İçişleri Bakanlığı, Gazimağusa, İskele, Yeni Boğaziçi İmar Planı süreci ile ilgili açıklamalarda bulundu.

İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada şunlara yer verildi:

“İçişleri Bakanlığı, her iki hükümet döneminde ortaya koyduğu Ülkesel Fizik Plan’a uygun vizyonu ile; kentlerimize doğal, kültürel ve tarihi dokusu ile sürdürülebilir ve yenilikçi bir ekonomik anlayışla yaklaşan, gerek kırsal bölgelerde gerekse kentlerde nitelikli iş sahaları ve yerli istihdam olanakları yaratan kıyıları ile bütünleşik kaliteli yaşam merkezi sunmayı hedeflemiştir. Bu hedefin de UBP-HP koalisyon protokolüne yansıtılmasını sağlamış, hükümet programı ile imar planlarını hayata geçirmek için topluma söz vermiştir.

“UBP HİÇBİR RESMİ GÖRÜŞ ORTAYA KOYMADI”

İmar planları hiç kimsenin veya hiçbir partinin olmadığı gibi hiçbir parti veya kurum da tek başına plan yapmaya yetkili değildir. Bu düşünce ile hareket eden İçişleri Bakanlığı, Şubat 2018 tarihinden beri üzerinde çalıştığı 150’den fazla kurum, kuruluş ve 250’den fazla insanın katılarak emek verdiği bu planın sonuçlanmasına kadar geçen 22 aylık sürede UBP’nin yetkili organlarından herhangi biri, sürece katılmamış ve hiçbir resmi görüş ortaya koymamıştır.

30/12/2019 tarihinde, bugüne kadar herhangi bir imar planında yapılmayan birçok ilke imza atılmış, belediyeler plan yapan makam konumuna getirilmiş ve tüm kesimlerin üzerinde asgari müştereklerde mutabakata vardığı bir uzlaşı planı ortaya çıkmıştır. Gerek ekonomik örgütler gerekse KTMMOB’nin ve birçok sivil toplum örgütünün planın yayınlanmasına dair yaptıkları açıklamalar da bunu teyit eder niteliktedir.

30/12/2019’da yayımlanmak için Başbakanlığa gönderilen imar planı, planla ilgili görevi planı Resmi Gazete’de yayımlamak olan Başbakanlık tarafından yerine getirilmemiş ve ortaya çıkan yeni durumda 14/01/2020 tarihinde hükümet ortağının 22 ayda veremediği görüşü vermesine fırsat tanımak maksatlı 6 ay süreli bir emirname yayınlanmıştır.

Sadece UBP’nin plan üzerinde yapacağı önerileri almak ve uzlaşıyı daha da artırmak amacıyla iyi niyetle kabul edilen süreç, Covid-19 pandemisinde sekteye uğramış ama geriye kalan diğer sürelerde de yine UBP tarafından herhangi bir yazılı, somut veya toplum menfaatine uygun bir görüş sunulmayarak boşa geçmiştir.

“KOALİSYON ORTAĞINI TEHDİT ETMEDİK, PLANIN HAYATA GEÇİRİLMESİ SÖZÜNÜ YERİNE GETİRMEK İÇİN NET BİR DURUŞ ORTAYA KOYDUK”

Tüm bu şartlar altında her ne kadar Bakanlığımız uzlaşı sağlanan İmar Planı’nın hayata geçmesi yönünde kararlı ise de, UBP’nin 1 aylık süre içerisinde biz İmar Planı’nı geçirmek için gerekeni yaparız demesi üzerine üzerinde uzlaşıya varılan Emirname değişikliğini Başbakanlığa yazılı olarak göndermiştir. Hiçbir zaman koalisyon ortağını tehdit eden bir yaklaşım içerisinde olunmamış, ancak planın hayata geçirilmesi sözünü yerine getirmek için net bir duruş ortaya konmuştur.

“MAHKEME TARAFINDAN YÜRÜTMESİ DURDURULAN KARARI DİKKATE ALDIK”

14/07/2020 tarihinde emirname, yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderilmeden Sayın Başbakan, Sayın Ersan Saner, Sayın Kudret Özersay ile Başbakanlıkta yapılan görüşmede emirnamenin içeriğinin nasıl olacağı üzerinde uzlaşıya varılmış ve kazanılmış hakların yeni yayınlanan emirnamede olmayacağı konuşulmuştur.

Hal böyle olmasına rağmen, bu maddenin kalkmaması halinde dahi değişen bir husus olmayacağı, çünkü kazanılmış haklara dair madde üzerinde halihazırda Yüksek İdare Mahkemesi tarafından verilmiş ve kesinleşmiş bir ara emri olduğu da açık bir şekilde ifade edilmiştir. İçişleri Bakanlığı’nın bunu emirnameden kaldırmaktaki maksadı, mahkeme tarafından verilen ve yürütmesi durdurulan bir karara saygı duymaktır.

“BİLGİ KİRLİLİĞİ YARATILDI, İKİ EMİRNAME ARASINDA BİR FARK OLMAYACAK”

Sonuç olarak kamuoyunu yanıltan ve sanki yasalara veya yürürlükteki haklara aykırı davranıldığı şeklinde yapılan açıklama maalesef toplumda bilgi kirliliği yaratmak ve esasen güveni tam da bu şekilde zedelemektir. Zira, Başbakanlık tarafından sadece zaman uzatılması için değişiklik yapılırsa yayınlanır denmesi bu olumsuz sonucu doğurmuştur. Çünkü sonuçları açısından iki emirname arasında bir fark olmayacaktır. Başsavcılıkla yapmış olduğumuz görüşmelerde hukuka ve yasalara esas aykırı olan davranışın Başbakanlığın bu idari işlemi yürütmekle sorumlu olan İçişleri Bakanlığı’na haber vermeden “sehven” bu emirnameyi iptal etmesi olduğu da teyit edilmiştir.

“KARGAŞA YAŞANMASININ ÖNÜNE GEÇMEK İÇİN EMİRNAME’Yİ SADECE ZAMAN UZATILMASINI İÇERECEK ŞEKİLDE BAŞBAKANLIĞA GÖNDERDİK”

İçişleri Bakanlığı, her zaman olduğu gibi, bugün de kısırlaşmış siyasi tartışmalardan ari durarak görevini yapmaya devam edecektir. Toplumun bize vermiş olduğu bu görev ve sorumluluk bilinci ile, yarın sabah uyandığımızda kargaşa yaşanmasının önüne geçmek ve planlı kentler vizyonundan vazgeçmeyip kentleri kendi haline bırakmamak için aynı hukuki sonucu doğuracak olan Emirname’yi sadece zaman uzatılmasını içerecek şekilde Başbakanlığa yayınlamak üzere gönderdiğimizi kamuoyuna saygı ile duyururuz. Bu vesile ile hassasiyetle belirtmek isteriz ki ortada üzerinde uzlaşılan ve onaylanan bir plan dururken, kentlerimizin emirname ile yönetilmesinin sorumluluğu hiçbir şekilde Bakanlığımıza yüklenemeyecektir.”