Teoman Turan

Trafik kazalarının hızla arttığı KKTC’de, özellikle şehirler arası sefer yapan otobüslerin

AB standartlarına uygunluğu tartışılıyor. Diyalog muhabirinin konuyla ilgili olarak görüşlerine başvurduğu otobüs işletmecileri ise, KKTC’de AB standartlarına ulaşabilmek için devlet yardımı gerektiğini belirterek, 8 milyona yakın alacağın hala ödenmemesinden yakınıyor.

Kamu taşımacılığı yapan otobüs işletmecileri, bu mağduriyetinin giderilmesi yönündeki girişimlerin başarısız kaldığını belirterek “Devlet önce borcunu ödeyip, bizleri borç batağından kurtarsın. Ondan sonra da otobüslerin yenilenmesini konuşalım. Biz buna varız” diyor.

Devletin toplu taşımacılık konusunda hiçbir adım atmadığını dile getiren Kamu Araçları İşletmecileri Birliği (Kar-İş) Başkanı Fuat Topaloğlu, “ en büyük geliri akaryakıttan sağladıkları halde toplu taşımacılığın geliştirilmesine herhangi bir katkı koymuyorlar”dedi. Yenı ders yılının başlayacağını, ancak geçmiş dönemden kalan paraları alamadıklarını belirten Topaloğlu, otobüs işletmecilerinin, bankalardan sağlanan kredilerin fa,izlerini dahi ödeyemediklerini kaydetti.

Topaloğlu, kaçak taşımacılığın son bulması ve çağdaş toplu taşımacılık hizmeti verilebilmesi için devlet tarafından projeler üretilmesini isterken, üniversitelere toplu taşıma izni verilmesini eleştirdi. Kar-İş Başkanı, Üniversitelerle birlikte toplu taşımacılık yapmaya hazır olduklarını da söyledi.

OTOBÜS İŞLETMECİLERİ NE DEDİ ?

Fuat Topaloğlu (KAR-İŞ Başkanı):

“HÜKÜMETLER POLİTİKA ÜRETMEDİĞİ İÇİN BU HALDE”

“Gelmiş geçmiş hükümetlerin toplu taşımacılıkla politika geliştirmedikleri için toplu taşımacılık bu duruma düştü. Devlet kontrolündedir toplu taşımacılık . Hal böyle olunca toplu taşımacılık gelişmez.

En büyük nedeni üniversitelerin bu ülkede kayıt dışı taşımacılık yapmaları. Ada genelinde biten ders yılında 2016-2017 ders yılında Milli Eğitim Bakanlığı’na ada genelinde ana okul ilk ve orta dereceli 17 bin öğrenci taşındı. Kar-İş’e bağlı merkezi okullara.

Ağustos’un sonuna geldik, hala alacaklarımız ödenmedi. Takriben 35 günlük bir alacağımız var bu da 7 milyon 800 bin TL tutar. Hiç kimse yanlış anlamasın. Bu para yapılan işin karşılığıdır. Halen ilgili bakanlıklarda memurların inisiyatifine bırakıldı. Peki sorun nerede ? Bakanlıkların içerisinde. Bir bacağı Maliye bir bacağı da Milli Eğitim Bakanlığı’nda.

“BAZI MEMURLAR İMPARATORLUK KURDULAR”

Bazı bakanlıklarda bazı müdürler, memur arkadaşlar hepsini tenkit etmiyorum kendi çapında bir imparatorluk kurdular. Bize bire bir iş takipçiliği yaptırıyorlar. Ve halen daha bir sonuca varmadık. Biz bunu kabul etmiyoruz. Bir ülkede devlet ve ilgili bakanlıklarda niçin maaş aldıklarını bilmeleri gerekir.

“BİR ŞÖFÖRÜN MAAŞI 3 BİN 500 TL’Yİ BULUYOR”

Öğrenci taşımacılığı yılda 165 veya 167 gündür eğitim yılı olarak. Hal böyleyken bugün asgari ücret iki kere zamlandı. Bir şoförün maaşı yatırımlarla birlikt 3500 TL’yi buluyor. Alacaklarımızı alamıyoruz ve bir taraftan da dönüp Sosyal Sigortalar İhtiyat Sandığı Vergi Dairesi’ne para ödüyoruz.

ARABALARI YENİLEYEMİYORUZ

Zaten araba yenilenmesine para kalmıyor. Bunun üzerine bu üyemiz hayatını mı idame ettirecek, arabasına mı bakacak bu parayla ne yapabilir. Kaldı ki okulların açılmasına çok az bir süre kaldı hala daha üyelerimiz parayı alamadı. Bunu ilgili bakanlıkların açıklaması lazım. Bu resmen zulümdür taşımacıya. Kedi fare gibi oynamaya çalışıyorlar Toplu taşımacılarla.

Bu duruma düşmesinin toplu taşımacılarının devlet politikasıdır. Üniversiteler toplu taşımacılıktan vergi vermiyor .

BELEDİYELERLE SORUNLAR

Bunlardan zararımız var. Devletin de zararı var. Belediyelerde ciddi bir handikap var. Belediye çözüm getiremiyor duraklar konusunda . Bakanlık sadece taşıma izni verir. Yolcu indirme ve bindirme başlangıç noktalarına belediye karar veriyor. Yetkililer kaçak taşımacılığı durdursun. Ciddi bir plan ve proje bakanlıkta bir çalışma başlatıldı. İnşallah ada ülkesi olarak biz güzel bir sisteme kavuşuruz.

Bu ülkede 70-80 bin öğrenci var. Memnuniyet var mı anket yapılması lazım. Kıbrıs Türkleri kültür ve zamanın getirmiş olduğu ben merkezli bir taşıma kuruldu burada. Bu hükümetin işine gelir. Neden gelir, akaryakıttan kar elde eder. Bugünün koşullarına göre adaya özgün rink servislerinin kurulması gerekir şehir içlerinde. Bu ülke misafir öğrenci ağırlamaktadır.

MEMUR KENDİ ARABASIYLA GİDİYOR

Memur kendi arabasıyla gidiyor. Güneyde ne yapmışlar şehir içine rink servisi koymuşlar. Bütün duraklarda noktalarda verilen saatlerde toplu taşımacılık var. İlan ettiğiniz sefer saatlerinde kalkmak zorundasınız. Şehir içlerinde üniversitelerin toplu taşımacılıktan çekilmeleri lazım. Kar-İş birlikte çalışmaya hazırız. Üniversitelerle birlikte yapabiliriz. Övünerek söylemiyorum ama toplu taşımacılıkta kaza oranı çok düşüktür.

Şu anda toplu taşımacıların özellikle kırsal kesimlerde olanları zarar ediyor. Zor durumdadır kırsal kesimde taşımacılık yapanlar. Mesarya, Karpaz, İskele bölgesi, küçük yerleşim yerleri çok zor durumdadır.”

Selahattin Yosma (Girneliler Seyahat İşletmesi):

“GİRNE TERMİNALİNE SIĞMIYORUZ”

Önce devleti ele almak lazım. Devletin bize katkısı var mı ? Yakıt olsun vergide olsun KDV’de olsun. Bir katkısı yok. Bugüne kadar şu anda Nisan’ın 10’undan sonra okul başladı ve halen daha ödenmedik. Eğitim Bakanlığı bu taşımacıyı ödemedi. Sadece bu işten ekmek bekleyen var. Mazotçusunu ödeyemedi. Koltuğunu yaptıramadı. Boyasını yaptıramadı. Alacağını alamazsa bu adam nasıl hizmet verecek. Bunun yanıtını devlet kendisi versin. 3-4 bin sterlinden aşağı gümrük yok. Bir araba 100 milyardır.

“TAŞIDIĞIMIZ YOLCULARIN %95’İ YABANCI”

Yolcu taşımacılığında azalma var. Şimdi bizim taşıdığımızın yolcunun yüzde 95’i hepsi yabancı. Veya işçiler. Bunun dışında yerli göremezsiniz. Kendi arabasıyla yolculuk yapıyor. Köyden gelenlerin hepsi kendi arabalarıyla gidip geliyorlar. Eskiden terminalin içi insan doluydu. Şimdi kimse yok.

Hazır çalışanlar arabasını yenilemiyorlar. Durak izinlerini de Belediye doğru dürüst vermiyor. Tek bir yerde toplanılması için öneriler sunuyoruz ancak belediyeleri ikna edemiyoruz. Özellikle Girne bölgesinde durak konusunda sıkıntılarımız var.

“OKULLARA TAŞIMA İZNİVERİLİYOR”

Girne terminali içinde kaportacı var, pazarcı var, kültür merkezi var, spor salonu var, düğün salonu var nasıl bir terminal bunu bana biri anlatsın. Bu kadar bir yere nasıl araba koyacağız. Belediye kendi arabalarını da koyuyor. Bu arada daha en az 20 taşıma izinli olanlar var. Nerede? Hazır lokma beklerler. Fiyatlar çıkınca hepsi saldırıya geçer. Okul açıldığında otobüsler çoğalır. Hazır mama. Bunlar yetmezmiş gibi bir de okullara öğrenci taşıma izni verilir.“

Ramadan Atılgan (Girneliler Seyahat İşletmesi):

“KAÇAK TAŞIMACILIK ALDI BAŞINI GİDİYOR”

“Toplu taşımacılık diye bir şey kalmadı. Herkesin arabası var. Duraklardan özel araçlar yolcuları alıyor. Kaçak taşımacılık aldı başını gidiyor. Yolda otostop yapanları arabalarına alıyorlar ve üstüne üstlük bir de ücret talep ediyorlar.

Girne’de çok büyük bir park sorunumuz var. Bunu da belediye bir türlü çözmüyor. Baız firmalar da çok düşük ücretle yolcu taşıyor. Ekim’den Hazirana kadar gelen turist var. Turizmde çalışan tüm otobüsler hepsi yenilendi. Çünkü adam para kazanıyor. Ekmeğini çıkarıyor. Biz standardın yükseltmesine hazırız. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan alacağımızı halen alamadık. Bu durumda araçlarımızı nasıl yenileyebiliriz ?

Ama bu kademe kademe olur. İhtiyaç nedir nüfus yapısı nedir ? Mevsimine göre taşımacılık değişiyor. İnsanlar mecbur kalmadıkça sıcak havada seyahat etmiyor.

Eğer isteniyorsa toplu taşımacılığı plan program çerçevesinde uygulanabilir. Bu yapılanma kişilere göre değil adaletli bir şekilde yapılmalı. Siyasi erkin dışında olmalı. Biz taşımacılık hazırız.”

Mustafa Debreli (Şevket Göçmen Nakliyat):

“TOPLU TAŞIMACILIK ÇOK ZOR DURUMDA”

Bazı şirketlere hakkı olmadığı halde izinler veriliyor. Hele bir şirket kendi arabalarını satılığa çıkardı ve daha sonra isim değişikliği ile yeniden bir şirket kurdu ve taşıma izni verildi. Bu nasıl olur ? Bu adalet mi? Yasaların boşluğundan yararlanıyorlar. Olamaz böyle şey. Toplu taşımacılık çok zor durumda.