BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Cenevre'de 27-29 Nisan günlerinde yapılan görüşmelerde Kıbrıs sorununun çözümü konusunda Kıbrıs Türk ve Rum liderlerinin yeterli bir ortak zeminde buluşamadıklarını açıklamıştı. Bu görüşmeyi ve çözüm arayışını değerlendiren Tatar, şunları söyledi:

“Kıbrıs’ta adaletin sağlanması, haklarımızın ve ulusal çıkarlarımızın korunması için yıllardır mücadele veriyoruz. Türkiye’nin de desteğiyle fevkalade özverili davrandık. Yıllardır bir anlaşmanın olabilmesi için her türlü iyi niyetimizi ortaya koyduk. Maalesef Rum tarafından gerekli açılım olamadı. Şu anda yeni bir siyaseti masaya getirdik. Benim Cumhurbaşkanı seçilmemden sonra bu süreci devam ettirdik. Kıbrıs’ta federal temeli dayalı bir ortaklığa değil de artık yan yana yaşayan iki eşit egemen devletin kabul görmesi ile ancak bir anlaşmaya varılabilir. Türkiye de aynı kanaatte.”

‘BİZİM KIBRIS’TAKİ VARLIĞIMIZ TÜRKİYE’NİN BİZİ DESTEKLEMESİNE BAĞLI’

Cumhurbaşkanı Tatar, “Annan Planı’na Kıbrıs Türkleri ‘evet’ demiş, Rumlar yüzde 75’ten daha fazla bir oyla ‘hayır’ demişti. Ama karşılığında Yunanistan’ın etkinliği ile Güney Kıbrıs, Avrupa Birliği’ne girdi” dedi. Tatar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bizler ve Türkiye dışında bütün dengeler bir bakıma büyük haksızlıkla aleyhimize çevrildi. Kıbrıs Türklerinin dışlanması, daha sonra onların Avrupa Birliği’ne alınması bütün bölgedeki istikrarı bozmuş ve dolayısıyla aleyhimize olan dengeyi perçinlemiştir. Bizim şu andaki siyasetimiz bütün bu haksızlığı telafi etmek içindir. Bizim Kıbrıs’taki varlığımız, Türkiye’nin bizi desteklemesine bağlı. Türkiye tamamen Kıbrıs’tan çekilirse bu durum Kıbrıs Türklerinin varlığını tehlikeye sokabilir. Dolayısıyla biz sağlam ve emin adımlarla bu yolu yürümek durumundayız. Cenevre’de sunduğum 6 maddelik öneride, ‘Kıbrıs’ta eşitlik temelinde anlaşma federal zeminde olmaz. Bu iki eşit bağımsız ülke çerçevesinde olmalıdır’ görüşünü ifade ettim. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da dediği gibi dünya 5’ten daha büyüktür. Biraz da bizim sesimizi duyarak, biraz da bizi dinleyerek, haklı olduğumuza eğer dinlerlerse kanaat getirebilirler. Bir anlaşma, hepimizin faydasınadır. Kıbrıs’ta bir anlaşma, Doğu Akdeniz’deki dengeleri tekrar düzeltir. Tekrar istikrar getirir.”

‘BİZ DEVLET KURDUK VE ONU YAŞATMALIYIZ’

Kuzey Kıbrıs’ın tanınmasının da egemen bir devlet ile olabileceğini ifade eden Tatar, şunları kaydetti:

“Uluslararası statüsü eşitlenmiş bir devletle ancak bir anlaşma olabilir. Tanınma ne zaman gelir bunun cevabı henüz yok ama bunun için çabalıyoruz. Bugün Kıbrıs Türklerinin davasını dünyada duymayan çok az insan kaldı. Artık herkes Kıbrıs Türklerine haksızlık yapıldığını gördü. Bizim sesimizi duyan dünya çok uzak değil yakın zamanda bize hakkımızı verecektir. Egemenliğimizin ardından tanınmalar gelir. ‘Kıbrıs Türkleri, Rum devletine yama olursa buyurun Avrupalı olun’ diyorlar. Bu, bizim ulusal onurumuza asla yakışmaz. Bunu bizim kabul etmemiz mümkün değildir. Biz devlet kurduk ve onu yaşatmalıyız. Kıbrıs’ta bir anlaşma olacaksa ancak bağımsız devletler arasında olur.”