Yeşil Barış Hareketi, dünyada var olabilmeyi sürdürebilmenin ancak bütün canlıların birlikte ve eşit koşullarda suya ulaşabilmeleri ile mümkün olacağına işaret ederek, “Suya yapılan her müdahale insana, doğaya ve hayata karşı işlenmiş bir suçtur. Geleceğimizin ancak suyumuz kadar olduğunu hiç unutmamalıyız” dedi. 

Yeşil Barış Hareketi Yönetim Kurulu, Dünya Su Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, suyu kayıtsızca ve savurganca kullanmanın hem kendi, hem de diğer canlıların geleceğini çalmak anlamına geldiğini vurguladı. 

Suyu doğru kullanmak ve tasarruf etmek için su politikalarının belirlenmesi, su kaynaklarının korunması için mekanizmalar oluşturulması gerektiğini belirtilerek, şunlar kaydedildi:

“22 Mart, Birleşmiş Milletler tarafından 1993 yılında Dünya Su Günü olarak ilan edilmiş ve o günden beri tüm dünyada ve kamuoyunda su bilincinin arttırılması hedefiyle, suyun öneminin dünya gündemine taşınmasına vesile olmaktadır.  Bu yılın teması ‘Hiç kimseyi geride bırakma!’dır. Su hem insanlar arasında, hem de diğer canlılarla eşit ve hakça paylaşılmalıdır. Verilmek istenilen mesaj ise; yaşamayı, dünyada var olabilmeyi sürdürebilmek, ancak bütün canlıların birlikte ve eşit koşullarda suya ulaşabilmeleri ile mümkündür”

Yeşil Barış Hareketi, yaşamın en temel ihtiyaçlarından biri olan suyun, küresel ısınma, nüfus artışı, kaynakların kirletilmesi ve plansız büyüme ile birlikte tükenmeye başladığını belirterek, kullanılabilir ve içilebilir temiz suya erişim konusunda her gün artan birtakım sorunlar yaşandığını ifade etti. 

“Kullanılabilir ve içilebilir temiz suya erişim temel bir insan hakkıdır ve hayatın özüdür. İnsan hakkı olmanın yanı sıra diğer tüm canlıların da en doğal ortak hakkıdır. Geleceğimizin, ancak suyumuz kadar olduğunu hiç unutmamalıyız” ifadelerinin kullanıldığı açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Suyu kayıtsızca, savurganca kullanmak hem kendimizin hem de diğer canlıların geleceğini çalmak anlamına gelmektedir. Dünyada su artık en önemli yaşamsal kaynaktır. Suyu doğru kullanmayı ve tasarruf etmek için ulusal, bölgesel ve yerel düzeyde su politikaları belirlenmeli, su kaynaklarının korunması konusunda mekanizmalar oluşturulmalı ve belirlenen politikalar temel alınarak geliştirilmelidir. Her damla su değerlendirilmeli, herkesin temiz ve sağlıklı içme suyuna erişimi sağlanmalıdır. Su kaynaklarının verimli kullanılması, suyun israf edilmemesi, ülkemizde ve yeryüzü genelinde su dengesinin bozulmaması, var olan kaynakların iyi ve adil yönetilmesi için gerekli çalışmalar yapılmalı, su tasarrufu konusunda bilinç geliştirmeye yönelik çalışmalara ve politikalara ağırlık verilmelidir.

Her yıl milyonlarca insanın temiz su yerine sağlıklı olmayan suya bağlı hastalıklardan öldüğü bir dünyada, suyun yaşamımızda ne kadar önemli ve öncelikli olduğunun bilincine varmalı ve bu yaşamsal kaynağı, başkalarının hakkını çalmadan, hakça paylaşmayı öğrenmeliyiz.
Unutulmamalıdır ki; canlı hayatın olmazsa olmazı ‘Su’dur. Suya yapılan her müdahale insana, doğaya ve hayata karşı işlenmiş bir suçtur. Yeşil Barış Hareketi olarak herkesi su konusunda duyarlılığa davet ediyoruz.”