“Bazıları ittifak yok niye biz Lefkoşa’da aday çıkarmadık diyorlar” şeklinde yaklaşımların sürdüğüne dikkat çeken Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin (CTP) Yerel Yönetimler Sekreteri Muhittin Özsağlam, ilk bakışta bunun böyle görünebildiğini ancak birçok CTP’li belediye başkanına DP ve TDP’nin destek sağlamasının söz konusu olduğunu ifade ederek “Değirmenlik, Gönyeli, Alayköy, Dikmen, Akdoğan ve daha birçok yerde bizlere koalisyon ortaklarımız tarafından verilen destek” dedi. 

Kıbrıs Postası'ndan Vatan Mehmet'e konuşan Yerel yönetim Sekreteri Özsağlam “Ben de bir Muhittin Tolga Özsağlam olarak kendi partimin Lefkoşa’da aday çıkarmasını isterim elbette, ancak ittifak bir anlamda uzlaşma ve bazı noktalarda geri durma halidir” diye konuştu ve partililere mesaj verdi. 

Özsağlam “CTP yönetiminde bulunan birçok belediye başkanımıza ve adayımıza DP ve TDP’nin destek sağlaması söz konusudur. Hatta olmayanlarda bile, geçtiğimiz gece Lefke’de ve Güzelyurt’ta düzenlenen aday tanıtım gecesinde Cemal Gürsel Özyiğit’in kürsüye çıktığını gördünüz sanırım, Güzelyurt’ta da Serdar Denktaş’ın aynı şekilde yer aldığını...” dedi. 

Muhittin Tolga Özsağlam, ekip ruhuyla çalışmalarının sürdüğünü, sosyal belediyecilik ilkesinden hareketle “sosyal belediyeciliği daha ileri taşımayı” hedeflediklerini anlattı.
Özsağlam Kıbrıs Postası’nın sorularını yanıtladı.

“SOSYAL BELEDİYECİLİK İLKESİNDEN HAREKET EDİYORUZ”

Kıbrıs Postası’nın “CTP MYK’sına yeniden dönüş yaptınız, Yerel Yönetimler Sekreteri olarak yerel yönetimlere ilişkin ne gibi adımlar attınız?” sorusuna yönelik ise Özsağlam; 

“Bildiğiniz üzere CTP kurumsal bir yapıya sahip, geçmişten kopmadan ancak yeniliklere de kapalı olmayan bir yerel yönetim politikamız var. Siyaset bir ekip işi, yerel yönetimlerle ilgili proje ve seçim bürosu ekibimizi kurmuş bulunuyoruz. Ekip ruhuyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Aklımız ve fikrimiz Kıbrıs! Diğer bir deyişle tüm yerleşim yerlerimiz... Sosyal belediyecilik ilkesinden hareket ediyoruz ve sosyal belediyeciliği daha ileri taşımayı hedefliyoruz” dedi. Sosyal Belediyecilikten ne anlamamız gerektiğine ilişkin ise Özsağlam şu değerlendirmeyi yaptı; “Sosyal belediyecilik insanı merkeze almaktır... Hizmet odaklıdır ve bir anlamda da toplumsal refahın artırılması için çaba göstermektir. Bu refah bireylere ve toplumun bir kesimine maddi yardım yaparak sağlanmaz. Toplumun önüne ekonomik ve sosyal yaşama dair projeler konulur ve kılavuzluk yapılır... Bir anlamda ekonomik refahın sağlanması için yerel düzeyde ekonomik ve sosyal politikalar üretilir. Örneğin, geleneksel paraların kurulması, geleneksel restoranların reklamlarının yapılması veya diğer esnaf kesimlerinin turistlere tanıtılması gibi… Belediye yayın organının çok dilli olması ve sağlayacağı ulaşım kolaylıklarıyla turistlerin kent ve kasaba merkezlerine taşınması bile bir sosyal ve ekonomik projedir. Herkesin bildiği bir gerçektir ki bugün sahil kentlerimizin ve kasabalarımızın merkezlerine istenile düzeyde turist gelmemektedir. Bunun neticesinde de esnafımızın da mağduriyeti söz konusudur. Başka bir deyişle sosyal belediyecilik üretimin de teşviki ve yerel düzeyde bu üretilen ürünlerin pazarlanmasıdır. Sosyal belediyecilik aynı zamanında kadın dostu yerleşim alanlarını oluşturmaktır ve güvenli mekânların yaşama sunulmasıdır da; Kadın sığınma evi, vs…” 

“EN ÖNEMLİ SORUN ALT YAPI SORUNUDUR…”

Özsağlam Yerel düzeyde en büyük sorunları şöyle sıraladı; “Çok sorun var elbette, en önemli sorun alt yapı sorunudur. Maalesef yağmur drenaj sisteminden tutun da kanalizasyona kadar birçok alt yapı sorunu hala daha ülkemizde mevcut… Bu sorunların çözümü hususunda CTP’li belediyeler geçmişten günümüze önemli adımlar atmışlardır. Ancak bu sorunların tam anlamıyla çözümü için toplumumuzdan tekrar yetki istiyoruz ve bunu da başaracağımıza inanıyoruz. Yaptıklarımız yapacaklarımızın garantisidir. 
Gelişen kentlerimizde ulaşım da büyük bir sorun halini almış durumda hatta küçük kasabalarımızda bile, artık ulaşım sorununa da neşter vurma zamanı gelmiştir, toplu taşımacılık kaçınılmazdır. Bu noktada yerel yönetimlere büyük bir görev düşmektedir. Çağdaş taşımacılığı ülkemize yerel yönetimler üzerinden taşımalıyız; Otobüs ve hafif raylı sistem bu sorunun çözümünde esas rol oynayacaklardır. Bununla birlikte bu seçim, projelerimizde hem sağlık hem de trafik açısından yararlı olacağını düşündüğümüz Bisiklet yollarına da ayrı bir önem veriyoruz. Hafif raylı sistemi veya troleybüs’ü bazı kimseler hayal olarak görüyor ancak bu doğru bir yaklaşım değil, çünkü günümüzde Lefkoşa, Mağusa veya Girne ölçeğinde olan kentlerde hafif raylı sistem veya troleybüs hizmetleri vardır. Kentlerimizdeki trafik yoğunluğunun tek çare toplu taşımacılık ve bisiklet yollarıdır... Mali bakımdan sıkıntı var yapamam demek yerine nasıl kaynak bulabilirim veya yap-işlet devir et modelleri gibi modellerini de alternatif kaynak sağlama olarak da düşünebiliriz bu tür yatırımlar için...”

“YEREL YÖNETİMLERDE KÖKLÜ BİR REFORMUN ŞART OLDUĞUNU BİLİYORUZ”

Özsağlam sözlerine şöyle devam etti; “mali disiplin, şeffaflık ve hesap verebilirlik olmazsa olmazımız. Çağımız bilişim çağı, vatandaş evinde otururken belediyenin gelir ve giderlerini görebilmelidir ve hesap da sorabilmelidir. Bir diğer konu da aşırı istihdamdır, aşırı istihdamdan ve tahsilat zaafından dolayı bazı belediyeler borçlarını ödeyemez durumdadır. CTP olarak bu bağlamda başarıyı yakalamış durumdayız. Sağlıklı bir istihdam ve mali disiplin politikamız var. Ancak yerel yönetimlerde köklü bir reformun şart olduğunu da biliyoruz. Maliyetlerin düşmesi bağlamında belediyelerin birleştirilmesi elzemdir. Bugün 3 çalışan ve bir araçla yapılacak olan bir iş, 9 çalışan ve 3 araçla yapılmaktadır. Böylece küçük belediyelerin personel ve lojistik harcamaları artmaktadır…”

Özsağlam, projelerin elbette belediyelerin öz kaynaklarıyla yapılmasının güzel bir şey, ancak öz kaynaklarıyla proje yapabilen belediye sayısının çok az olduğuna dikkat çekerek “Bundan dolayı Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği fonları kullanılmaktadır. Özellikle son dönemde Türkiye Cumhuriyeti’nin yerel yönetimlerimize proje bazında yaptığı katkılar oldukça önemli bir boyuttadır. AB’nin 1974 öncesi Rumların yerleşimde olduğu yerlere proje katkısı yapmadığını da biliyoruz” dedi.

“DEĞİRMENLİK, GÖNYELİ, ALAYKÖY, DİKMEN, AKDOĞAN…”

“Koalisyon ortakları gerçekten ittifak yapabilecekler mi? Bir de CTP Lefkoşa’da aday niye çıkarmadı?” sorusuna yönelik ise şöyle dedi; “İttifak görüşmelerinde şöyle bir bakış açısıyla masaya oturduk; her yerde ittifak yapmak durumunda değiliz, yerel unsurları da göz önünde bulundurarak hareket etmek durumundaydık. Bununla birlikte her parti kendi yararına da bir pozisyon almak durumundaydı. İttifak oldu ancak elbette her yerde değil, bazıları ittifak yok niye biz Lefkoşa’da aday çıkarmadık diyorlar... İlk bakışta öyle görülebilir ancak şu an CTP yönetiminde bulunan birçok belediye başkanımıza ve adayımıza DP ve TDP’nin destek sağlaması söz konusudur. Hatta olmayanlarda bile, geçtiğimiz gece Lefke’de ve Güzelyurt’ta düzenlenen aday tanıtım gecesinde Cemal Gürsel Özyiğit’in kürsüye çıktığını gördünüz sanırım, Güzelyurt’ta da Serdar Denktaş’ın aynı şekilde yer aldığını... Değirmenlik, Gönyeli, Alayköy, Dikmen, Akdoğan ve daha birçok yerde bizlere koalisyon ortaklarımız tarafından verilen destek söz konusu... Ben de bir Muhittin Tolga Özsağlam olarak kendi partimin Lefkoşa’da aday çıkarmasını isterim elbette, ancak ittifak bir anlamda uzlaşma ve bazı noktalarda geri durma halidir...”

“YEREL YÖNETİM BİRE BİR YAŞAMA DOKUNMAK DEMEKTİR…”

Özsağlam sözlerini şöyle tamamladı “Yerel yönetim bire bir yaşama dokunmak demektir. O yüzden kaliteli hizmet almak bağlamında tüm toplum kesimlerinin yerel seçimde sandığa gitmesini arzu ediyorum. Unutmayalım ki yerel seçimlerde günlük yaşamımızı etkileyecek kişileri seçeceğiz. Geçmişte yaşanan olumsuzlukları hala daha unutmadık. O yüzden toplumumuz CTP adaylarına ve CTP’nin destekleyeceği bağımsız veya diğer partilerin ittifak adaylarına destek versin diyoruz. Sağlıklı ve yaşanabilir bir çevre, iyi bir kentsel ulaşım ağı ve yerel refahın sağlanması için haydi sandığa diyoruz... Diğer bir deyişle Kıbrıs İçin, Mağusa için, Alaykoy için, Lefkoşa için, Girne için, Güzelyurt için vs...”