Son birkaç gündür yaşananlara baktım şöyle bir…

Uzun uzun düşündüm üzerine…

Hatta yetmedi gece uykularım kaçtı…

***

Biz ne yapıyoruz yahu?

Geçen gün sosyal medyada gördüğüm çöpten yiyecek veya kullanılacak bir şeyler arayan o insanın görüntüsü gözlerimin önünden gitmiyor…

Ülkenin geldiği hale bak…

O FOTOĞRAFIN MECLİSİN GİRİŞİNE ASILMASI LAZIM!

Çöpten yiyecek arayan milletin vekillerinin o fotoğrafı HER GÜN görmesi gerekiyor…

Ancak milletin vekilleri Genel Başkanlık derdine düşmüş, erken seçim kavgasına tutuşmuş…

VAY BE!

Vekili olduğunuz millet yiyecek ekmek bulamıyorken, hayatta kalmak için kullanması gereken ilaca ulaşamıyorken, çocuklarına değil bez, mama alamıyorken ve hatta çöpten ekmek arıyorken vekillerimizin dertlerine bak…

***

Artık eleştirmek veya tavsiye vermek bile gelmiyor içimden…

“Saldım Çayıra Mevla’m Kayıra” hayat mottosu ile yol alıyor siyasilerimiz…

BUGÜNÜ KURTARDIK YARINA ALLAH KERİM!

Ben ne diyeyim ki?

Bana laf düşer mi?

***

Şanslı olan hayatta kalır Kuzey Kıbrıs’ta, şansın yoksa da o senin talihsizliğin…

YA ÇÖPTEN EKMEK ARARSIN YA DA PILI PIRTI TOPLAYIP DÖNERSİN MEMLEKETİNE…

Olayın siyasi yönetimlerle ne alakası olabilir ki?

Tüm dünyada pandemi var ya o bakımdan…

Ah unutmuşum Pandemi ile mücadelede çok başarılıydık biz…

PARDON!

***

Yapımcılara çağrımdır “Hunger Games North Cyprus” diye dizi yapılsın… 

Başrol aramaya da gerek yok. Hepimiz her gün çöpten ekmek bulma mücadelemizle başrolü Oscarlık performanslarla oynamaya hazırız!

***

Ciddiyetsizlik almış başını gitmiş, liyakat desen hak getire, icraat beklemek mi? NAMÜMKÜN!

‘SEHVEN’ kararlar alıyor, ‘ŞANS ESERİ’ yaşıyoruz bunun içinde nasılsa…

***

Önceden çok kızardım çocuklarına “İngiltere’ye git kendini kurtar” diyen ailelere…

Bu ülkenin evlatları bu topraklara faydalı olmalı çünkü!

Üretmeli, kalkınmalı, çalışmalı, dünyaya ayak uydurmalı!

Çünkü bu sadece gençlerle olur! Geleceğimizin teminatı çocuklarımızla olur!

Ülkesi için emek harcayan gençler, ülkesine katkı koyan gençlerimiz tüm ambargoları yıkabilir!

***

Hangi üretim? Hangi kalkınma? Hangi dünyaya ayak uydurma?

Bir buçuk sene oldu biz daha çocukları okula göndermeyi beceremedik…

Çocuklarımız doğdukları topraklarda aç kalmamak için bu ülkeden gitmeye mecbur! (‘Mecazi’ anlamda aç kalmaktan değil, ‘fiili’ anlamda aç kalmaktan bahsediyorum)

Başka bir ülkenin ekonomisine katkı sağlamak zorunda kalıyor çocuklarımız!

Başkasının ülkesi için üretmek zorunda evlatlarımız sırf hayatta kalabilmek için!

Sonra da çıkıyorsunuz kürsülere AD-HOC komite kuruldu da kurulmadı da mahkemeye vereceğiz de erken seçim Ağustos’ta mı olacak da yoksa Ekim’de mi?

Olursa Ekim’e olmazsa da KISMET HANGİ GÜNE OLURSA ARTIK…

***

Erken seçim tarihi belirlemek bir başarı kriteri midir?

Kuzey Kıbrıs’ta yaşıyorsanız EVET…

NE BÜYÜK BAŞARI YA RAB…

***

Eee esnaf?

Eee turizmciler?

Eee eğitim?

Eee sanayi?

Eee işçiler?

Eee çiftçi?

Peki işsiz kalanlar?

Evden atılanlar?

Gıda yardımları ile yaşayanlar?

1,500 TL’ler?

KIB-TEK yolsuzluğu?

***

Sözlerime “BİR KELİMENİN” TDK’daki anlamı ve bir fotoğraf karesi ile son vermek istiyorum:

UTANMAK:

1. onursuz sayılacak ya da gülünç olacak bir duruma düşme nedeniyle bundan üzüntü duymak, utanç duyumsamak.

2. sıkılmak. Ör: "Sana bunu söylemeye utanıyorum"