Çakıcı, sosyal medya hesabından Veda isimli bir paylaşım yaparak şu sözlere yer verdi:

VEDA...

"Şubat ayı itibarıyla Yakın Doğu Üniversitesi ile yollarımızı ayırıyoruz. Bir kırgınlık veya kızgınlık öyküsü yaşamıyorum...

YDÜ kurucusu olan Suat hoca ile ilişkimiz benim lise 2nci sınıf öğrencisi olduğum ve Başarı Dersanesi'ndeki hocam olması dolayısıyla 1982'ye kadar dayanır... 14 yıl Türkiye İstanbul Marmara Tıp Fakültesi, Psikiyatri İhtisası ve Adli Tıp Doktora eğitim serüvenim sonrasında YDÜye Ekim 1998'de geldim.

1998՛de adaya döndüğümde YDÜ Psikoloji Bölümünde bölüm başkanı olarak göreve başladım... hemen ardından askere başladım ama subay olarak görev yaparken dahi akşamları derse gittiğimi subay formalarıyla dahi hatırlarım... Askerlik sonrasında YDÜ'nün Türkiyede tanıtımlarına dahi benim gittiğim dönemler olduğunu unutmuyorum. Bugün fakültenin en büyük bölümü olarak her mezuniyeti yüzler olan bölümün üç kişi olan ilk lisans mezunlarının diplomasını vermek Ebru hanımla bana kısmet oldu.

15 kişiyle aldığımız psikoloji bölümünü en ve daha pek çok akademik konferans sunum gibi aktiviteler hep YDÜ içinde yaptım

23 yıl bu serüven YDÜ'de tatlısı ve acısıyla ama güzel olarak andığım bir serüven olarak devam etti. Başlangıçta Kıbrıs’taki tek Psikoloji Bölümünün başkanı olarak Prof.Dr. Ebru Çakıcı ile döbüşümlü halde psikoloji bölüm başkanlığı ve bölümün daha sonra ingilizce ve Türkçe olarak ayrılması sonrasında da Türkçe  Psikoloji Bölüm Başkanı olarak sürdürdüm. YDÜ Hukuk Fakültesinde de Adli Tıp Dersini de 20 yıl kadar vererek pek çok Hukukçunun da yetişmesine katkım oldu. Daha çok gençlerin yetişmesine önem verdim. Bölümde uzmanlık programlarının geliştirilmesini, akademisyenlikte ilerlemek isteyen gençlere yol açılmasını çok önemsedim.. Daha master yaparken öğrencilerin SCI uluslararası yayın yapmalarını sağlayan heyecanlarına ortak olmak benim için de çok heyecan vericiydi..

Meslektaşlarımla keyifle ve üretken çalıştık. Bu arada bazı kendini bilmezlerin de genç hocalara yönelik mobing uygulamalarının karşısında da benim koruyucu tavrımı da bulduklarını söylemek isterim... bölümümüzde yetiştirdiğimiz gençlere ve genç hocalara bir baba bir abi olmanın duygularını da hissettik, hissettirdik. Bölümde yetiştirdiğimiz ve hocaları olduğum gençlerden 3 nesil hoca yetiştirmiş olduk. Hocaların hocasının hocası olma onurunu da Ebru hanımla birlikte yaşadık... Bazı öğrencilerimizin doçent ve profesör olması ve hatta bazı yerlerde bölüm başkanı olmalarının gururunu yaşadık... Ne olursa olsun yaşananlardan mutluyum ve Teşekkür ederim..

Ayrılığımızdaki ana sebep YDÜ yönetiminin siyasi görüşlerimi kabullenememesi ve tahammül edememesidir... 23 Ocak 2022 genel seçimlerinde düşüncelerimi halkla paylaştım... Devletin turizm ile beraber en yüksek gelir düzeyinden bir tanesi olan gelişimini tamamlamış üniversitelerin devlete kurum ve gelir vergisini vermediğini ve devlete kurum ve gelir vergisi vermeleri gerektiğini savunmuştum... Ayrıca üniversiteler hocalarının ihtiyat sandığı ve sosyal sigortaları gibi yatırımlarını esas maaşları üzerinden yatırmadıklarını söyleyerek çalışanların haklarının yenmemesi gerektiğini de savundum. Bugün de bunları halen savunuyorum. YDÜ'de dahil bunları yapan üniversitelerin bunlara öfkelenmek yerine hatalarını düzeltme yoluna giden çağdaş bilim yuvası tavrı olgunluğu içinde olmalar gerektiğini halen düşünüyorum. Bu seslendirmelerim tüm üniversite hocaları dahil diğer çalışanların haklarının ödenmesi yönünde bir nebze olsun bilincin artmasını sağlamışsa eğer bizim ödediğimiz bedel çok küçük kalır

Yine de bu yazımın YDÜ'deki öğrencilere ve meslektaşlarıma veda ve teşekkürden öte bir yazı olmasını istemiyorum... Elbette yine gençler yetiştirmeye, bölümler kurmaya ve insanlığa hizmet etmeye devam edeceğim. Emanetle kalın arkadaşlar......   "