Anayasa Mahkemesi olarak oturum yapan Yüksek Mahkeme, kuran kurslarının kapatılması konusunda karar aldı.

Anayasa’nın Laiklik ilkesine karşı olduğu ifade edilerek alınan karar bugün açıklandı.

Hizmet Sendikası (HİZMET-SEN) tarafından devlete açılan dava sonuçlandı. Dava sonucuna göre Din İşleri Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Değişiklik Yasası’na yeni eklenen 8B maddesi yani Din İşleri Komisyonu adında bir komisyonun halk arasında bilinen ismi ile “kuran kursu” düzenleme yetkisi elinden alındı.

Anayasa Mahkemesi, Davacı tarafından, bu maddenin Anayasa’nın 1. maddesinde belirtilen “Laiklik” ilkesine aykırı olduğu gibi; ayrıca Din eğitim ve öğretiminin, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılacağını öngören Anayasa’nın 23(4). Maddesine ve   Anayasa’nın 59. maddesinde vücut bulan   “Her türlü öğretim ve eğitim etkinliği Devletin gözetim ve denetimi altında serbesttir” ,”Çağdaş bilim ve eğitim ilkelerine aykırı öğretim ve eğitim yerleri açılamaz.” ve  “Halkın öğrenim ve eğitim gereksinimlerini sağlama Devletin başta gelen ödevlerindendir. Devlet, bu ödevini, Atatürk İlkeleri ve Devrimleri doğrultusunda, ulusal kültür ve manevi değerlerle bezenmiş bir muhteva, çağın ve teknolojinin gelişmesine, kişinin ve toplumun istek ve gereksinimlerine yanıt verecek planlı bir şekilde yerine getirir” hükümlerine aykırı olduğunu iddia etti.

Anayasa Mahkemesi de bu iddia ışığında mezkur maddenin Anayasa’ya aykırı olduğunu kabul ederek iptal kararı verdi.

Bu karar, KKTC’de kuran kurslarıyla ilgili verilen ilk karar olduğu gibi; Laiklik ilkesinin tartışıldığı ilk dava olma özelliğine de sahip.

SINIRSIZ YETKİ DE AYKIRI BULUNDU

Öte yandan 2017 yılında Din İşleri Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Değişiklik Yasası’nda yapılan değişiklikle Din İşleri Başkanı, Din İşleri Başkan Yardımcısı kadrosu için aranan nitelikleri haiz olanlar arasından, münhal olan her bir kadro için iki kişiyi belirleyerek Yönetim Kuruluna sunar ve Yönetim Kurulu,  her bir kadro için bir kişiyi belirleyerek atamaları yapıyordu.

Yukarıda yer alan düzenleme, mezkur yasa ile Din İşleri Dairesi bünyesinde yaratılan Din İşleri Başkan Yardımcısı kadrosunun, Din İşleri Başkanı tarafından her bir kadro için belirlenip Yönetim Kurulu’na sunulacak iki kişi arasından Yönetim Kurulu tarafında doldurulacağını içermekteydi.

Bu madde, Din İşleri Başkan yardımcısı atanması, yasayla düzenlenmesi gereken bir konu olmasına rağmen; atanacak kişinin belirlenmesinde İdare’ye (Din İşleri Başkanı’na) sınırsız ve/veya keyfi ve/veya hiçbir ölçü ve kıstasa bağlı olmayan ve/veya objektif hiçbir ölçüt içermeyen bir yetki tanımakta olduğundan Anayasa Mahkemesi tarafından  Anayasa’nın 1. ve 4. maddelerine aykırı bulunarak iptal edildi.