Kıbrıs'ta ve Doğu Akdeniz'de şartların eskisinden farklı olduğunu belirten Tatar, şunları kaydetti:

"Uluslararası çıkarlarımızdan asla ödün vermeden pozisyonumuzu korumak vatan görevidir. Artık federasyon geride kalmıştır. Rumların anladığı federasyon ile bizim anladığımız federasyon arasında ortaklık yoktur."

Kıbrıs'ta ancak iki egemen, bağımsız devletin iş birliği ile bir anlaşmanın olabileceğini vurgulayan Tatar, "Rum'un onayı kadar KKTC'nin onayı da önemlidir. Dolayısıyla biz onay vermediğimiz takdirde hiçbir anlaşma olmaz." değerlendirmesinde bulundu.

"Biz ayrı bir devletiz, biz ayrı bir halkız. Kıbrıs'ta federasyon kalmamıştır. Bundan sonra iki devletli bir çözüme doğru gidilmelidir." ifadelerini kullanan Tatar, Doğu Akdeniz'de gelinen noktada değişen konjonktürde KKTC'nin değerinin arttığını vurguladı.

 "SAĞDUYULU HERKES OYNANAN OYUNU GÖRMELİ"

TBB Başkanı Metin Feyzioğlu da konuşmasında, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs'ın daha da önem kazandığını belirterek, şunları kaydetti:

"Emperyal güçler ve onların işbirlikçileri Kıbrıs Türküne 'Siz Türk değilsiniz, Kıbrıslısınız' derken, Güney Kıbrıs halkını Helen olarak görüp, destekliyor. Hedefleri, KKTC'yi milletsiz bırakmak ve Kıbrıs Türkünü kısa sürede Rumların azınlığı haline getirip asimile etmek. Sağduyulu herkes oynanan oyunu görmeli. Kıbrıs Türkü, bağımsız ve kalıcı Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin çatısı altında yoluna devam etmelidir. Üretmeli ve hakça bölüşmelidir. Bunun için Türkiye ve Kuzey Kıbrıs, stratejik üretim alanları belirlemeli, iki devlet el ele verip Kuzey Kıbrıs'ı bu alanlarda üretimde lider yapmalıdır."

TBB Başkan Başdanışmanı ve UKÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necdet Basa'nın moderatörlüğündeki toplantının ardından bir sonuç bildirisinin hazırlanacağı belirtildi.