Kıbrıs Postası'ndan Rahmican Çalışkan'a konuşan Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Doğuç Veysioğlu, 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla Kıbrıs Postası’na açıklamalarda bulunarak,çevrenin korunması, düzenlenmesi ve denetimi noktasında ülke olarak eksik olduğumuzu ve en büyük çevre sorunlarının atık su, katı atık ve taş ocakları olduğunu söyledi. Çevre koruma noktasında belediyelerin uygulayıcı pozisyonda olduğunu ve en büyük görevin belediyelere düştüğünü ifade eden Veysioğlu, belediyelerin çevre konusundaki en önemli sorumluluklarından birinin katı atıkları toplamak olduğunu ve belediyelerin çevre konusunda yaptırım hakkının yanında ek yatırım hakkının da bulunduğuna dikkat çekti.

“HÜKÜMET VE BELEDİYELER ÇEVRE KONUSUNDA EKSİK”

Atık su toplama sisteminin Lefkoşa, Gazimağusa ve Güzelyurt belediyelerinin haricinde başka belediyelerde olmadığını anlatan Doğuç Veysioğlu,  13 belediyenin de halâ Güngör Düzenli Depolama Tesisi’ni kullandığının altını çizdi. Çöplüklerin gelişi güzel kullanıldığını ve denetiminin yapılmadığını da sözlerine ekleyen Başkan Veysioğlu, “İmar, çevre etki değerlendirme ile ilgili belediyeler çeşitli noktalarda müdahil olabilir. Belediyelerimiz, çevre koruma konusunda popülizm ya da bilgisizlik nedeniyle maalesef eksik” dedi.

Belediyelerin tamamında çevre mühendisi olması gerektiğini, buna rağmen belediyelerin sadece birkaçında çevre mühendisi olduğunu söyleyen Veysioğlu, katı atık toplama konusunda da belediyelerin eksikleri olduğunu ifade etti.Hükümetin çevre konusunda neler yapması gerektiğini anlatan Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Veysioğlu, Çevre Yasası’nı en kısa zamanda düzenlemesi gerektiğini vurguladı.

Kentsel atık su, ambalaj atıkları gibi tüzüklerin hala beklemede olduğunu, katı atık ve atık su noktasında yatırımların artırılması gerektiğini ifade eden Veysioğlu,“Devlet, proje noktasında eksik, çevre düzenleme ve denetim noktasında devletin proje geliştirilmesi, belediyelere baskı yapması gerek. Belediyeler yasasının da güncellenmesi şart” dedi. Öte yandan Veysioğlu, Çevre Mühendisleri Odası olarak hükümetten talepleri olduklarını belirterek, “Odanın yetkilendirilmesi gerekir, bu yetkilendirmenin ülkemize faydası olacaktır” ifadelerine yer verdi.

“ÇEVRE KONUSU BİR TOP GİBİ PASLAŞILIYOR”

Çevre yönetimi konusunun ülkede önemsenmediğini, bugüne kadar çevre mühendisinin hiçbir zaman bakan olmadığını ve Çevre Koruma Dairesi müdürünün 3’lü kararname ile atandığı için siyasi baskı altında kaldığını belirten Veysioğlu, Çevre konusunun bir top gibi paslaşıldığını savundu. Doğal kaynakların yönetiminin Türkiye’deki gibi olması, yani Çevre Bakanlığı’nın özerk bir kurum olması gerektiğini savunan Doğuç Veysioğlu, “Çevre sorunu toplumun tüm kesimini her noktadan etkiler, turizmi, tarımı, sağlığı, tüm yaşamı etkileyen bir faktördür” dedi.

YENİLENEBİLİR KAYNAKLAR VE ÇEVREYE ZARAR VEREN FAKTÖRLER…

Yenilenebilir enerji kaynaklarına da değinen Başkan Veysioğlu, “Yenilenebilir kaynaklarından kastım, güneş enerjisinin verimli kullanımı. Kuzey Kıbrıs güneş ışınlarını çok verimli alan bir yer, bu nedenle yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesi lazım” ifadelerini kullandı.Öte yandan, çevreye zarar veren diğer faktörleri de sıralayan Veysioğlu, KKTC’de kişi başına düşen araç sayısının normalin üzerinde olduğunu anlatarak, “Araçların çevreye verdiği zarardan dolayı, ülke genelinde toplu taşımaya geçilmesi gerekir” dedi.

Teknecik’teki elektrik santralinin bacasında filtre olmadığına da dikkat çeken Veysioğlu, “Santralin bacasına ivedilikle filtre takılması lazım” dedi.Taş ocaklarının denetiminin yapılması, hatta gerekirse bazılarının, koşulları sağlayana kadar kapatılması gerektiğini savunan Doğuç Veysioğlu,ülkede gerektiğinden fazla taş ocağı olduğunu iddia etti. 

“ÇEVRE KONUSUNDA EĞİTİMCİLERİN DE EĞİTİLMESİ GEREKİR”

Veysioğlu, çevreyi koruma bilincinin küçük yaşlarda aşılanması gerektiğini ve bu konuda en büyük görevin anne ve babalara düştüğünü anlatarak, “Çöplerin çevreye ne zararı var, bir çöp atıldığı zaman nerelere gidiyor, bunların öğretilmesi lazım” ifadelerini kullandı. Çevre bilincinin, eğitim müfredatına ayrı bir ders olarak ya da en azından bir dersin içeriğinde olmasında ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Başkan Veysioğlu, “Aslında öncelikle çevre konusunda eğitimcilerin de eğitilmesi gerekir” dedi.