç kalındığını düşünmekteyim” şeklinde konuştu.
 
“Katkı geçici nüfus da hesaba katılarak verilmeli”

Mehmetçik Belediyesi ve diğer kırsal belediyelerin  mali gelirlerinin çok düşük olduğunun altını çizen Cemil Sarıçizmeli,  “Devlet katkısı bilindiği üzere mevcut nüfusa göre verilmektedir, fakat içerisinde turist konaklama tesisi bulunduran veya üniversite barındıran ve birçok nüfusu içerisine çeken belediyelerin katkı paylarının bunlarında hesaba katılarak verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Örneğin benim 4 bin nüfusum ve 4 bin nüfusa göre devlet katkım var. Ama ben 8 bin nüfusla belediye çeviriyorum, çünkü benim belediyem içerisinde bulunan iki 5 yıldızlı otelin her birinde şu anda mevcut 2 bin kişi bulunmaktadır. Yani şu anda Mehmetçik belediyesi kendi nüfusunun aynı oranında bir yük daha çekmektedir ve bunun içinde ek bir kaynak almamaktadır. 2 yıl sonra bu bölgede 2 otel daha olacak ve bunlara da Bin 500 kapasite koyduğunuzda benim nüfusun 2 katı kadar nüfusum olacak. Bence devlet katkısı sabit nüfusun değil, o bölgede geçici olarak konaklayan insanları da kaplamalıdır” dedi.