Vatandaş, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşullarda geçinebilmenin imkânsız olduğunu vurguladı. “Bu ülkeye senelerce sahip çıktık, artık devletin bize sahip çıkma zamanı geldi” dedi. Ekonomik sıkıntıların yanı sıra suç oranlarındaki artışların içinden çıkılmaz bir hal aldığına dikkat çeken vatandaş, maddi güçlerinin kalmamasının yanı sıra, ruhsal anlamda çöküş yaşadıklarını ifade etti

Yenibakış'an Süreyya ÖZDEMİR'in haberine göre,Ülkenin bir yandan ekonomisinin bozulması, bir yandan da suç oranlarındaki artış nedeniyle sıkıntılar yaşadığına vurgu yapan vatandaş, yetkililere çağrıda bulundu. Devlet tarafından hiçbir önlem alınmadığını belirten vatandaşlar, ülkede bir türlü sağlanamayan asayiş nedeniyle başıboş bir düzenin içerisinde yaşamaktan yorulduklarını dile getirdiler. Bu noktada “Taşın altına elini sokması gereken vatandaş değil yetkililer” diyen vatandaş, devletten  sonuç odaklı bir çözüm beklediklerini söyledi.

Vatandaş ne dedi?

Özden özhür: Bunca sene bu memlekete biz sahip çıktık, bundan sonra devletin bize sahip çıkması gerek

“Ülkede ardı arkası kesilmeyen sorunlar nedeniyle, vatandaş olarak tedirgin bir halde yaşamaya devam ediyoruz. Ülkedeki ekonomik sıkıntılar, suç oranlarının sürekli bir şekilde artış göstermesine neden oldu. Devlet tarafından asayişin ve denetimin yapılamaması neticesinde bir çok olumsuzluklarla karşı karşıya kaldık. Ekonomimizin sıkıntıya girmesi alım gücümüzü düşürdü. Pazar yerlerinin marketlerden farkı kalmadı. Her başa gelen yetkilinin kendi menfaatlerini düşünmesiyle vatandaş zorluklara sürüklendi. Biz bu memlekete bunca sene sahip çıktık. Bu saatten sonra devletin bize sahip çıkması gerekirken, her geçen gün mağdur ediliyoruz.”

Mustafa Filyalı: Ruhsal anlamda çöküntü yaşamaktayız

“Ülkede yaşanılan ekonomik sıkıntı nedeniyle insanların artık yüzleri gülemez oldu. Geçim derdi nedeniyle insanlar perişan durumda. Devlet tarafından sağlanamayan asayiş ve denetim eksikliği nedeniyle ise, ülkede suç oranları patladı. Bu yaşananlar insanımızı umutsuzluğa itiyor.  Her vatandaş sırtını kendini güvende hissettirebilecek bir devlet altında yaşamak ister ancak son yaşananlar bunun böyle olmadığını ortaya koyuyor. Ekonomik olarak öyle bir noktaya geldik ki, pazar yerindeki fiyatların bile marketten farkı kalmadı. Denetim yok, herkes kafasına göre satış yapıyor. Vatandaşın ciddi anlamda alım gücü sıfırlandı. Maddi gücümüzün düşmesi ise bizi ruhsal anlamda çöküntüye itiyor.”

Necdet Atar: Mağduruz

“Ekonomik krizin başlamasıyla birlikte alım gücümüz düştü. Geçindirmekle yükümlü olduğum bir ailem var, fakat hayat pahalılığı karşısında maddi gücümüz kalmadı. Devlet tarafından sağlanamayan asayiş ve denetim eksikliği ise had safhada. Bunların sonucunda ciddi anlamda psikolojimiz bozulmaya yüz tuttu. Daha ucuzunu alabilmek için geldiğimiz pazar yeri bile ateş pahası. Ülkede bir türlü atlatılamayan sıkıntılar karşısında mağdur olduk.”

Selehattin Yıldız: Çözüm yolu bulmaları şart

“İçinden geçtiğimiz zor günler, dış güçlerin savaş politikasından kaynaklıdır. Savaş politikasından vazgeçip bir an önce ülke olarak barış yoluna gitmemiz gereklidir. Devletin artık kendi menfaatini değil vatandaşının menfaatini düşünmesi gerekir. Ülkede içinden çıkılmaz bir hal alan ekonominin bozulmasıyla birlikte artan suç oranları karşısında kaygılanmamak elde değil. Yetkililerin bir an önce kendi aralarında anlaşıp bir çözüm yolu bulmaları şart.”

İbrahim Mihrabi: Başıboş bir düzenin içerisinde yaşamaktan yorulduk

“Ülkenin içinde bulunduğu sıkıntılı durumların bir nebze düzelebilmesi için, yönetimin artık elini taşın altına koyması gereklidir. Siyasi partiler her sene devletten yüklü miktarda aldıkları paraları, içinde olduğumuz ekonomik krizi sonlandırabilmek için kullanmalıdır.’ Vatandaşlar günlerdir bağırıyor mağduruz diye, denetim sağlansın, evimize bir şey alamıyoruz. Evimize ekmek alırken bile bile mağdur oluyoruz. Vatandaş olarak artık bu devlet nerde diye sorgulamak istemiyorum. Başıboş bir düzenin içerisinde yaşamaktan yorulduk. Yaşadığımız sıkıntılar yüzünden psikolojik olarak yıprandık.”

Ramazan Gündoğdu: Tedirgin bir şekilde yaşıyoruz

“Hayat pahalılığı bizleri perişan etti. Alım gücümüz kalmadı. Bunun yanı sıra ülkede denetimin olmaması ve beraberinde gelen suç oranlarındaki artış nedeniyle tedirgin bir şekilde yaşamak zorunda kalıyoruz. Ekonomik kriz karşısında ucuzdur diye tercih ettiğimiz pazar alanları marketleri aratmaz oldu. Bugün pazarda kilosu 5-6 liradan satılan domateslerin hepsi çöpe atılacak cinsten. Bu ülkede vatandaş her zaman mağdur şekilde yaşamak zorundadır.”

Ali Yönder: Hükümet vatandaşına yönelik çalışmalar yapmalı

“Bir yandan ekonomik sıkıntılar, diğer yandan ülkede ki suç oranlarında ki artış derken vatandaşın psikolojisi bozulmaya yüz tuttu. Suç oranlarındaki artışı ekonominin tetiklemesiyle birlikte vatandaşlar  ülkede tedirgin halde yaşıyor. Fakat bu konuda çoğu insanın da ekonomiyi kılıf olarak kullandıklarını görüyorum. Her şeyin nedenini ekonomiye bağlamalarını mantıksız buluyorum. Suç oranlarındaki artışı yalnızca ekonomi değil aynı zamanda genetikten de meydana geldiğini düşünüyorum. Devletin bu konularda önlem alamamasını, yetersizliğine bağlıyorum. Cezalarda herhangi bir caydırıcılık ve ülkede asayiş ve denetim yeterli düzeyde yapılamaması sonucunda herkes istediği gibi hareket edebiliyor. Hükümetin kendinden çok vatandaşına yönelik çalışmalar yapması gereklidir.”

Yaşar Düzgün: Psikolojik olarak da zor zamanlar yaşıyoruz

“Hayat pahalılığı ve ardı arkası kesilmeyen zamlar nedeniyle vatandaş zora girdi. Alım gücümüzün bozulması karşısında, psikolojik olarak da zor zamanlar yaşıyoruz. Daha önceleri 25 liraya aldığım ürünü bugün 50 liraya almak zorunda kalıyorsam, bu durum beni mağdur eder. Aslında burada yaşadığımız mağduriyette suç oranlarının tetiklenmesine neden olmaktadır. Alım gücü olmayan insanlar bu şekilde sapkınlıklara başvuruyor ve ülkenin huzuru bozuluyor. Bu ülkede her zaman ezilen ve mağdur olan vatandaş ve işçidir.”