Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy, Kıb- Tek’te şaibe yaratacak hiçbir projenin ve ihalenin içinde yer almayacaklarını kaydederek, “Lobilerin baskılarına, dedikoduyla bizi etki altına alma çabalarına da gülüp geçeceğiz” dedi.

Enerjiyi çeşitlendirmenin, enerji üretiminde çağı yakalamanın Ekonomi ve Enerji Bakanlığı’nın görevi olduğunu vurgulayan Taçoy, 2020 yılında ön ödemeli enerji tüketimi sistemine geçileceğini açıkladı.

Hasan Taçoy, 2019’u değerlendirdiği açıklamasında, toplumsal faydayı ve toplumsal kalkınmayı tüm projelerde en öne koyduklarını belirtti.

Taçoy, “Enerji politikalarında, son derece cesur, çemberin dışına çıkan ve bu alandaki statükoyu ortadan kaldıracak bir yönetim tarzı izledik” dedi.

2020’de de her alanda proaktif siyaset izlenmesi gerektiğini belirten Taçoy, “Çağı yakalamak, gerekli yatırımları yapmak en öncelikli görevimiz” şeklinde konuştu.

TAÇOY’DAN 2019 DEĞERLENDİRMESİ

Bakanlıktan verilen bilgiye göre Taçoy, 2019’u yazılı bir açıklamayla değerlendirdi.

UBP- HP hükümetinin 22 Mayıs 2019’da kurulduğunu anımsatan Taçoy, “Son derece zor bir dönemdi. Mali olarak sadece cari ihtiyaçlar için kullanılan, ülkenin gelişimini öngörmeyen bir bütçe devraldık” dedi.

“UBP TECRÜBESİNİN DE ETKİSİYLE, BİRÇOK SORUNUN ÜSTESİNDEN GELİNDİ”

Göreve gelen kabinenin mali zorluğun farkında olduğunu söyleyen Taçoy, şunları kaydetti:

“Bir taraftan, var olan bütçeyle 2019 yılını tamamlamak, üzerine de yaratılacak ek kaynakla ülkemiz insanının yatırım ihtiyaçlarını karşılamak başlıca görevimizdi. Bu anlamda 2019 yılı içerisinde, devlet yönetimindeki UBP tecrübesinin de etkisiyle, birçok sorunun üstesinden gelindi.

Hükümetimiz, toplumun önüne ekonomi odaklı bir proje koymuştu. Bakanlık olarak, attığımız her adımda buna uygun davrandık.

Toplumsal faydayı ve toplumsal kalkınmayı tüm projelerimizde en öne koyduk. Bakanlık faaliyetleri kapsamında yer alan enerji politikalarında, son derece cesur, çemberin dışına çıkan ve bu alandaki statükoyu ortadan kaldıracak bir yönetim tarzı izledik. Gelecek nesilleri düşünerek, ‘Vizyon 2035’ projesini geliştirdik.

Ülkedeki ekonomik büyümeyi, ada geneline yaymak için özellikle Güzelyurt ve İskele bölgelerine özel önem veriyoruz. Hükümetimizin yerinde istihdam politikaların gereği olarak, genç girişimcilerimizin ekonomiye kazandırılması için adımlar attık, 2020’de de bu adımları atmaya devam edeceğiz.”

Sanayi bölgelerinin bu ülkenin kalkınma hamlesine ve hedefine yakışmadığını kaydeden Taçoy, “Yılların ihmalini kısa sürede ortadan kaldırmak mümkün değildir” dedi.

“SANAYİ BÖLGELERİNDE BİZE YAKIŞMAYAN GÖRÜNTÜLERİ TERSİNE ÇEVİRECEĞİZ”

Bir yol haritası hazırladıklarını belirten Bakan Taçoy, şöyle devam etti:

“Bir taraftan yatırımcımız gelişecek, diğer taraftan da uygun bir alt yapı ile sanayi bölgeleri ülkenin yüz akı olacak. Bu konuda belediyelerle de, yatırımcı örgütleriyle de iş birliği yapmaya, yetkiyi paylaşmaya hazırız. El birliğiyle bize yakışmayan bu görüntüleri tersine çevireceğiz.

2020 için, bakanlığımız adına değişimin ve gelişimin yılı olacak demiştik. Faaliyet alanlarımızın tamamında ben ve ekibim bu yönde çalışmaya devam edecek.”

“HEM HANE HALKINI, HEM ÜRETİM TESİSLERİNİ KORUYACAĞIZ”

Kıb-Tek ile ilgili de değerlendirmede bulunan Taçoy, şunları söyledi:

“Bir taraftan bize ait bu kurumu daha güçlü bir şekilde geleceğe taşımak, diğer yandan da yüksek enerji giderlerinden vatandaşlarımızı korumak gibi bir sorumluluğumuz var.

Hem Kıb- Tek zararına üretim yapmayacak, hem pahalılık üretmeyecek. Bu çok da kolay bir durum değil. Enerjiyi çeşitlendirmek, enerji üretiminde çağı yakalamak da bizim bakanlığımızın görevi. Hem hane halkını, hem üretim tesislerini koruyacağız.

2020 yılında ön ödemeli enerji tüketimi sistemine geçeceğiz. Kıb- Tek’te şaibe yaratacak hiçbir projenin, hiçbir ihalenin içerisinde olmayacağız. Lobilerin baskılarına, dedikodu ile bizi etki altına alma çabalarına da gülüp geçeceğiz.”

“KIB-TEK’İ ÇALIŞANLARI İLE BİRLİKTE YAŞATMAK HEPİMİZİN EN BÜYÜK SORUMLULUĞU”

“Yapılması gereken bellidir. Enerji çeşitliliğini sağlamak gerekiyor” diyen Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy, şunları da dile getirdi:

“Kurulu gücü artırırken, yatırımlarımıza devam edeceğiz. Öncelik ne ise, Kıb- Tek’in kaynaklarını oraya yönlendireceğiz. Çağı yakalama adına, yeni teknolojileri ülke enerji üretimi ile buluşturacak adımlar atacağız.

2020’de yapımına başlanacak güneş enerjisi santralinin devreye girmesiyle 2022 yılına kadar üretimdeki yakıt giderlerinde sağlanacak tasarruf ile kurulu güce yatırım söz konusu olacak. Kısa ve uzun vadede yapılacak yatırımların çalışmaları sürüyor. Ben bu makamda elbette kalıcı değilim, ya kendi isteğimle ya da bir seçimle gideceğim, veya birisi beni bu görevden alacak. Ama, Kıb- Tek’i çalışanlarıyla birlikte yaşatmak hepimizin en büyük sorumluluğudur.

Bu yöndeki çabalarımızı sadece yurt içinde tutmadık elbette. Türkiye ile kablo konusunda temaslarımız devam ediyor. Brüksel’e giderek, önemli girişimlerde bulunduk.

Brüksel’de Avrupa Komisyonu Kıbrıs Çözüm Destek Birimi Başkanı Kjartan Björnsson ile bir araya geldik. Björnsson ile Güngör’de inşa edilen katı atıklardan elektrik enerjisi sağlayacak tesise ilişkin değerlendirmede bulunduk. KKTC’ye yapılması gereken diğer enerji yatırımlarını ele aldık.

Brüksel’deki temaslar çerçevesinde KKTC’nin enterkonnekte sistemine dahil olmasına ilişkin görüşmeler de yaptık. DigiEnergy ile Kuzey Kıbrıs’ın önümüzdeki 20 yıla yönelik enerji potansiyeli planlamasını konuştuk.”

“SADECE BAKANLIĞIN ÇABA GÖSTERMESİ YETERSİZ”

Bu konuda sadece bakanlığın çaba göstermesinin yetersiz olduğunu belirten Taçoy, “Bunu bir ülke politikası haline getirmek ve stratejik adımlar atmak kaçınılmazdır. Enerji konusunda KKTC artık bölgesel bir oyuncudur” dedi.

Ada etrafında, hem doğal gaz, hem de elektrik enerjisi konusunda iş birliği anlaşmaları imzalanırken, KKTC’nin bunu seyredemeyeceğini söyleyen Taçoy, “Biz de, Anavatan Türkiye ile en ileri seviyede işbirliği yollarını ilerleteceğiz. Doğal gaz alanında Anavatan’la yaptığımız iş birliği, sadece Türkiye’nin Münhasır Ekonomik Bölge’den doğan haklarını korumuyor. Kıbrıslı Türkler bu adada vardırlar, varlıktırlar. Geleceğe emin adımlarla ilerlemek için bu iş birliği şart” şeklinde konuştu.

“SAVUNMA ANLAMINDA KIBRIS TÜRK HALKININ YANINDA BİR TEK TÜRKİYE DURUYOR”

Taçoy şöyle devam etti:

“Türkiye ile birlikte, şu ana kadar attığımız güçlü adımlarla karşılıklı olarak haklarımızı koruduk. Türkiye bir kez daha, KKTC halkı için maddi ve manevi büyük bir fedakarlık içerisinde. Kıbrıs Türk’ü de adadaki varlığı ile bir kez daha Türkiye ile güçlü bir dayanışma içerisinde. Bu konunun, tüm yaşadığımız sıkıntılardan bağımsız olarak, partiler üstü, siyaset üstü, toplumsal bir dava olarak algılanması ise en büyük temennim.

ABD’nin sorunlu bir bölge olan Güney Kıbrıs’a silah ambargosunu kaldırması da sorgulanmalı. Bu adım, adada çözüm görüşmelerine katkı yapmıyor. Türkiye’mizin bu bölgedeki olmazsa olmazımız olduğunu herkes kabul etmekle birlikte bölgedeki dengeleri koruyan tek taraf olduğunu da herkes bilmeli. Bu nedenle bölge içi faaliyetlerde güvenlik ve savunmanın önemini artırabilme adına Geçitkale Havalimanı olsun, tüm limanlarımız olsun veya münhasır ekonomik bölgemiz olsun, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kullanımına her zaman açık olduğu net bir şekilde ortadadır. İsrail’in bu adada olmaya ne hakkı var, Fransa ve İtalya hangi hakla buradadır diye sorgulamaktayız. Hepsi, Rum halkının yanında, Rum siyasetine destek veriyor. Savunma anlamında Kıbrıs Türk halkının yanında bir tek Türkiye duruyor. Türkiye’nin burada, ada etrafında olması, ancak bizlere güven verir.”

“DOĞRU İŞ BİRLİKLERİ GELİŞTİRME VE ULUSLARARASI HUKUK İÇERİSİNDE ADIMLAR ATMA SİYASİ BAŞARISINI GÖSTERECEĞİZ”

Bölgede Türkiye’yi ve KKTC halkını dışlayan hiçbir projenin hayat bulmayacağının kaydeden Taçoy,  “2020 yılında, her alanda proaktif olmak zorundayız. Çağı yakalamak, gerekli yatırımları yapmak en öncelikli görevimiz. Diğer yandan da Türkiye ile birlikte bölgesel gelişmeleri izleyerek, doğru iş birlikleri geliştirmek ve uluslararası hukuk içerisinde adımlar atma siyasi başarısını da göstereceğiz. Bu ülkemize ve ülkemiz insanına duyduğumuz saygı gereğidir” dedi.