Bir ara denmişti ya, “İngiltere KKTC’yi tanıyacak”…

Bu çok zor bir olasılık ama sık sık “İngiltere’den Ercan’a direkt uçuşlar kesin başlayacak, aha bizim Londralı vatandaşlar da imza topluyor” da deniyor ya!

Bugün, bu konuya bir miktar girmek istedim…

Haliyle “hem KKTC, hem Kıbrıs Cumhuriyeti hem de İngiliz vatandaşı”yım; bu konuda, ciddi sayıda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kardeşim kadar “konuşma”, “bilgi verme” hakkım olsa gerek diye düşünmekteyim!

-*-*-

İngiltere’de kaç dışişleri bakanı var?

Tabii ki bir tane!

Dominic Raab…

Yani İngiliz dışişlerinin patronu bu kardeşimizdir…

-*-*-

Ancak Dışişleri Bakanlığı bünyesinde, bakanın altında görev yapan dört tane de “devlet bakanı” diyebileceğimiz kişi bulunur…

Ve yine bu dört adet devlet bakanının yanı sıra, hemen hemen aynı siyasi seviyede iki tane de “müsteşar” sıfatı verebileceğimiz “seçilmiş” ya da “Lord” unvanlı görevli “kabine üyesi” vardır…

-*-*-

Bu altı “siyasetçi devlet bakanı ya da müsteşar sıfatlı kişi”, Dışişleri Bakanı’nın “ilgili başlıklardaki” yardımcılarıdır…

Yani şöyle söyleyelim; aslında İngiltere’de bir adet dışişleri bakanı ve altı adet de yardımcısı bulunmaktadır…

-*-*-

Ve tabii ki asıl işi yapan “bürokratlar” da onların altındadır…

Asıl kararları bu bürokratlar üretir, yukarıdaki bakan veya yardımcıları da siyasi sorumluluğu üstlenir…

Mesela bakanlığın en önemli karakteri, “Daimi Müsteşar” sıfatlı Sir Philip Barton’dur ki kimse adını bile bilmez…

O’nun altında da 16 tane birimin direktörleri oturur… Görev yapar… Esas işi onlar çevirir…

Ancak açıklamalar, yanıtlar “siyasi atamaların” görevidir…

-*-*-

Dışişleri Bakanı Dominic Raab’ın, “bakan yardımcısı” olarak da kabul edebileceğimiz altı adet “siyasi” yardımcısından biri Wendy Morton’dur…

Morton, milletvekilidir…

Ve ülkesinin Avrupalı Komşuları ile Amerika ülkeleri “O’ndan sorulur”…

-*-*-

Geçenlerde İngiliz Dışişleri’ne bir soru soruldu.

Bu soruya, yazılı olarak Wendy Morton yanıt verdi…

Morton’a sorulan soru, haliyle bizi ilgilendiren bir soruydu ki, burada yazı konusu yapıyoruz…

Efendim ne mi soruldu?

-*-*-

Morton’a ya da bakanlığına sorulan soru özetle şuydu:

“Gardaccığım, Kuzey Kıbrıs’a doğrudan uçuş olacak mı?”

Ve Morton’un yanıtının özeti de şu şekildeydi:

“… Kıbrıs'ın Türk işgali altındaki bölgesine İngiliz hükümeti tarafından izin verilen herhangi bir doğrudan uçuş önerisi yoktur…”

“Uluslararası toplumun tümüyle birlikte Birleşik Krallık da ‘self declared’ yani kendi kendine gelin güveyi olmuş ‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni bağımsız bir devlet olarak tanımıyor. (Türkiye hariç)…”

“Birleşik Krallık, Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü ile birlikte Ercan diye bir havaalanını da tanımıyor.”

“… Sonuç olarak, Kıbrıs'ın kuzeyindeki yönetim ile bir ‘Hava Hizmetleri Anlaşması’ müzakere edemeyiz, bu nedenle doğrudan uçuş yoktur”.

“… Ayrıca, Birleşik Krallık ile Kıbrıs'ın Kuzeyi arasındaki doğrudan uçuş yapılması halinde, ülkemiz, 1944 Şikago Sivil Havacılık Sözleşmesi kapsamındaki uluslararası yükümlülükleri ihlal etmiş olacaktır… Şikago Sözleşmesi’ne göre, Birleşik Krallık ile Kıbrıs’ın Kuzeyi arasında doğrudan uçuş yapılması yasaklanmıştır ve bu yasak, Birleşik Krallık Temyiz Mahkemesi kararı ile de tasdiklenmiştir.”

-*-*-

Özetleyelim:

İngiltere, KKTC’yi tanıyacak denmişti ya; bu konuda yapılan son resmi açıklamaya göre, İngiltere yani Birleşik Krallık, bırakın KKTC’yi tanımayı, Kıbrıs’ın Kuzey kısmını, “Türk işgalinde” kabul ediyor…

Dominic Raab, yani bakan, ülkesinin Türkiye ile ilişkilerine zarar vermemek adına bunu dile getirmiyor olabilir ama resmi duruş nettir ve ortadadır…

İngiltere ile Kuzey Kıbrıs arasında doğrudan uçuş izni verilmeyecektir.

Kaldı ki bu iznin verilmesi, uluslararası sözleşmelere, uluslararası hukuka aykırıdır.

Bu aykırılığı, İngiliz Temyiz Mahkemesi de tespit etmiş, karara bağlamıştır.

-*-*-

Wendy Morton başka ne mi demiştir?

Gelin, onlara da bakalım:

1 - Birleşik Krallık Hükümeti, kapsamlı bir çözümün bu karmaşık sorunları çözmek için en iyi şans olduğuna inanıyor.

2 - Birleşik Krallık Hükümeti, Kıbrıs'ta Çözüme ulaşmak için BM sürecini desteklemeye kararlıdır.

3- Dışişleri Bakanı Dominic Raab, Kıbrıs Sorununa "BM Güvenlik Konseyi parametreleri dahilinde" bir çözüm bulmak için "tüm tarafları esneklik ve uzlaşma göstermeye çağırmaya devam etmektedir"…

-*-*-

Hem BM Güvenlik Konseyi Daimi Üyesi, hem Türkiye’nin en yakın dostlarının en başında geleni, hem de Kıbrıs’ın üç garantöründen biri olan İngiltere “kapsamlı bir çözüm” ve bunun da “BM parametreleri” kapsamında olmasından yanadır…

-*-*-

Efendim, bunları neden mi yazdım?

Yani, illa ki Türkiye ve KKTC tarafı, bunlara “uymak” zorunda mıdır?

Haşaaaaa!

Ne münasebet!

Tabii ki uymak zorunda değildir!

-*-*-

Ama “Federal çözüm öldü… Eyyy BM… Eyyy İngiltere…” gibi “çıkışlar” olacaksa; hani 20 Temmuz hazırlıkları açısından; belki bir yerlere not edersiniz diye belirtmek istedim…

-*-*-

Ayrıca, bilmemiz gerekir ki, “… Zeki Müren de bizi görecek mi?” sorusuna vereceğiniz “evet görecek” yanıtı; “İngiltere, KKTC’yi tanıyacak mı?” sorusuna vereceğiniz “evet tanıyacak” yanıtından daha olasıdır!