Yeni Bakış'tan Özlem Çimendal'ın haberine göre, Son günlerde hızla tırmanan uyuşturucu kullanımının özellikle üniversite kampüsleri ve yurtlarında artış göstermesi beraberinde üniversite ve yurtlardaki denetim mekanizmasının ne ölçüde işleyip işlemediği sorusunu da getirmeye başladı. 

"Yurtlarda uyuşturucu suçunda artış"

Özellikle son dönemlerde üniversite öğrencilerinin yaşam alanları olan yurtlarda uyuşturucu madde tasarrufu, hatta yetiştiriciliği konusunda artış görülmesi gözleri, üniversitelerde denetim noktasına çevirdi. 

"Uyuşturucu yetiştiriciliği de yapılıyor"

Öte yandan sık sık kamuoyunun gündemine de gelen üniversite içerisindeki yurtlarda uyuşturucu madde yetiştiriciliği ve tasarrufunun nasıl kontrol altında tutulduğu ya da tutulabileceği, denetimlerinin nasıl yapıldığı da merak konusu oldu.

"Üniversitelerde plansızlık ve vizyonsuzluk en büyük sorun" 

Eğitim uzmanı Salih Sarpten, konu ile ilgili Yeni Bakış’a yaptığı açıklamada, yükseköğrenimde plansız yapılaşma ve vizyonsuz icraatlar nedeni ile nitelikli eğitimin değil, ticari kaygılar ışığında çarpık bir yapının hayat bulduğuna işaret etti. 

“Öğrenci yurtları denetim altında olmalı”

Sarpten, KKTC’de üniversite öğrencilerinin yaşamlarını sürdüğü yurtlar hatta kimi zaman evlerin daha sağlıklı ve daha nitelikli, uyuşturucu ve madde bağımlılığından uzak olması ve daha nitelikli denetim altında olan mekanlar olması gerektiğinin aşikar olduğuna vurgu yaptı. 

“Öğrencinin yaşamından, ulaşımına, sosyal ortamına kadar planlanmalı”

Sarpten, üniversite ve yurtlarda bu gibi sorunların yaşanmasındaki en önemli problemlerden birinin yüksek öğretimin planlı programlı şekilde ele alınmaması olduğunun altını çizdi. Sarpten, “Bir kente üniversite kurarken, gelecek olan öğrencinin nerede yaşayacağı, ulaşımının nasıl olacağı, sosyal yaşamında nerelere kanalize edileceğinin planlanıp programlanması lazım” dedi. 

“Öğrencileri kendilerini uyuşturucu bağımlılığı ile tanışabilecekleri ortamların içinde bulabiliyor”

Üniversite öğrencilerinin yaşam alanlarının üniversite ve devlet tarafından planlanıp çok yönlü düşünülmesi gerektiğine işaret eden Sarpten, aksi takdirde öğrencilerin uyuşturucu, alkol gibi zararlı ve öldürücü alışkanlıklara alışabilecekleri ortamlara ulaşmalarının ya da o ortamların içinde kendilerini bulmalarının da söz konusu olabileceğine değindi ve üniversitelerin sadece ticari kaygı temelinde düşünülmemesi gerektiğini vurguladı. 

“Sadece üniversite kurmak yetmiyor, sonrası da önemli”

Sarpten, “Kentlerin öğrenci dostu olması lazım. Aksi halde gençler uyuşturucu ya da madde ve madde bağımlılığı ile tanışabilecekleri ortamlarda kendilerini bulabiliyorlar. Bunun tek çözümü planlı programlı yükseköğrenim yapısına göre gitmek, sadece üniversite kurmak değil, o üniversitede öğrenci olacak gençlerin tüm yaşamlarını dikkate alacak yaklaşımları hakim kılmak gerekmektedir. Kentleri öğrenci dostu kentler haline getirmek lazım. Aksi halde bu gibi sorunlarla karşılaşmanın önüne geçilmeyecektir. Ki karşılaşmaya da hala devam ediyoruz zaten” şeklinde konuştu.