Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı, Başbakan Ersin Tatar, dün Maraş ve Yeni Boğaziçi’nde bir grup vatandaşla bir araya geldi.

Başbakan Ersin Tatar yaptığı konuşmalarda sağlık ve ekonomide yapılan çalışmalara, Kıbrıs konusundaki gelişmelere değindi.

“SALGINLA MÜCADELEDEKİ BAŞARIMIZ RAKAMLARA DA YANSIYOR”

Ersin Tatar, “hükümetin salgınla mücadelede başarılı olduğunu bunun rakamlara da yansıdığını” belirtti ve şöyle konuştu:

Koronavirüs salgını döneminde hükümet olarak sıkıntılı bir süreç yaşamış olsak da o sıkıntıların üstesinden gelmeyi başardık.

Sayın Akıncı, 13 Mart günü Bakanlar Kurulu’na geldiği zaman ‘OHAL ilan edeceksiniz, herkesi evine kapatacaksınız’ dedi. Eğer biz o gün dediğini yapsaydık, ne hayvancı kalacaktı, ne çifti kalacaktı, ne üretici kalacaktı ne de sütçü kalacaktı.

Biz kademe kademe önlemler alarak hem salgını durdurduk hem de ekonomiyi daha büyük yaralar almaktan koruduk.

1 Temmuz’da başlayan açılım süreciyle birlikte ise yeni vakalar çıkmaya başladı. Bu bir yerde doğaldır da… Türkiye, Güney Kıbrıs ve dünyada vakalar bitmedikçe bizde de vaka olacaktır. Ama gereken önlemleri alacağız. Ölüm yok, ağır vaka yok, bir takım vakalar tespit edilmiştir ve onların da sağlık durumu gayet iyidir.

Muhaliflerin bağırma çağırmaları sırf muhalefet etmek ve bizi yıpratmak içindir.

Türkiye ve Güney Kıbrıs kapılarını kapatmadı. Hala açılım yapmaya çalışıyorlar. Ekonomik olarak turizm ve yükseköğretimin devam etmesi için geliş ve gidişlerin devam etmesi gerekmektedir. Gerekli tedbirler de alınacaktır.”

EKONOMİ İÇİN YAPILANLAR

Başbakan Ersin Tatar, “ekonomik sıkıntıların aşılması için olağanüstü bir çaba içerisinde olduklarını da vurguladı” ve “memura kesintilerinin geri verildiğini, iş insanına, tüm sektörlere, çalışanlara imkanlar oranında destekler sağlandığını” kaydetti.

Tatar şöyle konuştu:

“Aldığımız önlemler ve yaptığımız çalışmalarla, pandemi dönemine rağmen istikrarın korunması, herkesin devletten alacaklarını alabilmesi ve aynı zamanda özel sektörün ayakta durabilmesi için milyarlarca lira katkılar yapıldı.

Yılsonuna kadar tüm çalışanların sosyal sigorta katkılarının yüzde 70’i yani 400 milyon TL’ye yakın bir rakam devlet tarafından ödenmektedir. Sadece devlette çalışanların maaşları, yatırımları ve emeklilerin maaşları değil, bu süreçten olumsuz etkilenen özel sektör çalışanlarının haklarını da koruyabilmek için olağanüstü bir bütçe yarattık.

TÜRKİYE’NİN KATKILARI

Bizim çabalarımızın yanı sıra Türkiye’nin de büyük bir desteği oldu. Son 14 ayda Türkiye ile 2 protokol imzaladık ve 3 milyar TL para aktarıldı Kuzey Kıbrıs’a. Bu ciddi bir kaynaktır, bu bizlerin başarısıdır. Dolayısıyla muhalifler bize yaptıkları saldırılarda bunları bir kez daha düşünsün. Gerçekleri görmezden gelip bize haksızlık yapıyorlar. 500 yataklı hastanenin çalışmaları başladı, pandemi hastanesinin temelleri önümüzdeki hafta atılacak. GAÜ hastanesi yılsonuna kadar tamamlanacak. Sağlıkta da altyapıya muazzam bir yatırım yaptık ve bunlar halka hizmet olarak geri dönecektir.”

KIBRIS KONUSU VE SEÇİMLER

Başbakan Ersin Tatar, Rum Yunan ikilisinin Kıbrıs Türkü ve Türkiye’ye karşı Doğu Akdeniz’de tezgahlamakta oldukları oyunlara da dikkati çekti ve yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçiminin bu oyunlara bir yanıt verilmesi için fırsat olduğunu” söyledi.

“Kıbrıs Türkü’nün egemenliğine, güvenliğine, haklarına sahip çıkmak zorunda olduğunu,” ifade eden Başbakan Tatar, “bunun için de yegane güvencemiz Türkiye’dir. Ne var ki içimizdeki kimi kişiler Türkiye’nin garantörlüğünü tartışma konusu yapmışlar, Rum tarafına önemli tavizler vermişler ancak yine de Rum memnun kalmamış ve anlaşmaya yanaşmamıştır” dedi.

Başbakan Ersin Tatar şöyle konuştu:

“KKTC’nin içinde bulunduğu bu koşullarda bu seçimi kazanmak zorundayız. Çünkü bizim gibi düşünen, ideolojisi bizim gibi olan, KKTC’ye inanan, Türkiye ile bu bölgede gerçekleşmekte olan dış politik gelişmelerde Türkiye ile uyum içerisinde çalışabilecek bir Cumhurbaşkanı ile KKTC’nin önünün açılabilmesi, refahın ve kalkınmanın sağlanabilmesi ve Kuzey Kıbrıs’ın iyi bir yere gelmesi gerekiyor.

Bizim kazanmamız demek, KKTC’ye inananların memleketin geleceğinde söz sahibi olabilmesi ve güçlü bir KKTC’nin Doğu Akdeniz’de söz sahibi olabilmesi demektir.”