Başbakan Tatar, Ekonomik kalkınmanın bu hükümetin birinci önceliği olacağını söyledi. Tatar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin
refah seviyesinin artırılması doğrultusunda, üretken, sürdürülebilir ve rekabet edebilir bir ekonomik yapının istikrarlı büyümesini sağlamanın ana gayeleri olacağını da ifade etti.

Başbakan Ersin Tatar, 41’nci hükümet olarak popülizmden uzak durarak halkın bugününü ve yarınını düşünerek hareket edeceklerini söyledi.

Ülkenin içinde bulunduğu ağır ekonomik ve siyasi koşullarda parlamentodaki tüm siyasi partilerle birlik ve beraberliğine her zamankinden çok daha fazla ihtiyaç duyduklarını ifade eden Tatar, istikrarın yakalanabilmesi adına yasama ile yürütmenin uyum içerisinde çalışmasının büyük önem arzettiğini kaydetti ve bunu sağlamak için hükümetin üzerine düşeni yapacağına işaret etti.
Başbakan, “Yapılamayanları, yapılmayanları yapmak ve bir dönüşüm sağlayarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ciddi bir kalkınma hamlesi yapma kararlılığındayız. Herkesin kabul edeceği üzere ülkemiz için sorunların ağırlaştığı bir dönem söz konusudur. Bir taraftan, Anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti ile Ekonomik ve Mali İşbirliği Protokolü’nün imzalanamaması, gereken önlemlerin zamanında alınmaması,diğer taraftan 2018 yılı ortalarından itibaren döviz fiyatlarındaki yükseliş ve buna paralel olarak enflasyonun yüzde 30’ları bulması ekonomimizde derin yaralar açmıştır. Ekonomik Kalkınma birinci önceliğimiz olacaktır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin
refah seviyesinin artırılması doğrultusunda, üretken, sürdürülebilir ve rekabet edebilir bir ekonomik yapının istikrarlı büyümesini sağlamak ana gayemizdir.” dedi.

Tüm sektör temsilcilerinin büyük sıkıntılar içinde olduklarını ifade ettiklerini, halkın alım gücünün düştüğünü, turist sayısı ve turizm gelirlerinde ciddi bir azalmanın söz konusu olduğunu vurgulayan Tatar, “öğrenci sayısı ve öğrenci gelirlerinde de bir düşüş söz konusudur. Tarım kesimi hala doğrudan gelir desteği fiyatını beklemektedir. Hasat çoktan başlamış olmasına rağmen tahıl fiyatları konusu askıdadır. Yollarımız artık ne turizm ve üniversite sektörü gibi toplam dış ticaret açığımızı karşılayan iki önemli sektörümüzün ne de halkımızın ihtiyaçlarını kaldırabilecek durumdadır.Limanlarımızın durumu içler acısıdır. Telekomünikasyon alanında ciddi eksikliklerimiz vardır. Sağlıkta nerdeyse ilaç bulunamaz bir noktaya doğru gerileme söz konusudur. Bu listeyi daha da uzatmak mümkündür.” Diyerek, Ulusal Birlik Partisi-Halkın Partisi koalisyon hükümetinin zor bir dönemde göreve geldiğine vurgu yaptı.

“ Ancak Hükümet olarak biz ekonomik açıdan güçlü bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için projelerimizle hazırız, hükümet olarak bunu başarmakta Kararlıyız”diyen Başbakan Ersin Tatar, istikrarlı bir dönem geçirilirse bir-kaç yıla kadar ülkenin yeni bir kalkınma hamlesi içine sokabileceğinden emin olduğunu söyledi.

UBP Genel Başkanı ve Başbakan Ersin Tatar, “Hükümetimiz, anayasamızın birinci maddesinde ifade edilen demokrasi, sosyal adalet, hukukun üstünlüğü ve laiklik ilkelerine sıkı sıkıya bağlı olacaktır. Bizi biz yapan, bizi azınlık durumunda bir topluluk noktasından alıp Devlet sahibi Kıbrıs Türk halkı noktasına taşıyan öz değerlerimize sahip çıkacağız.Demokrasimizin güçlenmesi, demokrasimiz için vazgeçilmez olan siyaset kurumunun güçlenmesi, siyaset kurumuna duyulan güvenin artırılması ile doğrudan ilgilidir. Bu yönde gereken titizlik mutlaka gösterilecektir. Sosyal adaletin bozulmasının başlıca nedeni gelir dağılımındaki adaletsizliktir. Biz, hem ekonominin büyümesi hem de gelir dağılımının çağdaş ülkelerdeki gibi olması için üzerimize düşenleri yapmaktakararlıyız.” dedi.

Tatar, yargının sorunlarını bildiklerini ve yapılması gerekenlerin ortada olduğunu, yargıda biriken sorunları aşmak için bir plan-program çerçevesinde ivedilikle yola koyulacaklarına vurgu yaptı.

Kıbrıs adasının Ortadoğu’nun yanı başında ve Doğu Akdenizin merkezinde ve halen büyük stratejik öneme sahip olduğuna işaret eden Tatar, “Gelişmiş ekonomilere sahip Avrupa ülkeleri, petrol ihtiyacının % 80’ini Orta Doğu’dan karşılamaktadır. Uzman görüşleri Kıbrıs sorununun kalıcı biçimde çözülmesi ve bölgede geniş bir işbirliği zemini sağlanabilmesi durumunda, Türkiye Cumhuriyeti’nin Doğu Akdeniz’de bir enerji geçiş merkezi olmaya oldukça uygun bir aday olduğuna işaret etmektedir. Ancak Rum tarafı bir çözüme yanaşmıyor ve bölgede Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti aleyhine bağlantılar oluşturuyor. Haklarımızı gasp etmeye çalışanlara karşı gereken tedbirleri almazsak gelecek nesiller bizleri affetmeyecektir.
Kıbrıs’ın çevresinde bu kadar önemli olaylar yaşanırken, Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki ilşkiler daha da önem kazanmaktadır. Hükümet olarak Anavatan Türkiye Cumhuriyeti ile iyi ilişkiler içinde özen göstereceğiz.” diye konuştu. (BRT)