Türkiye’nin ilk nükleer santrali olan Akkuyu Nükleer Santrali’nin temeli Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Putin’in katıldığı törenle atıldı.

Erdoğan, “Tarihi bir ana şahitlik ediyoruz, santral elektrik ihtiyacımızın yüzde 10’unu karşılayacak” ifadelerini kullanırken, Putin de konuşmasında santralin Türkiye’nin potansiyelini artıracağına dikkat çekti.

Nükleer santral konusu bağlamında ulaştığımız Yakın Doğu Üniversitesi(YDÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası ilişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Işıksal, Haberal Kıbrıslı’ya yaptığı özel açıklamasında nükleer santrale en çok çevrecilerin karşı duruyormuş gibi göründüğünü ancak nükleer enerjinin çevre dostu olduğunu savundu. Dış güçlerin, zamanında İran’a yapıldığı gibi bugün Türkiye’nin de önünü tıkamaya çalıştıklarını kaydeden Işıksal, bunun nükleer santralin olumsuz yönlerini ön plana çıkarmaya çalışılarak yapıldığını ve bu noktada ciddi bir ‘paradoks’un olduğunu belirtti.

“Türkiye’nin önü tıkanmaya çalışılıyor”

Hüseyin Işıksal, Haberal Kıbrıslı'dan Candan Mert'in haberine göre; yaptığı özel açıklamasında nükleer santral konusunun Türkiye’de ve pek çok ülkede tartışmalara yol açtığını ifade etti. Türkiye dışındaki diğer ülkelerin de benzer safhalardan geçtiğini belirten Doç. Dr. Hüseyin Işıksal, İran’da bu konunun gündeme oturduğunu kaydederken, “Çünkü İran kendi nükleer santralini yapmak için uranyum zenginleştirmeye çalıştığında çok büyük tepki toplamış, dünyadaki diğer güçler tarafından önü tıkanmaya çalışılmıştı.” dedi. İran’ın önünü tıkamaya çalışan güçlerin, mevcut konumda aynı şeyi Türkiye’ye yapmaya çalıştıklarını dile getiren Öğretim Üyesi Işıksal, bunun nükleer santralin olumsuz yönlerini ön plana çıkarmaya çalışılarak yapıldığını ve bu noktada ciddi bir ‘paradoks’un olduğunu belirtti.

“Nükleer enerji çevre dostudur”

Dünyadaki birçok gelişmiş ülkenin nükleer santrali kullandığını aktaran Doç. Dr. Hüseyin Işıksal, bu noktada nükleer enerjinin birçok avantajının bulunduğunu kaydederken, en büyük avantajlarından bir tanesinin ‘çevre kirliliğini önlemesi’ olduğunu ifade etti. Nükleer santrale en çok çevrecilerin karşı duruyormuş gibi göründüğünü ancak santral için ‘çevreye en dost teknoloji’ denilebileceğini dile getiren Işıksal, “Sizin bir şekilde elektrik üretmeniz lazım, nükleer enerji kullanılmadığı takdirde buna alternatif olarak kullanılacak şey ‘petrol’ ve ‘gaz’dır.” ifadelerini kullanırken, petrol ve diğer fosil kaynakların ne kadar kirli olduğunun ve çevreye verdiği zararın fazlalığının bilinmesinden dolayı nükleer enerjinin çevre dostu olduğunu savundu. Ülkenin tasarrufu açısından da nükleer santralin önemli olduğunu dile getiren Doç. Dr. Hüseyin Işıksal, başlangıçta maliyeti olsa bile zaman içerisinde Türkiye gibi doğalgaz ve petrolü olmayan ülkelerin elektrik veya enerji üretimine ekonomik anlamda da kolaylık sağlayacağını aktardı.

“Gelişmiş ülkelerde nükleer santral var”

Nükleer santralin negatif taraflarının da bulunduğunu söyleyen Hüseyin Işıksal, Çernobil faciası ve Japonya’da da oluşan çevre felaketini anımsatarak, ‘nükleer santraller tam anlamıyla güvenlidir, hiçbir zaman hata yapmaz’ garantisini hiçbir ülkenin veremeyeceğini belirtirken, “Diğer taraftan bakıldığında nükleer santraller sorun çıkaracaksa dünyanın sonu gelmiş demektir çünkü dünyanın bütün gelişmiş ülkeleri bu santraller ile dolu” dedi. Tehlike riskinin her zaman var olduğunu ancak bu riski her ülkenin aldığını kaydeden Doç. Dr. Hüseyin Işıksal, buna karşı çıkan kesimlerin, nükleer santralin sadece Türkiye’de varmış gibi göstermeye çalışmasının anlamsız olduğunu ifade etti.

“Genel anlamda olumlu görüyorum”

Nükleer santral ile Türkiye’nin Rusya’ya olan bağlılığının biraz daha arttığını aktaran Öğretim Üyesi Işıksal, Rus şirketine 20 milyar dolar gibi büyük bir rakamın verileceğini dile getirirken, elektrik üretimine başladıktan sonra dünya standartlarında benzer antlaşma yapan şirketlerin ödediği tutarın 2 kat fazlasının ödeneceğini ve bunun da dezavantaj olduğunu belirtti. Bunun yanında nükleer santral enerjisini Türkiye’nin Rusaya’dan temin etmesinden dolayı sonuç itibariyle yine Rusya’ya olan bağlılığın artacağını kaydeden Hüseyin Işıksal, negatif olarak söylenebilecek bunlar gibi durumların olduğunu ancak genel anlamda kendisinin bu santrali olumlu karşıladığını aktarırken, “Türkiye’nin enerji güvenliğini arttırması ve çeşitlendirmesi; Türkiye’ye ileriki safhalarda avantajlar getireceğini düşünüyorum. Kaldı ki Rusya ile olan iş birliği dengeli sürdüğü müddetçe Türkiye’nin Rusya’ya olan bağlılığını dengeleyebileceğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.