Amerika Birleşik Devletleri’nin, Kıbrıs Cumhuriyeti, Yunan ve İsrail Dışişleri bakanlıklarına, EastMed isimli denizaltı doğalgaz boru hattı projesini, sürdürülebilir ve etkin bulmadığı için desteklemeyeceğini bildirmesi ve Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiadis’in “Alternatif seçenekleri değerlendirmeye hazırız” ifadeleri sonrası, Cumhurbaşkanlığı’ndan “2019 yılında yapılan işbirliği önerimiz masadadır” açıklaması geldi.

Cumhurbaşkanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Bürosu’ndan yapılan açıklamada, “Rum tarafına 2019 yılında yaptığımız hidrokarbon işbirliği önerisi masadadır. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da 2020 yılında yaptığı kapsamlı Doğu Akdeniz Konferansı Toplantısı önerisine de tam destek veriyoruz” denildi.

Açıklamada, “ABD’nin de ahiren desteğini çektiği bu proje hiçbir fizibiletesi olmayan, hem bizi hem Türkiye’yi dışlamaya yönelik siyasi saiklerle ortaya atılmış bir projedir” denilerek, “Bu vesileyle Rum tarafını gerginliği arttırıcı eylemlerden vazgeçmeye,  aklıselime ve 2019’da yaptığımız işbirliği önerisini olumlu şekilde değerlendirmeye bir kez daha davet ediyoruz” ifadeleri kullanıldı.

Dördüncü Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Türk yetkililer tarafından 2019 yılında masaya konan söz konusu öneride, hidrokarbon konusunda ortak bir komite kurulması öneriliyordu.

Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Doğu Akdeniz’deki meşru hak ve çıkarlarını koruma noktasındaki duruşunu, büyük bir kararlılıkla sürdürmektedir.

Kıbrıs Türk tarafı adanın etrafında bulunan doğal kaynakların araştırılması, çıkarılması ve işletilmesinde en az Rum tarafı kadar eşit ve meşru haklara sahiptir. 

Bilindiği üzere, KKTC,  Rum tarafının tek yanlı faaliyetlerini durdurmaması üzerine,  21 Eylül 2011 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti ile “Kıta Sahanlığı Sınırlandırma Anlaşması” imzalamış, hemen akabinde de adanın etrafında belirlediği bloklarda TPAO’ya arama ve çıkarma ruhsatları vermiştir.

TPAO ülkemiz adına bu bloklarda bügüne kadar binlerce deniz mili sismik araştırma ve üç sondaj yapmıştır.  Umudumuz TPAO’nun bizim için  yaptığı bu çalışmalarda en kısa sürede olumlu sonuca ulaşmasıdır.

Rum tarafı tek yanlı faaliyetlerini devam ettirdiği sürece KKTC’de egemen eşitliğinin ve eşit statüsü gereği kendi hidrokarbon faaliyetlerini kararlıklıkla sürdürmeye devam ettirecektir.

Bununla birlikte diplomasi yolunu da her zaman açık tutuyoruz. Rum tarafına 2019 yılında yaptığımız hidrokarbon işbirliği önerisi masadadır. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da 2020 yılında yaptığı kapsamlı  Doğu Akdeniz Konferansı Toplanması önerisine de tam destek veriyoruz.

Hal böyle iken Rum tarafının bu önerileri yok sayan, hem bizim hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin haklarını gasp etmeye yönelik, tahrikkar ve gerginliği arttıran tek yanlı eylemlerini kınıyoruz.

Nitekim Rum tarafının, sözde 10. parselde başlattığı sondaj faaliyetine ve sözde 5. parselde  verdiği arama ruhsatlarına  ilaveten geçtiğimiz hafta sonu  Doğu Akdeniz Boru Hattı Projesini bahane ederek  Nautical Geo adlı gemiyle Türkiye Cumhuriyeti’nin kıta sahanlığını ihlale teşebüs ettiği basın haberlerinden öğrenilmiştir.

ABD’nin de ahiren desteğini çektiği bu proje hiçbir fizibiletesi olmayan, hem bizi hem Türkiye’yi dışlamaya yönelik siyasi saiklerle ortaya atılmış bir projedir.

Bu vesileyle Rum tarafını gerginliği arttırıcı eylemlerden vazgeçmeye,  aklıselime ve 2019’da yaptığımız işbirliği önerisini olumlu şekilde değerlendirmeye bir kez daha davet ediyoruz.”