Çok yakın tarihte Türkiye kökenli bir iş insanı ile tanıştım...
Kral gibi adam...
Konu konuyu açarken, o iş insanı bana “Kıbrıs’taki ilk yıllarımda iş yapabilmek için otostop çektiğim günler oldu. Sonra bir Kıbrıslı adam benden bir iş yapmamı istedi, o işi yaptım ve çok ihtiyacım olmasına rağmen para almadım. İşte o insan sonra dönüp bana çok önemli bir projede çalışma fırsatı verdi ve bugünlere kadar geldim” dedi...
Bunu anlatırken vefanın önemine değindi ve bu nedenle Kıbrıs’a çok şey borçlu olduğunu dile getirdi...
Tanıştığım anda sevdiğim bu adama başından geçen bu olayı anlatınca saygı da duydum!..
İnsan vefalı olmalı!..
Vefa çok önemli!..
Öyle ki, liyakata göre olmayan bir atama vefa olarak gösterilemez!..
Çünkü vefa bu kadar ucuz olmaz, olamaz!..
Erhan Arıklı’da vefa olsa önce bu ülkeye ve bu topluma aidiyet duygusu besler!..
Saygı duyar!..
Vefasını hem dile getirir hem de yaptıklarıyla gösterir!..
Fakat geçmişten günümüze kadar Erhan Arıklı vefasızlık örneği gösterdi!..
Ayrımcı ve ırkçı politikalarıyla Kıbrıs’ın ona kattıklarına ihanet etti!..
Yazdığı yazılarla kendisini kendi yapan bu topluma hakaret etti...
Son dönemlerdeki tavırlarıyla ise kendisine her şeye rağmen şans veren bu toplumu sırtından hançerledi!..
Bugüne kadar dilediği tüm özürler gibi geçtiğimiz gün meclisteki özrünün de samimi olmadığını artık herkes biliyor!..
Bir insan aynı konuda on defa özür dileyip dönüp yine aynı konuda hata yapmaz!..
Daha doğrusu buna artık “Hata” denmez!..
Düpedüz adamın karakteri bu!..
Hem vefasız hem de acımasızca haddini aşan bir adam!..