Ülkemizde okul taksitleri, ev kiraları gibi sayabileceğimiz birçok şeye döviz üzerinden borçlanıyoruz. Ekonomik olarak hayat pahalılığı ile aynı doğrultuda döviz, dolayısıyla vatandaşların mağduriyeti de gittikçe artmakta.

Dövizin artışı ile birlikte dövizle borç yapan vatandaşların da mağduriyetinin artması bağlamında Haberal Kıbrıslı gazetesinden Candan Mert'e açıklamalarda bulunan Ekonomist Prof. Dr. Vedat Yorucu, vatandaş mağduriyetlerinin azaltılması hususunda bankaların gitmesi gereken düzenlemelerden bahsederken, borca girecek insanlara döviz yerine Türk Lirası(TL) üzerinden borca girmeleri tavsiyesinde bulundu.

“TL üzerinden borçlanın”

Ekonomist Prof. Dr. Vedat Yorucu, Haberal Kıbrıslı’ya yaptığı açıklamasında dövizdeki mevcut artışın yaşanacağının önceden bilindiğini aktarırken, geçmişte borçlanma durumunda olan herkese ‘borçlanırken veya bankalardan kredi alırken TL cinsinden borçlanılması’ önerilerinde bulunduklarını ifade etti. Bankaların ileriyi görememelerinden dolayı borçları daha çok döviz üzerinden tavsiye ettiğini dile getiren Vedat Yorucu, geliri Türk Lirası olan tüketici ve yatırımcılara daha önce de TL cinsinden borçlanmalarını önerdiklerini belirtti. Yorucu, TL’de faiz oranının yüksek olmasının yanında belirsizliğin giderek TL üzerinde birtakım olumsuzluklar oluşturabileceğini ve döviz çerçevesinde de olumsuz dalgalanmalar ortaya çıkabileceğini söylediklerini aktardı. Bunun üzerine vatandaşların bir kısmının borcunu yeniden yapılandırma amacıyla bankaya giderek döviz borcunu TL’ye çevirdiğini dile getiren Ekonomist Vedat Yorucu, “Zamanında bizi dinlemeyenler döviz borçlarından dolayı şimdi sıkıntıya girecektir” dedi.

“Döviz daha da artacak”

Ekonomist Yorucu, Haziran ayında Amerika Merkez Bankası’nın bir faiz artırımının daha olacağını ve bunun da döviz borçlanan bireylere olumsuz olarak yansıyacağını kaydetti. Türkiye’nin jeopolitik gelişmelere bağlı olarak birtakım belirsizlikler içerisinde olduğunu ve bunun da TC ekonomisine olumsuz yansıdığını dile getiren Vedat Yorucu, bu gibi durumların TL’nin döviz karşısında değer kaybetmesine neden olan durumlar olduğunu belirtti. Dolayısıyla dövizin önümüzdeki dönemlerde daha da artacağını söyleyen Yorucu, vatandaşın bu konuda geleceğini düşünerek davranması ve elinden geldiğince tüketimlerini Türk malları üzerinden yapması gerektiğini ifade etti. Bunların yanında vatandaşların illaki borçlanacaksa TL cinsinden borçlanması gerektiğinin altını çizen Vedat Yorucu, imkanın olması dahilinde döviz olarak borçlanılan eşya/gereçlerin satılıp, borçların ödenmesinin vatandaşın kendisi açısından yararlı olacağını kaydetti.

“Suçlu; tüketicinin kendisidir”

Vatandaşların borçlarını TL’ye geçecek biçimde yapılandırabilmesi durumunda bu işlemi yapmasının önemine değinen Ekonomist Vedat Yorucu, “Aksi takdirde mağduriyet artarak devam edecektir ancak bunun suçlusu ne bankalardır, ne de hükümettir. Bunun suçlusu; krediyi kullanan tüketicinin kendisidir” ifadelerini kullandı. İthal edilen birçok üründe fiyatların döviz üzerinden belirlendiğini ve bankaların kredi kullandırırken tercihlerinin döviz üzerinden kredi kullandırmak olduğunu kaydeden Yorucu, bu noktada yapılabilecek bir şeyin ve suçlanacak birinin olmadığını aktardı. Bu noktada tüketicinin borçlanmasından dolayı borcuna katlanması gerektiğinin altını çizen Yorucu, hiçbir bankanın borç yapan kişiye zorla borç yaptırmadığını ve kişinin şahsi borçlarını ödemekle yükümlü olduğunu dile getirdi.

“Konut sektörü iflas edecek”

Galerilerin arabaları döviz üzerinden ithal ettikleri için satarken sterlin üzerinden satıldığını belirten Ekonomist Vedat Yorucu, “Eğer siz bile bile gidip riske atılarak arabanızı veya evinizi almışsanız, bunu ödeyeceksiniz. Eğer ödeyemeyecek durumdaysanız, almayacaktınız.” ifadelerini kullandı. Bireylerin gelirleri ile orantılı olarak borç yapmasının önemine değinen Vedat Yorucu, aksi halde neler olabileceğinin görüldüğünü aktardı. Yakın tarihlerde konut sektörünün iflas edeceğini ve inşaat sektöründe büyük bir bunalım içerisine girileceğini ileri süren Ekonomist Yorucu, mevcut konumda 130-150 binlerde gezen ev fiyatlarının ileriki dönemlerde düşeceğini iddia etti. Borçlanarak yatırım yapan birçok yatırımcı ve müteahhidin iflas edeceği yönünde düşüncelerinin bulunduğunu aktaran Yorucu, bu durumun genel ekonomiye olumsuz yansıyacağını ve halkın bu bağlamda hazırlıklı olması gerektiğini ifade etti.

“Öngörülenler gerçekleştirilsin”

Annan planı sonrası yaşanan süreç gibi hızlı inşaat büyümesi ve ekonomiye ivme kazandırmasının uzun süreli olmadığını belirten Vedat Yorucu, bir taraftan çevre ve görüntü kirliliği oluşturulurken, diğer taraftan bu sektörlerde ani durma meydana geldiği zaman büyük bir işsizlik sorunu ile karşı karşıya kalındığını aktardı. Bu durumun ‘büyümenin yavaşlaması’ anlamını taşıdığını kaydeden Yorucu, bu noktada dikkat edilmesi gereken hususun hükümetin orta vadeli büyüme programı içerisinde öngörülenlerin gerçekleştirilmesi olduğunu ifade etti.

“Ekonomi kendisini toparlayacak”

Bu çerçevede geçmişte alınan tedbirlerin bulunduğunu ve alınmaya devam edeceğini vurgulayan Vedat Yorucu, mevcut konumda TC Merkez Bankası’nın piyasalara müdahale etme kabiliyetinin bulunmamasının yanı sıra, böyle bir isteğin de olmadığını dile getirdi. Ekonomist Vedat Yorucu, hükümetin de bu bağlamda tedbir alacağını düşünmediğini ifade ederken, serbest piyasada ekonominin kendini olması gereken konuma getireceğini ancak bunun da zaman alacağını aktardı.