Geçtiğimiz hafta, Suriye kaynaklı olduğu iddia edilen petrol sızıntısı ile ilgili stresli bir hafta geçirdik.

Bence her olumsuz durumdan, kendi lehimize olacak olumlu dersler çıkarmamız gerekir. Bunu hem ülke olarak, hem de Karpaz bölgesi olarak ele almamız çok önemlidir.

Son yaşan olayları yakından takip eden biri olarak, bölgem adına ne kadar eksikliğimiz olduğunu bir kez daha görmüş oldum.

İşin en acı tarafı, çaresizce Rüzgârın yönünü beklememiz oldu. Ve bunu en yetkili ağızdan duymak, daha da acı oldu.

Kıyılarımıza oldukça yaklaşan katı atık, çok şükür etkisini kaybederek denize gömüldü. Ancak bunun kıyı şeritlerine vurmaması her ne kadar sevindirici olsa da, deniz ve deniz canlılarına vereceği zararı düşünmek bir o kadar acı verici. Yapılan açıklamalarda, yaklaşık 1000 km alana yayıldığı söylenen katı atığı durd-durmak için tüm imkanlarımızın 40 - 50 km’lik bariyer olması çok acı.

Kriz masasından, sahada çalışan tüm personele kadar insanüstü çaba gösterildi. Ancak teknik ekipman, analiz, insansız hava araçları gibi teknik donanıma sahip olmamamız da, göze çarpan eksiklerden oldu.

Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinin hemen ada da olması, sıkıntılarımıza çözüm araması da bizim için oldukça sevindiricidir.

Ancak, yine en büyük eksikliğimizin acil eylem planı olmamasıdır. Bunu hem kısa vadede, hem de uzun vadede görmüş olduk.

Çok büyük bir koordinasyon eksikliği olsa da, Rüzgârın yönünü çevirmesi ile felaketin eşiğinden dönüldü.

Yazımın başında da söylediğim gibi, her olumsuz durumdan dersler çıkarmamız gerekir.

Bir ada ülkesi olmamız ve de, kıyı şeritlerimizin sorunlu ülkelere komşu olması, bizim için önemli bir tehlike.

Bomba seslerini yakından duyduğumuz, petrol sızıntılarını yıllarca sahillerimiz de gördüğümüz bir ortam da, kısa ve uzun vadeli eylem planlarımızın hazır olması elzemdir.

Bunun için, devleti yöneten tüm kurum ve kuruluşların elini taşın altına koyması gerekir.

Ne başka bir KIBRIS,  ne de başka bir KARPAZ yoktur.

Güneşin Doğduğu Yerden, Herkese Selam Olsun.