Gönyeli’de yaşanan ve tüm toplumu derinden etkileyen kan donduran olay şu an ülkenin tek konuşulur olayı durumunda. Gerek sosyal medya gerekse birçok yerde ve mekan da konuşulan tek konu annesi tarafından defalarca bıçaklanarak öldürülen 7 yaşındaki çocuk.

Havadis’ten Eniz Orakcıoğlu'na olayla ilgili değerlendirmelerde bulunan Uzman Psikolog Şerif Türkkal, geçtiğimiz gün ülkede yaşanan olayla ilgili, durumun hassasiyetinin gözetilmesi gerektiğini belirterek, saldırgan ve suçlayıcı değerlendirmelerin hem olayla doğrudan ilgisi olan kişiler, hem de toplum için zedeleyici olduğunu vurguladı. Yardımcı Doçent Dr. Deniz Ergün ise yaşanan olayın dehşet verici bir olay olduğunu vurgulayarak, KKTC’de bu şekilde olayların yaşanmadığını ve suç oranları düşük olduğu için yaşanan bu olayın oldukça dikkat çektiğini söyledi.

Türkkal: Suçlayıcı değerlendirmeler zedeleyici

Uzman Psikolog Şerif Türkkal, geçtiğimiz gün ülkede yaşanan olayla ilgili, durumun hassasiyetinin gözetilmesi gerektiğini belirterek, saldırgan ve suçlayıcı değerlendirmelerin hem olayla doğrudan ilgisi olan kişiler, hem de toplum için zedeleyici olduğunu vurguladı. Türkkal, Bu gibi acı olayların sadece bireyi değil bireyle ilgili olan daha geniş grupları da ilgilendirebileceğini fakat, konun toplumsal öneminin felaketleştirici bir yaklaşımla değerlendirilmesinin de doğru olmadığını belirtti.

“Toplumsal düzeyde kaygı yaratıyor”

Olayı felaketleştirmenin ve patolojize etmenin doğru olmadığını vurgulayan Türkkal, bu tutumun olayın çok yönlü değerlendirilmesini engelleyecek bir etki yaratabileceğini belirtti.  Türkkal, bu gibi olayların çok doğal olarak toplumsal düzeyde de kaygı yarattığını ve bu kaygıyı düzenleme eğilimi ile  “bunu normal bir insan yapamaz” şeklinde bir açıklama geliştirdiğimizi fakat, gerçekte suç işleyen kişilerin illa ki bir psikopatolojisi (mental bozukluk) olmayabileceğini bildirdi. “Bireyi böyle bir suça iten şey bireysel faktörler olabileceği gibi, toplumsal ve ailesel faktörler de olabilir.  Suç işleyen kişilerin illa ki bir mental bozukluğu olduğunu beklemek olayı sadece bireye indirgemek anlamına gelecektir” diye kaydetti. Türkkal’a göre suçu mental bozuklukla açıklama eğilimi, mental bozukluğu olan tüm kişileri de aşırı genelleme yaparak ve yanlış bir şekilde saldırgan olarak nitelemek anlamına gelecektir. 

“Hassasiyetle tartışılmalı”

Türkkal,  küçük bir toplum oluşumuzun bu gibi olayların etkisini artırabileceğini bu sebeple olayın yazılı ve sosyal medyada hassasiyetle tartışılması gerektiğini kaydetti. Türkkal, “Olayın, toplumu da ilgilendiren yönleri olduğunu düşünmekle birlikte, bu olaydan yola çıkarak, kaygı salan ve felaketleştirici sonuçlar içeren yorumlar yapmanın fayda getirmeyeceği düşüncesindeyim” şeklinde konuştu. Bu gibi hadiselerin altında yatan sebeplerin bireysel, toplumsal, ve de ailesel yönleri olabileceğini,  konunun çok boyutlu değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Ergün: Toplumda bunalım hali var

Yardımcı Doçent Dr. Deniz Ergün, yaşanan olayın dehşet verici bir olay olduğunu vurgulayarak, KKTC’de bu şekilde olayların yaşanmadığını ve suç oranları düşük olduğu için yaşanan bu olayın oldukça dikkat çektiğini söyledi. Toplumda birçok sebepten ileri gelen bir bunalım hali olduğunu da sözlerine ekleyen Ergün, bu bunalımın başlıca sebeplerinden bir tanesinin ekonomik kriz, ilişkilerin sağlıklı olmaması gibi birçok faktöre bağladı.

“Kadına yönelik yaklaşımlar da saldırganlık”

Kadının öldürülmesi veya idam edilmesi yönündeki yaklaşımların da saldırganlık olduğunu söyleyen Ergün, Böyle bir yaklaşım çocuğunu öldüren annenin yaklaşımıyla aynıdır. Sosyal Medya üzerinden konu ile ilgili çizilip yazılanlara ilgili olarak ise herkesin olaya kendi bakış açısından baktığını belirten Ergün, idam cezası söylemlerini de, “Amerika’da bazı eyaletlerde de idam cezası var ama idam cezası suç oranlarını azaltmıyor” şeklinde konuştu.

“Çocuk İzleme Merkezi şart”

Türkiye’de Çocuk İzleme Merkezi (ÇİM) olduğunu ve bu merkezin istismara uğrayan, aileleri tarafından şiddet gören çocukları değerlendirdiğin anlatan Ergün, Kıbrıs’ta da uzmanlar tarafında böyle bir çalışma yapıldığını ancak bir ilerleme kaydedilemediğini belirtmiştir. Böyle bir merkezin Kuzey Kıbrıs’a çok artı katacağını ve bu tür olayların önüne bu merkezle geçilebileceğini aktaran Ergün, bu merkezi sadece bir annenin çocuğunu öldüresi olayına engel olacak bir merkez değil, bir anne ve babanın çocuğunu dövmesine, yine çocuğuna psikolojik şiddet uygulaması ve çocuğun cinsel istismara uğramasını da engelleyecek bir merkezdir.