Özlem Çimendal

“İnsanları güldürmek önemli ama sadece güldürmek yetmez önemli olan güldürürken düşündürmek değil düşündürürken güldürebilmektir. Ben komedyen değilim sadece insanlara içinde bulunduğumuz bazı gerçekleri daha farkındalıklı olarak eğlenceli bir şekilde sunmaya çalışarak faydalı bir şeyler yapmaya çalışıyorum” diyor Haşim Volkan ve başlıyoruz sohbetimize.

Haşim Volkan’ı biraz tanıyacak olursak bize neler söylemek istersin?

“Bana bir derste hocamın biri şöyle demişti: Haşim ismi ‘Haşim’ olmadan Haşim olamaz. Haşim tek başına yazıldığında kelimeyi tanımlar seni değil. Kişi ismiyle tanımlanamaz. Bizim ülkemizde kişiyi tanımlamak için yaptığı işlere bakacaksın. Soy isim ‘oğulları’ vs. etiketler seni anne ve babanın simgesi olmaktan öteye geçiremez. Ben Avustralya’da dünyaya gelip Kıbrıs’ta yaşamış, İngiliz dili ve edebiyatı mezunu master’ını da bu alanda yapmış, şu anda da medya ve iletişim alanında doktorasını yapan biriyim.  Aynı zamanda dans yarışmalarında fitness yarışmalarında çeşitli dereceleri olan bir zamanlar futbolculuk döneminde de başarılı bir oyuncu olarak yaşamını sürdüren, yaptığım işi hep en iyi yapmaya çalışan biriyim diyebilirim. Tüm bunların yanı sıra 10 yıllık bir DJ’lik hayatım da var bir dönemlerin en revaçta ve aranan DJ’leri arasında iken hatta 2011’de yılın DJ seçilmeme rağmen şu anda piyasanın içinin boşaltılmış bir sistemle çalışması dolayısıyla biraz geri plana çekilerek yaptığım diğer işlere konsantre olup iyi işler çıkarmaya çalışıyorum.”

“On parmağında on marifet” dersek yanlış olmaz ama senin için ilk sırada gelen nedir?

“Baştan hayatı yaşama şansım olsaydı sadece futbol oynamak isterdim. DJ’likten para kazandığım için o dönemler bu alana yoğunlaşmıştım ama şimdiki aklım olsaydı futbola ağırlık vererek iyi bir oyuncu olup yurt dışı kapılarını zorlamak isterdim açıkçası.”

Haşim Volkan’ı bu kadar popüler ve tanınan yapan nedir?

“Hayatta en çok zevk aldığım şey düşünmektir. Düşünmeyi gözlem yapmayı ve sorgulamayı severim ve bunları nasıl daha yararlı hale getirebilirim diye düşünürken bunları insanlarla neden paylaşmayayım diye düşündüm. Benim gördüklerimi eminim başkaları da görüyor ama belki de ifade etmede bir eksiklik çekiyor. Bizim ülkemizde Kıbrıs ağzıyla günlük yaşantımızda trajikomik olayları ele alan ve bunu insanların yüzünde gülümseme yaratarak farkındalık şeklinde sunma konusunda müthiş bir eksiklik olduğunu fark ettim. Benim de aklımda, bu gördüğüm ve irdelediğim, insanların hemen hepsinin günlük hayatta başlarına gelen ya da yaşanması muhtemel olayları gözlemlerimin de sonucunda video çekerek sosyal medya aracılığıyla paylaşma düşüncesi oluştu. Çeşitli videolar çektim. İlk videomu geçen yıllarda yaşanan “tavuğa tecavüz” haberi üzerine çekmiştim açıkçası gelen ilgi, beğeni ve yorumları görünce şaşırmadım diyemem bu beni daha çok yüreklendirmedi de değil. Demek ki insanlara bir şeyleri verebildim bir farkındalık oluşturdum diye düşündüm. İlk videoları kısa çektim sonra izlenirliliğini görünce 6 dakikalık videolara kadar çıktı bu. İnsanların bunu izleyerek bana geri bildiriminin olduğunu gördükçe mutlu oldum ve bu bende bir sorumluluk duygusu da yarattı çünkü insanlar artık Haşim’den bir şeyler bekler oldu. Ya da eğer benim 6 dakikalık bir videomu biri sıkılmadan sonuna kadar izleyebiliyor ve yorum yapıyorsa ben burada insanlara bir şeyler verebildiğimi katabildiğimi düşünürüm ve açıkçası bu da beni çok mutlu ediyor. Ben komik bir adam değilim vermek istediğim bir mesaj var ve o mesajı izletebilir hale getirmektir amacım. Şunu unutmamak gerekir ki insanlara gülerek mesaj verirsen insanlar bunu mutlaka hatırlar. Yaptığım işleri ve gösterdiğim olayları beğenenler olduğu kadar beğenmeyenler de var tabii ki. Ama burada şunun ayırımını iyi yapmak gerekir eleştiriyle kötüleme birbirinden çok farklı iki kavramdır. Eleştiri görünümlü kötüleme yorumlarına asla tahammülüm yoktur ve kesinlikle buna fırsat da vermem. Ben, Fatma ya da Mehmet’in anlamayacağı şekilde anlattığım için bir olayı yanlış anlatmış ya da yorumlamış olmam ama eminim ki onlar da biraz daha dikkatli ve düşünerek olaya baktıklarında ne demek istediğimi anlayacaklardır ki bunları da yaşadım. Fikirlere açık olmak gerek. Herkese gerekli cevabı veririm özelden yazan olanlara da elimden geldiğince açıklama yapmaya çalışırım. Eleştiriyle kötüleme birbirinden çok farklı kavramlardır bunun farkına varıldığında ortada sorun kalacağını düşünmüyorum.”

Yardım amaçlı bir de CD çıkardın. Albümden sonra bunun tanıtımı amaçlı herhangi bir yerde DJ’lik yapmayı düşündün mü?

“Açıkçası gelebilecek içi boş olmayan tekliflere açığım. Ben şu anda bir yerin resident DJ olmadıysam bunun en büyük nedeni eğlence kültürünün kalitesinin düşmesidir. Onun dışında işletmelerin gerekli hassasiyeti ve ilgiyi göstermemesini de gösterebilir. Müzik, ışık dansçı görsel sunum artık yok artık çok sıradanlaştı DJ’lik. Dinleyici profili bile değişti artık. İyi bir dinleyici olup belli bir olgunlaşma aşamasında olan insanlar artık sıkılmaya başladı gerçekten eğlenmek isteyenler artık yurt dışına çıkmaya başladı. Ülkemizde elektronik ya da trance müzik kalitesi düştü. Mekanlar görselliğe ve kaliteye çok az bütçe ayırır oldu. Beni gerçekten anlayacak ya da yaptığım işin hakkını vererek yapmaya çalıştığımı görebilecek insan da kalmadı. Clublar düşük bütçelerle çalışmaya başladılar ve bunu diğer DJ arkadaşların da kabul etmesi bu mesleğin içini boşaltıp sıradanlaştırdı. Örnek vermem gerekirse. Benim Girne’de bir club’da çalmam için Mağusa’dan Girne’ye gitmem için belli şartların karşılanması gerek bu gerek can emniyeti açısından gerek işin diğer boyutu olarak. Ama bu yapılmayınca olmuyor. İş sistemin düzeltilmesidir. Ben şunu anladım ki DJ oyunun bir parçasıymış yöneticisi değilmiş. Ama sen Haşim Volkan’ı istersen Haşim Volkan’ı kabul edeceksin sistemin parçası olarak günün şartları ve popülaritesine göre iş yapacak DJ olmayacak çünkü Haşim Volkan. Şimdi artık kabinde kimin durduğunun bir önemi yok maalesef. DJ barmen gibi sadece müzik servisi yapmayacak. Yaptığı işin hakkını vererek yapacak. Bir duruşu olacak insanlar club’a gittiklerinde bilecek ki DJ dinlemeye gidiyor. Aslında burada mekan işletmelerine de çok önemli görevler düşüyor. Mekanın güvenlik görevlisinden DJ’inden barmenine kadar her şeyi hassasiyetle seçip gerekli özeni göstermelidir. Bu iş bir ekip işidir. Siz mekanınızı ne kadar kaliteli donatır ve gerekli özeni hassasiyeti gösterirseniz bunun geri bildirimini de o denli net alırsınız. Bunu yapmazsanız işini hakkıyla yapan DJ’inizi de kaybeder ve imajını sarsarsınız.”

hasim.jpg

Yeteneksizsiniz Yarışması’na katılmak nereden aklına geldi?

“Aslında benim yarışmaya katılma amacım kendimi gösterebilmek ve Survivor’a katılabilmekti. Başvurdum kabul edildim ve 2. tura da çıktım. Daha sonra Kıbrıs’taki işlerim dolayısıyla ilgilenemedim buradaki işlerim daha ağır bastı ve o dönem yine Kıbrıs’tan katılıp 2. tura çıkan Dance of Fire grubuyla 2. tur şansımızı birlikte denedik. Maske takıp arkadaşlara müziklerimle eşlik ettim. Ama çok büyük bir talihsizlik yaşadık ateş şov yapan arkadaş ateşin dozunu biraz fazla kaçırınca kaza da kaçınılmaz oldu. Sahneye düşen ateş parçasını galiba bir tek biz görmedik ve olanlar oldu. Oylamaya gittik seyircilerin jüriye tepkisinden ben olumlu bir sonuç çıkacağını düşünürken galiba orada bir olay oldu çünkü seyircinin tepkisiyle oylama arasındaki fark biraz şaşırttı bizi. Çünkü seyircinin tepkisi jüriye sitem eden sesler şeklindeydi ama oylama çok düşük çıktı burada bir çelişki olduğunu düşünüyorum.”

Haşim Volkan’ın bundan sonrası için planları nelerdir?

“Videolara ağırlık vermeyi düşünüyorum. Şu anda revaçta olması ve insanlar tarafından beğenilmesi beni daha çok yüreklendirdi bir farkındalık yaratmış olmayı görmek güzel. Devam etmek isterim. Okul hayatıma da gerekli hassasiyeti gösteriyorum. DJ’lik konusunda güzel teklifler gelirse onu da değerlendirmek isterim. Yurt dışında da yaptığım işlerle kendimi göstermek isterim. Açıkçası daha geniş kitlelere ulaşmak için yurt dışına açılmamın artık gereklilik olduğunu düşünüyorum. Sanal dünyanın bana çok katkısı oldu bu açıdan. Sanal dünya bana insanların gerçek yüzünü, kimin arkadaşım kimin dostum olduğunu da gösterdi yapmacık içi boş arkadaşlıklara ihtiyacım olmadığını gösterdi. Beni dünyada anlayabilen insanların olduğunu gösterdi. Arkadaşlık kavramının içi boştur benim için ve bir de benim parmakla sayılacak dostlarım vardır. Ben saygı için yaşarım insanlardan saygı beklerim. Benim amacım anlattığım mesajı çok kitlelere insanlara farkındalık yaratarak ulaştırabilmek. Facebook’ta bana şov yapıyorsun diyorlar Fecebook’ta bir nokta bile paylaşmak şovdur önemli olan şov yapmak değil yaptığın şovla farkındalık yaratıp insanlara bir şeyler katabilmek ve biraz da olsa yüzlerine bir tebessüm kondurarak faydalı şeyler verebilmektir.” (Foto: Ahmet Vamık)