YKP Genel Sekreteri Murat Kanatlı, Atatürk Öğretmen Akademisi (AÖA) ile Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) arasındaki protokol ile yapılmaya çalışılanların çok net olduğunu kaydetti, mücadeleye destek belirtti.

Kanatlı yazılı açıklamasında, Atatürk Öğretmen Akademisi ile LAÜ arasındaki protokolün bir süredir kamuoyunda tartışılmakta ve “haklı olarak” KTÖS ve akademi öğrencilerinin tepkisine neden olmakta olduğunu kaydederek, “YKP olarak dayanışmamızı ortaya koyarız” dedi.

BEROVA'YA HATIRLATMA 

Esas niyetlerden birinin, Kıbrıslı Türklerin yönettiği kurumlardan birini daha kapatma olduğunu savunan Kanatlı, “Bunu protokolü okuyan herkes rahatlıkla anlayabilir. Tartışmalardan anladığımız Sayın Berova’nın kesin olarak protokolü henüz okumadığıdır” dedi. Kanatlı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Sayın Berova’ya tane tane anlatmamız gerekirse, bir doktor olarak bilecektir ki, benzeri bir protokol süreci Hemşirelik Yüksek Okulu için de yapılmıştı, özel okul bünyesinde bir sürü vaatlerle devam edecekti ve sonucunu sanırız yakından bilmektedir… Bu nedenle arşivler unutmaz, sözler verirmiş gibi yaparken geçmiş örneklere bakıp, dikkatli olmasını hassasiyetle öneririz.

"ARKA KAPI YOLU..."

Bunun yanında başka bir tehlike, yıllardır tartışması yapılan okul öncesi ve ilkokul öğretmeni yetiştirme konusunda, akreditasyonda yaşananlar için arka kapı yolu denendiği anlaşılmaktadır. İsmi çok tartışmalı olmayan LAÜ aracılığı ile okul öncesi ve ilkokul öğretmeni yetiştirme akreditasyonu özel üniversitelere de kaydırılmak isteniyor, protokol buna da aracı olacak…

Protokolün haklılığı için kamuoyuna sıralanan gerekçeler de bir kez daha plansız ve programsız yapılan işleri bizlere hatırlattı… On yıllardır öğrenci sayısı belli olan bir kurum için önce akademi yapılması, sonra koca bina yapılması, bugün ise ‘koca bina atıl mı kalsın’ sorusu ile Öğretmen Kolejini adım adım kapatma sürecine zemin arandığına şahit olmaktayız. Giriş kapısı yönünün bile yanlış yapıldığı, zaman zaman sağlamlığının tartışması da gündeme gelen akademi binası hangi plan ve program çerçevesinde bu hali ile yapıldıydı? Bu bina yapılma sürecinde birilerine rant sağlandı mıydı? ‘Bina atıl kalmasın’ diyenleri bu soruları cevaplamaya çağırırız… Her şeye rağmen bina ordadır, bu bina hizmet içi kurs merkezine dönüştürülebilir, bu bina içine ölçme değerlendirme ve program geliştirme merkezi kurulabilir yani eğitim sistemini ve eğitimcileri geliştirecek bir yapıya dönüştürülebilir. Ama bu binanın en son yapılacağı şey, yeni bir üniversite kampüsüne dönüştürülmesidir!”

Bu bina tartışması, yalnız akademi binası ile ilgili değildir, doktor bulmakta sorun yaşanırken dev hastaneler yapma girişimlerinin de bizleri nerelere sürükleyeceğinin işaretlerini taşıdığı için de önemlidir. Yarın benzer protokoller sağlık sistemi için de gündeme gelebilecektir...”