Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs konusu ve Rum-Yunan ikilisinin tutumu ile ilgili açıklama yaptı.

Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs konusuyla ilgili gayri resmi 5+ BM toplantısının gerçekleşmesi yönünde girişimler devam ederken, bulunacak çözüm modeliyle ilgili duruşumuz kararlılıkla devam etmektedir ve bu duruşumuzdan geri adım atacak değiliz” dedi.

Tatar, kararlılıklarının, halkın siyasi eşitliğini, egemenliğini, Türkiye’nin etkin ve filli garantörlüğü ile Türk askerinin Kıbrıs’taki varlığını korumak, Kıbrıs Türk halkını azınlık durumuna düşürmemek ve tek gerçekçi çözüm yolu olan egemen iki ayrı devlet modelini hayata geçirmek yönünde olduğunu vurguladı.

Kıbrıs’ın gerçeklerine uygun olan egemen iki ayrı devlet modelini hayata geçirebilmek için uğraşları devam ederken, Rum-Yunan ikilisinin çözüm karşıtı tahriklerinin de sürdüğünü belirten Tatar, bunun en son örneğinin Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’in Güney Kıbrıs ziyaretinde yaşandığını söyledi.

Cumhurbaşkanı, Yunanistan Başbakanı Miçotakis ile Rum Yönetimi Lideri Anastasaidis’in düzenledikleri ortak basın toplantısında yaptıkları açıklamaların, Rum-Yunan zihniyetinin değişmediğini ve değişmeyeceğini bir kez daha gözler önüne serdiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Tatar, açıklamasında şunları kaydetti:

“BM Genel Sekreterinin gayri resmi 5+BM toplantısının gerçekleşmesi yönünde girişimleri devam ederken, Rum-Yunan ikilisinin Kıbrıs Türk tarafı ile Türkiye’ye yönelik gerçek dışı iddiaları ve suçlamaları diyalog ile görüşmeleri dinamitleyici niteliktedir. Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis yaptığı açıklamada 1960 garanti sistemini hedef alırken, Türkiye’nin garantörlüğü ile Türk askerinin Kıbrıs’tan uzaklaştırılmasını içeren bir çözümü hedeflediklerini belirtmiştir. Anastasiadis’in bu açıklaması Rum tarafının değişmez hedefi olurken, 1962 yılından bu yana Türkiye’nin garantörlüğünü kaldırma yönünde devam ettirdikleri faaliyetlerin günümüze yansımasıdır. Türkiye’nin garantörlüğünün ve Türk askerinin Kıbrıs’taki varlığı devam ettiği sürece emellerine ulaşamayacaklarını çok iyi bilmektedirler.

Yunanistan Başbakanı Miçotakis de yaptığı açıklamada Türkiye’yi “işgalcilikle” suçlarken, gerçek işgalcinin kim olduğunu gizlemeye çalışmaktadır. Kıbrıs’ta esas işgalci olan EOKA terör örgütünü kuran, Akritas Planı doğrultusunda Kıbrıs Türk halkını yok etmek için başlatılan Rum saldırılarını destekleyen ve organize eden, Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakını gerçekleştirmek için 15 Temmuz 1974 darbesini düzenleyen Yunanistan’dır. Kıbrıs’ın kan gölüne dönüşmesinin sorumlusu da Yunanistan’dır. Türkiye, Barış Harekatı ile tüm Kıbrıs’a barışı ve huzuru getirmiştir.”

Türkiye’nin garantörlüğü ile Türk askerinin Kıbrıs’taki varlığının Kıbrıs Türk halkının en büyük güvencesi ve kırmızı çizgisi olduğunu vurgulayan Tatar, Kıbrıs Türk halkının asla Türkiye’nin garantörlüğü ile Türk askerinden vazgeçmeyeceğinin altını çizdi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar açıklamasında şunları kaydetti:

“Tüm müzakere süreçleri boyunca Türkiye’nin garantörlüğünün kaldırılması ve Türk askerinin Kıbrıs’tan uzaklaştırılmasını talep eden ve Kıbrıs Türk halkına azınlık hakları öneren Rum-Yunan ikilisinin bu tutumu kabul edilemezken, son olarak Mont Pelerin ile Crans Montana görüşmelerinde de “sıfır asker- sıfır garanti” dayatmasında bulunan, Kıbrıs Türk halkının siyasi eşitliği ile egemenliğini kabul etmeyen Rum-Yunan ikilisi bu görüşmelerin çökmesine neden olmuştur.
Bunların yanı sıra Annan Planı referandumu ve Crans Montana’da yaşananlar federasyona dayalı çözüm modelinin tükendiğini de gözler önüne sermiştir.

Rum’un azınlığı olmaya karşı çıkan Kıbrıs Türk halkı, egemen iki ayrı devlete dayalı çözüm modelinin hayata geçmesini istemektedir. Son Cumhurbaşkanlığı seçiminde de iradesini bu yönde kullanmıştır. Temennimiz ve uğraşımız Rum zihniyetinin değişmesi, Kıbrıs’a ve bölgeye huzuru getirecek egemen iki ayrı devlete dayalı çözüm modelinin kabul edilmesidir. Kıbrıs sorununa çözüm bulunması girişimlerinde en gerçekçi yol budur. Bu yolda da yürümeye devam edeceğiz.”