Yeni Bakış'tan Özlem Çimendal'ın haberine göre, KKTC’nin bugününün dünden daha kötü bir süreçten geçtini dile getiren sendikalar, hükümetin bahanelerin ardında saklanarak “elimizden bir şey gelmiyor”, “Bizim yerimizde kim olsa bir şey yapamaz” gibi söylemlerde bulunma lüksü olmadığına vurgu yaptı. Sendika yetkilileri, hükümet etmenin bahane değil, çözüm üretmeyi gerektirdiğinin altını çizdiler. 

Kamu-Sen Başkanı Metin Atan: Hükümet bahane değil, çözüm üretmeli

Hükümetin günden güne ekonomik açıdan kötüye giden KKTC için radikal adımlar atmamasını eleştiren Kamu-Sen Başkanı Mehmet Atan, hükümetin dolar artışı veya serbest piyasa düzenlemelerinde yapacakları bir şey olmadığı açıklamasını yapma lüksü olmadığını savundu. Atan, hükümetin çare üretmekle sorumlu olduğunu vurguladı.

“Halk sürünüyor, önlemler işe yaramıyor”

Dövizin patlaması ve ekonomik dengelerin alt süt olması ile birlikte vatandaşın sürünür duruma geldiğine dikkat çeken Atan, hükümetin önlem adı altında attığı adımların pratikte bir yararının görülmediği gibi üst üste yapılan zamlarla da her şeyin daha da kötüye doğru gittiğine işaret etti. Atan, “Türkiye ve KKTC’deki siyasi hareketlilik ekonomi piyasasını güvensizliğe sokuyor ve döviz fırlıyor” dedi. 

"Hayat pahalılığı artışı yapılmayacak"

Maliye Bakanlığı’nın iki ayda bir hayat pahalılığı artışı sözü verdiğini ancak dün kendileri ile yapılan toplantıda bunun yapılamayacağının iletildiğini söyleyen Atan, “Maliye Bakanı sendikalar ile tek tek görüşme yaparak, iki ayda bir yapacağı hayat pahalılığı artışını gerçekleştiremeyeceğini özür dileyerek bize iletti. Sendikalar olarak anlayış göstermemizi rica etti. Olay bizim anlayış göstermemiz değil, döviz patlamış halk kara kara düşünüyor, herkes üzerine düşeni yapmaya hazır ancak hükümet edenlerin de üzerlerine düşeni yapması gerekmektedir. Verginin düzgün adaletli toplanması lazım. Bu önlemlerin alınması lazım. Yapılan zamlarla maaşlara yapılacak artış daha verilmeden geri alındı. Özel sektörde çalışanların hiçbir güvencesi yok, onlar ne yapsın artık. Gidişat dünden daha kötü” ifadelerini kullandı.   

“Hükümetin çaresizim deme lüksü yok”

Hükümetin de toplumun da çaresizleri oynadığının altını çizen Atan, hükümetin “çaresizim” deme lüksü olmadığına dikkat çekerek, hükümetin ülkenin geleceğini düşünerek, vatandaşın içerisinde bulunduğu ekonomik çıkmazlara çözüm üretme ile sorumlu olduğunu unutmaması gerektiğini dile getirdi. 

“İşin sonu iyi olmayacak“

Ülkedeki kabullenilmiş çaresizlik havasının ve sessizliğin sonunun iyi olmayacağı vurgusu yapan Atan, KKTC’de fırtına öncesi sessizliğin yaşandığının altını çizdi. 

“Bu sessizliğin arkasından büyük patlama geliyor”

Atan, “Bu sessizliğin arkasından çok büyük bir patırtı kütürtü kopacak. Hükümetin tek sığınağı dövizin yükselmesi, elektriğe yapılan zamlar daha önceden yapılmalıydı erteledik diyorlar” diye konuştu. 

“Önlem paketleri işe yaramıyor”

Başbakan Tufan Erhürman’ın sürekli önlem paketleri adı altında söylemlerde bulunduğuna dikkat çeken Atan, bu paketlerden bir şey çıkmadığı gibi reel ve fayda sağlayan adımların da görülemediğine değindi. 

"Kimsenin “Benim yerimde kim olsa bu önlemleri alamaz” deme şansı yok"

Hükümet etmenin bahaneler üreterek, “yapamıyorum” deme olmadığını anlatan Atan, devleti yönetmekle yükümlü makamların “bizim yerimizde başkası da olsa yapamaz” deme lüksü olmadığına dikkat çekti. Atan, hükümetin mevcut sorunlara çare üretmekle sorumlu olduğuna vurgu yaptı. Atan, yapamayanın özür dileyerek yapacak olanlara yol açması gerektiğine işaret etti. Bu sorunların yaşanacağının ya da ülkenin ekonomik olarak geleceği noktanın çok önceden görüldüğünün herkesçe bilindiğine de dikkat çeken Atan, şimdi kimsenin “Ken bilmiyordum, benim yerimde kim olsa bu önlemleri alamaz” deme şansı olmadığına vurgu yaptı. 

“Sendikaların sustuğunu sanmasınlar, eylemler kapıda”

İçerisinden geçilen dönemde sendikalarda sessizlik ve kabullenilmiş olduğunun düşünülmemesi gerektiğine işaret eden Atan, sendikalar olarak toparlanmaya ve yol haritası çıkarmaya hazırlandıklarını söyledi. Atan, “Önümüzdeki günlerde eğer ki herhangi bir ciddi tedbir ya da bu kötü gidişe dur denilmez ise eylemler kapıda. Ya zamlar geri alınsın ya da istifa edilsin. Önümüzdeki haftalarda toplu olarak bir girişim yapacağız. Sendikaların sustuğu sanılmasın” diye konuştu. 

KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil: Gerçekleri gizleyerek, pembe gözlüklerle baktırmaya çalışıyorlar

KKTC’de gerçeklerin üzerinin sürekli örtülmek istenerek, insanlara bir şeyleri pembe gözlüklerle göstermenin çalışıldığına vurgu yapan KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil de, insanlara gerçekte var olmayan umudun pompalanarak her şeyin daha da içinden çıkılmaz bir hale büründürüldüğünü kaydetti.

“Halk sesini çıkarmazsa, yaşadıklarımız müstahak”

“Ülkenin gerçekleri ortada. Sonunda olacağı buydu. Biz söyleyince herkes bize düşman kesiliyor. Ancak halk bu sessizlikle bunları yaşamaya mahkumuz diyor açıkça” diyen Elcil, halkın bugünkü gelinen durumda payının fazla olduğunu savundu. Elcil, ses çıkarılmadığı, tepki gösterilmediği sürece mevcut durumun kabullenilişinin ilanının hayat bulduğu gerçeğinin artık görülmesi gerektiğinin altını çizdi. Elcil, halkın ne yardan ne serden mantığı ile hareket ederek, eleştiri ve kabullenmeme tutumu göstermediği ve sağlam bir dirayet göstererek, hakkı olanı talep etmediği, sesini yükseltmediği müddetçe başa geleni çekmeye mahkum olduğunu ifade etti. 

“Çözüm, hükümetler değil, halkın iradesiyle köklü değişim”

Üst üste gelen zamları ve tedbir adı altında açıklanan ekonomik paketleri de değerlendiren Elcil, ülkenin içerisinde bulunduğu mevcut ekonomik krize tedbir alabilecek bir hükümet olmadığını savundu. Mevcut duruma gelene kadar hem sağ  hem de sol kanadın hiçbir girişimde bulunmamasını da eleştiren Elcil, gelinen noktada artık tek seçeneğin hükümetler değil, halkın iradesi ile köklü değişimlerin önünü açmak olduğuna işaret etti. Halkın sessiz kaldığı sürece yaşananların normal olduğunu savunan Elcil, bu düzenin artık değişmesinin zamanının geldiğini kaydetti. 

Emek-İş Başkanı Koral Aşam: “İstikrarlı para birimi şart”

Ülkenin ekonomik anlamda geldiği noktanın kabul edilebilir olmadığını ifade eden Emek-İş Başkanı Koral Aşam ise, dövizin kontrolünün hükümette olmadığını ancak para birimi ile ilgili istikrarlı bir birime geçilmesinin hükümetin elinde olduğunu söyledi. 

“Faturalar kabarıyor, hükümete kaynak yaratılıyor”

Hükümetin tedbir almakla yükümlü olduğunun altını çizen Aşam, tedbir alınacak noktalarda aldıklarını söyledikleri tedbirlerin de genel geçerliliğinin ve pratik hayata yansıyışının istenilen düzeyde olmadığını kaydetti. Aşam, elektrik konusunda yapılan zamların sadece dövizin artışı ile ilgili olmadığını söyleyen Aşam, elektrik faturalarını kabartan başka etkenler de olduğunu söyledi. Devletin verdiği teşviklerden daha birçok konuda verilen katkıların faturasının birçok alana yansıtılarak halktan çıkartıldığına dikkat çekti. 

Sendikal Platform bugün toplanıyor

Sendikal platform’un bugüne kadar eylem çağrısı adı altında bir kararda bulunmamasına rağmen, bugün yapılacak toplantıda yaşanan son gelişmelerin değerlendirileceğini anlatan Aşam, somut önerilerin ortak fikir birliği ile ortaya çıkacağı bilgisini verdi.