Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı Ersin Tatar, “ Rum tarafı Kıbrıs Türk Halkı’nın haklarını gasp ederken, hükümetin Kıbrıs politikasının olmamasını, Cumhurbaşkanı ile Dışişleri Bakanı arasındaki görüş ayrılıklarının basına konu edilmesini eleştirdi ve “ bir an önce Rum tarafına karşı asgari müştereklerde birleşilerek bir yanıt verilmesi çağrısında bulundu.

Tatar açıklamasında şunları kaydetti:

“Bilindiği üzere, 1 Mayıs 2004'te Avrupa Birliği'ne üye olan Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin üyelik senedinde, Avrupa Parlamentosu'nda Ada için ayrılan 6 sandalye'nin 4'ünün Rumlar, 2'sinin de Kıbrıslı Türkler tarafından doldurulması öngörülüyor. 

Zira, AP’ deki sandalye sayıları ülkelerin nüfusuna orantılı olarak belirlenmiş ve Kıbrıs’a tahsis edilen 6 sandalye de Kıbrıslı Türkler dikkate alınarak tahsis edilmiştir. 

Dolayısıyla, Kıbrıslı Rumların sadece 4 sandalye için seçim yapmaları ve Kıbrıs’ta her iki tarafın kabul edebileceği adil ve kalıcı bir çözüme ulaşıncaya kadar, Türkler için ayrılan 2 sandalyenin boş bırakılması gerekmekte idi. 

Ne var ki, dönemin Rum lideri Tasos Papadopulos Türklerin bu haklarını gasp etmiş ve 2004 yılında yapılan AP seçimlerinde, 6 sandalyenin tamamını Kıbrıslı Rum temsilcilerle doldurmuştu.

O gün bugündür de Rumlar bu tutumunu sürdürüyor.

2009, 2014 de hakkımızı gasp ettiler ve şimdi de 2019’da hakkımızı gasp etmeye çalışıyorlar.

Buna göz yummamalıyız.

2014 yılında yumulmamıştı

Dönemin Meclis Başkanı Sayın Sibel Siber 3 partinin imzaladığı, UBP’nin de sözlü olarak onay verdiği ortak açıklamayı okumuş ve tepkimizi ortaya koymuştu.

Şimdi durum beş yıl öncesinden daha da vahimdir.

ESKİSİNDEN DE VAHİMDİR ARKADAŞLAR...ŞİMDİ BİR TÜRK ADAY DA GÖSTERİLİYOR VE OYUNA BAŞKA BOYUTLAR KATILIYOR..

Harekete geçmeliyiz. Hem de hemen...

Gelelim bir başka konuya...

Sayın Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı hala Haziran ayında Gutterres Çerçevesi’nde federal çözüm için  bir deneme daha yapmakta ısrar ederken bakınız Dışişleri Bakanı Sayın ı Kudret Özersay son zamanlarda buna karşı çıkıyor.

Sayın Özersay ,“ fedarasyon derken Rum tarafı ile aynı şeyleri söyleyip birbirinden farklı şeyler anlıyoruz, büyük ihtimalle o yüzden çözüm olmuyor. Federasyon dediğiniz şey yönetimi ve zenginliği paylaşmaya dayalı bir ortaklık türüdür. Kıbrıs Rum tarafının özellikle yönetimi ve zenginliği Kıbrıs Türk tarafıyla paylaşmaya çok da hazır olmadığı, siyasi eşitliği, aktif katılımı kendi içine çok da sindirmediği anlaşılıyor.

Kıbrıs'ta paylaşmaya dayalı bir model yavaş yavaş gündemden kalkmaya başlamıştır.”

CRANS MONTANA sonrası rumlarla federasyın olamayacağını itiraf eden ama sonra geri adım atan sayın akıncı ise sayın Dışişleri Bakanı’nın bu açıklamalarından pek hoşlanmıyor ve facebook üzerinden sayın Özersay’a yanıt vererek, “Sayın Özersay, benim “paylaşıma dayalı” modelde (federasyon) ısrarcı olduğumu, halbuki denenmesi gerekenin “işbirliğine dayalı “model olması gerektiğini, bu konuda benden farklı düşündüğünü söylemektedir ”diyor.

SAYIN AKINCI RUMLARIN FEDERASYON İSTEMEDİKLERİNİ BİLİYOR VE SÖYLÜYOR AMA HER NE HİKMETSE HALA RUMLAR TUTUM DEĞİŞTİRECEKMİŞ GİBİ FEDERASYONDA ISRAR EDİLMESİNİ İSTİYOR.

SEBEBİ NEDİR ACABA?

ÜÇÜNCÜ TARAFLAR MI BÖYLE İSTİYOR?

KIBRIS’TAKİ SOLUN FEDERASYON TEZİ KONUŞULMAZSA İFLAS EDECEĞİ BİLİNDİĞİ İÇİN ONLARIN HATIRINA MI HALA GERÇEKLERİ GÖRMÜYOR?

YOKSA SEÇİM İÇİN Mİ? 

Devlet’in dış politikası ile ilgili olan tepedeki iki kişi böyle bir durumda ise işimiz çok zordur demektir.

Üstelik biliyoruz ki Sayın Özersay hükümetin görüşlerini değil, kendi görüşlerini söylüyor...

Neden? Çünkü çok tuhaf bir şekilde bu hükümet kurulurken Kıbrıs politikasının olmayacağı ilan edildi.

Olmaz arkadaşlar, bu Meclis, biz siyasi partiler ve Sayın Akıncı artık asgari müştereklerde birleşerek Rum tarafına karşı bir tavır ortaya koymamız lazım.

Artık federasyon olmaz.

Olamaz.

Rum lider Anastasiadis gidip Türkiye Dışişleri Bakanı’na iki devletli çözümü görüşmeye hazır olduğunu söylemedi mi?

Söyledi.

Bunu Sayın Akıncı da biliyor biz de biliyoruz.

O halde iki Devletli bir çözümü neden gündeme almıyoruz.

Avrupa Birliği iki halkın tek birleştiği konudur. AB çatısı altında iki devletli çözüm bizi birleştirirse olmaz mı? Olur...

Avrupa Parlamentosu’nu ve AB’yi zorlamalıyız.

Ne yani AB’nin amacı iki halkın anlaşması değil mi?

Kamuoyumuzu bir an önce doğrularla bilgilendirmeli ve bir karar aşamasına gelmeliyiz.”