Cumhurbaşkanlığı’nın "Tufan Erhürman’ın siyasi kimliğini bir kenara bırakarak olaya hukuk akademisyeni zaviyesinden bakması durumunda, meşruiyet kavramının yasaya uygunluk ve yasallık anlamına geldiğini göreceğini belirtmekte, ülke siyaseti ve halkımızın geleceği adına büyük fayda görüyoruz" şeklindeki açıklamasına işaret eden Erhürman, “Tavsiye için teşekkür ederim. Benim de Sn. Tatar'a bazı tavsiyelerim olabilir: Mesela, bana tavsiyede bulunmadan önce, hukuk kitaplarını falan bir yana bırakın, hiç olmazsa Google'da kısa bir tarama yapmasını tavsiye edebilirim. Veya bu konuda kendisine "fikir" veren danışmanlarını değişmesini!” dedi.

Erhürman, şöyle devam etti:

“Bu konu dışında da tavsiyelerim olabilir tabii: Mesela önce UBP yetkili kurullarını bekleyeceğim deyip sonra beklemeden atama yapmak gibi tutarsızlıklardan vazgeçmesini önerebilirim. Başka neler? Buradan devam etsem sayfalar alır muhtemelen. Ama hani o güzel şarkıda söylendiği gibi "söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil"! Sn. Tatar lütfedip bana açık mektup gönderdiğine göre susup da yanıtlamamaya gönlüm razı değil! Ama daha fazla zaman harcamayı da zül addediyorum. Çünkü biliyorum ki, "söylesem tesiri yok"!”

Erhürman, “Sn. Tatar, bana yazdığı son derece nazik "açık mektubu"nda, beni, "siyaseti sorun çözme maksadından ziyade, kaos aracı olarak konumlandırmakla", "kişisel ihtiras ve küçük siyasi beklentilerle" talihsiz açıklamalar yapmakla suçlamış” diyerek, şöyle devam etti:

“Kendisinin, Sn. Sucuoğlu'nun deyişiyle bir bakanı görevden "alAmaması" ile başlayan, siyasi tarihimize kara sayfalar ekleyen ve eklemeye de devam eden "kaos"un sebebi benmişim demek ki! Sn. Tatar'a, hem nazik ifadeleri, hem de bu kaosun suçlusunu bularak onu sona erdirmekteki mahareti için yürekten teşekkür ederim!”