YKP Sekretarya Üyesi Alpay Durduran yazılı açıklamasında, kararnameler konusunu değerlendirdi.

Durduran, Anayasa’nın “yasanın olmadığı yerde icra (yürütme) olmaz” ilkesini benimsediğini ve yasa olmadan veya yasaya aykırı olarak icraata izin vermediğini ifade etti.

Ancak hükümetin, Anayasa’ya aykırı şekilde kararnamelerle Meclis’i bir kenara attığını öne süren Durduran, Meclis tatilinin sona erdiğini, bu yüzden yasa gücündeki kararnamelerin derhal Meclis gündemine getirilmesini istedi.

Durduran, kararnamelerin yapabileceği ile yapamayacaklarının da Anayasa’da belirtildiğini fakat bunun hiç dikkate alınmadığını savunarak, şöyle devam etti:
“Ekonomik konularla sınırlı yasa gücünde kararnamelerin mali konularda çıkarılamayacağı kuralı da ihlal edilmiş, yasadan alınan yetkilerle çıkarılabilecek olan kararnamelerin de suç ve cezanın ancak yasayla konulabileceği anayasal kuralı da ihlal edilmiştir.

İktidar hukuku ayaklar altına almıştır. Anayasal kural olan sözleşme yapma hakkını da ihlal ederek yasal düzen yerine gerçek ve tüzel kişiler arasında uzlaşmalara kapı açılarak hukuk dışı işlemlere zorlama yapılmıştır. Onun dövizden kurtulma amaçlı adımlara rağmen mevduatlar ve merkez bankası hesaplarında dövizler TL’den çok olmuştur. İktidarın amaçları havada kalmıştır. Diğer önlemleri gibi amacın tersine işlemiştir. Açıkça görülüyor ki yasal düzen yerine popülist ve yasadışı bir düzen sürüp gidecektir.

Bu kriz döneminde hükümet alacağı önlemlerle kaş yapayım derken göz çıkarmıştır.

Merkez Bankası’na verilen tüm kamu hesaplarını birleştirme emri nedeniyle hangi acil işlere para ayrılması gerekli ise korunması olanağını denetleme ortadan kalkmıştı. Bu kriz döneminde fonların amaçları dışında kullanılmamasına özen gösterilmesine merkez bankasının desteklemesi olanağı yoktur. Bunu olsun düzenlemek ve yasal yetki olmadan para harcamayı zorlaştırmak düşünülmemiştir.

Bu koşullarda iktidarın krizi doğru yönetmeyeceği açıktır, ama buna ses çıkarmayan bir meclis ortada iken başka bir seçenek ancak halka başvurularak kurulabilir ki halkın da çareyi nereden arayacağı belli değildir.”